Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HER KAVME BİR PEYGAMBER GÖNDERİLMİŞTİR

İslam öncesi dönemlerde de Türkler arasında adalete ve eşitliğe dayanan bİr düzen vardı. Çünkü Türkler İslamla müşerref olmadan önce de Hz. İbrahim aleyhisselamın dini olan Haniflik dinine benzer Muvahhid karekterli, Allah’ın bir ve tek olduğuna, öldükten sonra dirilmeye, cennete, cehenneme, meleklere, günaha ve sevaba inanan ve savaşları Allah’ın rızasını kazanmak ve dünyaya nizam vermek ve dünyada barışı ve adaleti sağlamak için yaptıklarına inanan bir milletti. Hiç şüphesiz bu inançlar ilâhi kaynaklı olup ve Türklere Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerin varlığına işarettir.
Yapılan araştırmalar, eski Türklerin, inanç itibari ile İslam’a hazır olduklarını, bazı bulaşmalara rağmen “MUVAHHİD-HANİF” kaldıklarını göstermektedir. Bu araştırmalar, Türk milletine adları bilinmeyen yalavaç ve peygamberler gönderildiği gerçeğini ortaya koymaktadır. S. Ahmed Arvâsi’nin ifadesiyle: “Nerede” tevhid “nuruna rastlanırsa orada bir peygamber soluğu dolaşmış demektir.” (S.Ahmed Arvasi Türk İslam Ülküsü 1: 50)
Her kavme, millete bir peygamber gönderildiği ve kavimlere ayrı ayrı gönderilen bu peygamberlerin o kavmin lisanı ile gönderildiği Kur’an-ı Kerim’ de açıkça belirtilmektedir:
“…Hiç bir millet yoktur ki içlerinden cehennem ile korkutucu, uyarıcı bir peygamber geçmiş olmasın.” (Fatır suresi 24. ayet)
“Her kavmin bir doğru yol göstericisi vardır.” (Rad suresi ayet 7)
“Biz her peygamberi apaçık anlatabilmesi için kendi kavminin diliyle gönderdik.” (İbrahim suresi ayet 4)
Araştırmacılar Hz. Nuh’un oğlullarından Yafes aleyhisselamın Türklerin atası olduğuna ve Yafes aleyhissselamında peygamber olduğuna ve Türklerin efsanevi atası Oğuz Han’ın BİR TANRI yolunda uzun yıllar süren savaşlar yaptığına dikkat çekerler. .(M.Niyazi Türk Devlet Felsefesi,178)
Türkler arasındaki adaleti, huzuru ve barışı düzenleyen ve herkesin uymakla yükümlü olduğu kurallara “TÖRE” denirdi.
Türk toplumunda fiilen yaşayan, hayatın zamanla hukuki-sosyal değer kazanmış davranışlarını içine alan ve genelde “kanun ve hukuk” manasına gelen eski Türk sosyal hayatını düzenleyen “zorunlu” kurallar-normlar bütünü olan törenin amacı: Türk ilinde ve dünyada barışı, adaleti ve refahı temin etmekti.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti