Hizmetler kitaplaşsa ne güzel olur

13 Temmuz 2010 Salı 03:00:00
  Haftasonu iki bakan ağırlayacağımızı duyunca Pazartesi günkü gazeteleri az-çok tahmin etmiştim. Sayfaların 3’te 2’si bakanlara ayrılacaktı. Bunda garip bir durum yok. Çünkü bakanlardan daha fazla yer kaplayacak, daha mühim bir gelişme de yok.
Afyonkarahisar’da haftasonunda programlara katılan bakanlardan biri Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’ydu. Açıklamalarını okumuşsunuzdur. Özellikle “liyakat” vurgusu, herkesin, belki kendi partisinin bile örnek alması gereken bir sorun. Çünkü görüyoruz, duyuyoruz ki, kimi yerlere “liyakat” esası olmadan görevlendirmeler yapılıyor. Hatta geçen aylarda yaygın basın-yayın kuruluşlarından Sözcü Gazetesi de bizzat Eroğlu ile ilgili böyle bir haberi manşetine taşımıştı.
Eroğlu, basınla sohbet etti
Eroğlu’nun basına yansımayan, ama basın mensupları ile ayaküstü sohbetinde söylediği sözler de oldukça önemli. Korel Termal Otel’deki bir programa yetişirken basına seslenerek “Nasıl gidiyor arkadaşlar” diyen Eroğlu, gazetecilerin mikrofon ve ses kayıt cihazlarını uzatmak istemesi üzerine “Afyonkarahisar’a yaptığımız hizmetleri kitap hâline getireceğim” demesi ve gülmesi, oldukça sempatik bir tavırdı. Eroğlu, şakayla karışık Afyonkarahisar’a ciddi yatırımlar yapıldığını, bu durumun diğer iller tarafından gıpta ile izlendiğini hatırlattı. Eroğlu, Koordinasyon toplantısında da buna benzer açıklamalar yapmış, Afyonkarahisar’ın “Afyonyeşilhisar” hâline geleceğine dikkat çekmişti.
İstiklal Ormanı, kulağa hoş geliyor
Eroğlu ile basın mensupları arasında sohbet devam ederken Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban da geldi ve sohbete katıldı. Bakan Eroğlu, Başkan Çoban’a dönerek “Kent Ormanı’nı açacağız, ama daha adını koyamadık” dedi. Bunun üzerine Başkan Çoban, çok sayıda isim önerisinin olduğunu, bununla ilgili Kanal 3’ün de bir kampanya başlattığını, isimlerin bir dosya hâline getirileceğini aktardı. Yani Kent Ormanı’na isim bulma aşamasında sona gelindi, diyebiliriz. Aslında Bakan Eroğlu, Koordinasyon Toplantısı’nda Kent Ormanı’nın ismi için bir ipucu verdi. Eroğlu, “Ekim ayında açacağımız Kent Ormanı” dedikten sonra “Artık 27 Ağustos Ormanı mı dersiniz, İstiklal Ormanı mı dersiniz” diye ekledi. İstiklal Ormanı, Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünü anlatması bakımından kulağa hoş geliyor. İnsanın “Ya istiklal, ya ölüm” diyen damarı kabarıyor.
Bununla birlikte daha önce Kocatepe sütunlarından aktarılan “Sultan Divani Kent Ormanı” önerisi de dikkate alınmalı. Çünkü Sultan Divani de Afyonkarahisar’ı Afyonkarahisar yapan unsurlardan bir tanesi.
Faili meçhuller başlığı
Haftasonu ağırladığımız bir diğer bakan da İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dı. Atalay, demokratikleşme üzerinde durdu, yeni Anayasa Paketi’ni övdü, muhalefete yüklendi. Faili meçhullerle mücadele yapıldığını söyledi. Bu mücadele çerçevesinde 18 Aralık 2002’de Ankara’da düzenlenen suikast ile hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun kimler tarafından öldürüldüğün de açığa çıkmasını umuyorum.
Bazı toplantıların basına
kapalı olmasında yarar var
Bakanlar geldiğinde bazı toplantıların “basına kapalı” olup olmayacağı tartışılır. Basına kapalı olarak görülen bir toplantı, son anda basına açılabilir. Programların ardı ardına geldiği günlerde basına kapalı toplantılar, bana ilaç gibi geliyor.
Haftasonundaki toplantılarda da öyle oldu. İl Danışma Meclisi toplantısının basına kapalı olacağı duyuruldu. Toplantı başladığında fotoğraf ve görüntü “tedarik” edip salondan çıktık. Sonra kimimiz ses kaydı çözdü, kimimiz haber yaptı. Böylece zaman kazanmış olduk. Zaten gazetecilik ile zaman arasında ciddi bir bağ olduğunu hepi-miz biliyoruz.
Zamana riayet edildi
Dikkatimi çeken bir başka nokta da haftasonu yapılan programların genel itibariyle saatine sadık kalınmasıydı. Programlar ya 15 dakika erken başlar, ya da yarım saat “tehir” edilirdi. 11 Temmuz’da yapılan toplantılarda erken ya da geç başlama söz konusu olmadı.