Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Hayaller – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 28 Temmuz 2011 Perşembe 03:00:00
  Ülke bütünlüğünün sarsıldığı şu günlerde İmralı’daki eşkiya başı Abdullah Öcalan 18 Temmuz günü “demokratik özerklik”le ilgili bir açıklamada bulunuyor ve emir aldığı güç odaklarının kendisine verdiği yol haritasını böylece ortaya koyuyor.
Bu açıklama aynı zamanda Emperyalizmin bir ülkeyi nasıl böldüğünü, terör örgütünü nasıl siyasallaştırdığını, sonra devletleştirdiğini de ortaya koyuyor.
Bebek katili Apo şöyle diyor: “Önemli olan demokratik özerkliğin içini doldurmaktır, pratik uygulamasını yapmaktır. Artık pratikleştirme yönünde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. -Türkiye’yi 20-25 bölgeye ayırmalıdırlar. Birbirine kültürel, sosyal, ekonomik ve diğer özellikleriyle benzer olan dört-beş il bir araya gelir, bir bölge olur. Örneğin İstanbul bir bölge olur, Trakya bir bölge olur. Ege, kuzey, güney ve iç Ege diye üçe ayrılabilir. Akdeniz birkaç bölgeye – Örneğin Antalya özgün bir kültürdür, tek bir bölge olabilir-, İç Anadolu birkaç bölgeye ayrılabilir. Konya bir bölge olur. Kayseri merkezli birkaç il bir bölge olabilir. Karadeniz üç böl-geye ayrılır. Doğu, güneydoğu birkaç bölge olur. 6-7 bölge olabilir. Örneğin Botan bir bölge olur. -Bu 25 civarındaki bölgelerden de yerel konfe-ranslar yapılarak Kongre’ye 400 delege gelir. 100 delege de sivil toplum kuruluşlarına, akademi, akil adamlara, aydınlara ayrılabilir. Başkanları eş başkanlık şeklinde olur. 25 kişilik gölge kabinesi olur. Bu en geç Ekim ayına kadar tamamlanması gereken bir süreçtir. Meclis’te -TBMM- de oluşturulur. Ekim’e kadar bitirilmesi önemlidir. Çünkü Ekim’de Meclis açılacak, anayasa çalışmaları olacaktır…’’Şimdi bize düşen bu söylenenlerle bugünden sora yaşananların birbiriyle örtüşüp örtüşmediğini dikkatle izlemek. Sonrası Allah kerim…
***
Bir manyağın yaptığı katliamın ardından Norveç ve batı dünyası şokta, dindar bir Hristiyan bunu nasıl yapar şaşkınlığı içindeler.
Neden şaşırdıklarına da biz şaşırıyoruz doğrusu. İnsanlık tarihinin yüz karalarından olan haçlı seferlerini düzenleyen kimlerdi? 11 Eylül 2001 trajedisi sonrası haçlı seferine gönderme yapan Bush’un ilk sözü “Kutsal Savaş” değil miydi?
Oysa Dünyanın güç merkezleri, “İslami terör” algısını insanların zihnine yerleştirmek için çok uğraştı. Batı da yaşayan müslümanlar “Her müslüman terörist değil ama her terörist Müslüman” görüşüne cevap veremiyorlardı.
Yüzyılın canisi Anders Breivik saldırıdan saatler evvel internette “Avrupa ülkelerinde siyasi ve askeri kontrolü ele geçirme ve kültürel muhafazakar politik gündem uygulama niyetinde olan küçük bir grubun parçası olduğunu” anlatan 1500 sayfalık manifesto yayınlıyor. Demek ki bu katliam için “bir manyağın işi” demek hafif kalacak.
Katliam sonrasında “Tapınak şövalyeleri” olgusu bir kez daha gündeme geldi. Tapınak Şövalyeleri gerçeğinin 1099’da Kudüs’te üç günde 70 bin kişinin öldürülmesi manasına geldiğini unutmamak gerekir.
Ülkemize, milletimize ait sorunların çözümünü Batı’da, ya da ülke dışında görenlerin, “yüzyılın canisi” ile gündeme gelen bu konular ışığında ne hissettikleri önemli. Tarihi sürecin defalarca ispatladığı üzere, bu toprakların, bu insanların, bu kültürün yaşadığı sıkıntıların çözümü yine bu topraklara, bu insanlara, bu kültüre, bu dine, tarihi silsileye aittir.
Medeniyeti, uzlaşmayı, kalkınmayı, ilerlemeyi kendimiz dışında aradığımız sürece hayal kırıklığına uğramaktan kurtulamayacağız ne yazık ki…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER