Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hasan Tahsin Günek
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HAMİDİYE Mİ? MECİDİYE Mİ?

Afyonkarahisarımızın sahip olduğu uzun tarihi geçmişe paralel olarak birçok mahallemizin de bu doğrultuda çok eski birer tarihi geçmişe sahip olduklarını görürüz. Özellikle kale ve civarında kurulan mahallelerimiz 700-800 senelik bir tarihi geçmişe sahiptirler. Bunun yanında sonradan kurulmuş mahallelerimiz de vardır.
Osmanlı Devletinin 19.yüzyılda hızla gerilemesiyle birlikte tersine göçler yaşanmış ve yüzbinlerce insanımız yıllar içerisinde özellikle Balkanlar ve Kafkaslardan Anadolu’ya göç ederek canlarını zor kurtarmışlardır. Bu göçlerden Afyonkarahisar da nasibini almış, gelen muhacirlerden bir kısmı Afyonkarahisar ve çevresine yerleştirilmiştir.
Yerleştirilen muhacirlerin oluşturdukları yeni mahallelere genel olarak padişahların isimlerinin verildiğini görmekteyiz. Örneğin şehrimizde, Ayaktekkesi ile İzmir İstasyonu arasında bulunan araziye Bosna ve Rumeli muhacirleri ile ahaliden altmış dokuz hanenin iskân edilip, cami ve karakol inşaa olunmasıyla teşkil edilen mahalleye Sultan Abdülmecid Han’ın (1823-1861) isminin verilmesinin uygun görülmesi üzerine bu mahalleye 1905 senesinde Mecidiye ismi verilmiştir.1
Aynı şekilde Girit adasında çıkan huzursuzluktan ve Yunan zulmünden kaçarak Anadolu’ya sığınan muhacirlerin bir kısmı da Afyonkarahisar’a yerleştirilmiş ve bunlar için evler inşa edilerek oluşturulan mahalleye önceleri Giritliler daha sonra da padişah II. Abdülhamit ‘e ithafen 1903 senesinde Hamidiye mahallesi ismi verilmiştir.2
Bu iki mahalle Ebniye nizamnamesi ve kanununun uygulanmasıyla Afyonkarahisar’da modern anlamda ilk planlı yerleşimlerin ve yapıların ortaya çıktığı, cadde ve sokakların bir kareli defter misali birbirlerini dik bir şekilde kestikleri düzenli yerleşim alanları olmuştur. Bu durum bugün dahi net olarak görülebilmektedir.
Osmanlı İmparatorluğunda, Mustafa Reşit Paşa (1800-1858) döneminde sadece İstanbul’da yapı düzenine ilişkin olarak 1848’de çıkarılan Ebniye Nizamnamesi daha sonra ülke çapında uygulanarak yaygınlaştırılmıştır. 1882 yılında çıkarılan Ebniye Kanunu ise yapı düzeni yanında su, yol, altyapı tesisleri ile ilgili hükümlerde içererek toplumumuzu planlanmış kent yaklaşımı ile tanıştırmıştır.3
Bu kadar tarihi geçmişine rağmen Sultan II. Abdülhamit’in ismini taşıyan Hamidiye mahallesi sık sık Mecidiye mahallesiyle karıştırılmakta, vatandaşların adres ve yer tariflerinde Mecidiye mahallesinin bir devamı gibi görülmekte, hatta Alaca Hamam’dan itibaren neredeyse asri mezarlığa kadar olan kesim Mecidiye olarak tarif edilebilmektedir. Hamidiye Mahallesinde kurulmakta olan semt pazarı bile Mecidiye semt pazarı olarak zikredilebilmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Belki kolayımıza geliyor. Ama doğrusunu kullanmak veyahut en azından bilmek gerekmez mi?

 

Dip Notlar:
1 Karahisar-ı Sahib kasabasında Ayak Tekkesi namındaki mahal ile tren mevkii arasında bulunan araziye Bosna ve Rumeli muhacirleri ile eski ahaliden altmış dokuz hanenin iskân edilip cami ve karakol inşaa olunmasıyla teşkil edilen mahalleye, Abdülmecid Han’ın isminin verilmesinin uygun görüldüğü. BOA, DH.MKT./ 959-58 Tarih: H-16.03.1323
2 Karahisar Sahib kasabası civarında iskân edilen muhacirin teşkil eyledikleri mahallenin Hamidiye olarak tevsimi. (1320L-12) Yer: BOA, İ.DH., 1405-12 Tarih: H-23.10.1320
3 Feral Eke, “Merkezi Yönetim Seviyesinde Planlamanın Geçmişi Geleceği”, TMMOB Şehir Plancıları Odası, Planlama Dergisi, Temmuz-Aralık 2012/3-4, sayı:53
4Fotoğraf, 31 Ağustos 1899 tarihli Servet-i Funun Gazetesinde yayınlanmıştır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER