Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Herkes depremle ilgili dikkatli konuşmalı!

Afyonkarahisar İnşaat Mühendisleri Oda
Herkes depremle ilgili dikkatli konuşmalı!

Afyonkarahisar İnşaat Mühendisleri Oda (İMO) Temsilciliği’nce hafta sonu Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 Bölüm 2-3-4 ve Bölüm 7” başlıklı bir eğitim semineri düzenlendi. ATSO Toplantı Salonunda gerçekleştirilen seminere oda üyelerinin yanı sıra İnşaat Mühendisliği Fakültesi öğrencileri de yoğun ilgi gösterdiği gözlendi.
“DEPREM YÖNETMELİĞİ MERCEK ALTINDA”
Seminerin açılış konuşmasını Afyonkarahisar İMO Mesleki Denetim Sorumlusu Ayşegül Sevim yaptı. 1 Ocak 2019 tarihinde yeni Deprem Yönetmeliğinin uygulamaya geçeceğini dile getiren Sevim, “İMO Genel Merkezimiz tarafından 7 şubemiz de Bilim Kurulumuz tarafından yeni deprem yönetmeliği anlatılmaktadır. Bunlarla ilgili videolara şubelerimizin youtube kanallarından ulaşabilirsiniz. Biz de temsilcilik olarak bu konuda bir giriş yapalım istedik. Toplamda yaklaşık 4 saat sürecek olan seminerimizin birinci bölümünde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mizan Doğan betonarme yapıların deprem hesabıyla ilgili sunum yapacaktır. İkinci bölümde ise Eskişehir Teknik Üniversitesinden Doçent. Dr. Özgür Avşar tarafından eski ve yeni yönetmelik arasında ki farkları genel hatlarıyla ele alıp, eski ve yeni yönetmeliklerinde yerinde dökme, betonarme sistemlerinin tasarım kurallarında ki değişiklikleri kapsamlı şekilde anlatacaktır. Tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
“SORULARA
CEVAP ARINIYOR”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mizan Doğan “Betonarme Yapıların Deprem Hesabı” başlıklı sunumunda sayısal değerleri önceki uygulamalar ve yeni yönetmelik karşılaştırması şeklinde anlatım yapacağını ifade etti. Deprem yönetmeliğinin 2-3 ve 4’ncü kısmını en sade şekilde anlatacağını söyleyen Doğan, “Yönetmelik yeni akıbeti çok net değil. Pek çok insan tarafından da daha sindirilemedi. Sayısal örnek üzerinden bunların içeriğini anlatmaya çalışacağım. Öncekilerle ilgili mümkün olduğunda değerlendirme yapacağız. Neden deprem Türkiye de ve dünya da bu kadar mühendisi çözüm için uğraştırıyor? Sayısız öğrenci bu derslerle uğraşıyor. Sayısız laboratuarları meşgul ediyor. Sayısız insanın yaşamına son veriyor veya yaşam düzeyini bozuyor. Deprem bölgesinde olmayan yapılar bile deprem etkilerinden dolayı çeşitli şeylere maruz kalıyor. Her yapıda değişik oranlarda yapıların maliyetini arttırıyor. Çok sayıda değişik düzeylerde deprem haritası hazırlanıyor. Birçok deprem yönetmeliği hazırlanıyor. Elimizde bir deprem yönetmeliği olduğundan sonunu böyle bağlamak istedim. Tüm bu sorulara cevap arıyoruz.” diye konuştu.
“DEPREMİN VERDİĞİ
ZARARI KİMSE VEREMEZ”
Öncelikle deprem probleminin boyutunu görüp altından nasıl kalkılacağının ana problem olduğunu belirten Prof. Dr. Mizan Doğan, depremin ne kadar tanınıp ne kadar benimsendiği tespitinin önemine değindi. Doğan, “Neden deprem dedik? Deprem sonrası manzaraların fotoğraflarını herkes biliyor. Depremle meydana gelen yıkım ve olumsuzluğu karşınızda olup sizi istemeyen hiç kimse yapamaz. İşte bu etkilerin olmaması için tüm bu yıkımların yaşanmaması için çabalıyoruz. Birde gazetelerin depremin verdiği zarar ve yıkımı anlatan manşetler atmaması için. Mesela 1999 yılında ki büyük depremde ‘Acımız büyük’ ’45 bin ölü’ gibi manşetleri hepimiz hatırlarız. Temel kazması gereken kepçelerin ne çukuru kazdığı herkesçe malumdur.” şeklinde konuştu.
“PROBLEM CİDDİYE ALINMALI”
Deprem ile yıkıcı etkilerinin yaşanmaması için uğraş verildiğini belirten Doğan şöyle konuştu:
“Burada aslında en büyük suç hocaların. Bunu baştan kabul ediyorum. Çünkü gereken şeyler gösterilmedi. Slaytta görüldüğü üzere deprem çeşitli yayın organlarına yıldırım baskı bile yaptırabiliyor. Dünya geneline baktığımızda çeşitli örnekler ve bunların karşılaştırmasını slaytlar aracılığıyla yapabiliyoruz. Görüldüğü üzere bu birazda insanlığın problemidir. İnsanlığın problemini tüm insanlar birlikte çözmeye mecburdur. Bu duruma böyle bakmak gerekir. Yaşanan deprem manzaraları sırf betonarme yapıyla değil tüm yapıların problemidir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana ülkemizde depremde ölen insanımızın sayısı yılda ortalama bin kişi iken son İzmit depreminde 45 saniyede bu sayı bin 300 kişiye ortalama çıkıyor. Problemin çapı ve etkisi çok büyüktür. Depremi ciddiye alan ülkelerden Japonya’da 7,2 şiddetinde ki depremde ölü sayısı 6 kişi iken ülkemizde bu sayı 30 ile 40 bin kişi arasında bir rakamdır. Bu konuda ki rivayet muhteliftir. Problemin ciddiye alınmaması etken faktördür. Herkesin deprem konusunda konuşurken endazesine uygun konuşması lazımdır. Deprem olacak diye bir kaşık suda fırtına koparılmaması gibi olmayacak diye de insanların evinin önüne bir dönüm bostan ekmemesi gerekir. Konu ile ilgili yetkili merciler bu işi dikkate alarak gerekli düzeni alarak insanları doğru şekilde yönlendirmelidir.” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

 

 

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti