Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HZ. PEYGAMBER’İN ÖRNEK AHLAKI VE ŞAHSİYETİ (2)

Hz. Peygamber aynı toplumda beraber yaşadıkları gayr-i müslimlerle münasebetlerinde de bugünün insanına güzel örnekler sunan uygulamalar sergilemiştir. Allah’ın Rasulü’nün hasta olan bir Yahudiyi ziyaret etmesi ve bir Yahudi cenazesi için ayağa kalkarak ona hürmet göstermesi hepimizce malum hadiselerdir. Hz. Peygamber’in ayağa kalktığı cenazenin Yahudi bir kişiye ait olduğunu hatırlatanlara verdiği “Bu da bir insan değil mi?” (Müslim: 1593, 1596) şeklindeki cevabı, insana sırf insan olduğu için saygı gösterilmesi gerektiğinin fiili bir örneğidir.
Rasûlullah’ın (as) “Büyüklerini saymayan, küçüklerini sevmeyen bizden değildir.” (Tirmizi, Birr, 15) “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”(Müslim, Cihad; Buhârî, İcâre, 8), “Güzel söz, sadakadır.” ( Buhârî, Edeb, 14/8; Müslim, Zekat, 83/3,) “İnsanlara acımayana Allah da acımaz.” (Müslim, Fedâil, 66,) ve “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhârî, Edeb, 18) gibi sözleri de sevgi, saygı, merhamet ve hoşgörü gibi erdemlerin İslâm’da ne derece önemli bir yere sahip olduğunu vurgular niteliktedir.
Kusursuz bir ifade kabiliyetine sahip olan Resûlullah, hayatı boyunca sadece gerçeği söylemiş ve söylediklerini harfi harfine yaşamıştır. O, daima tatlı dilli, güler yüzlü ve toleranslı olmuş; bununla beraber sözlerini saygı ile dinletmeyi de başarmıştır.
Sevgili Peygamberimiz düğün davetine icabet eder (Tebarani), hastaları ziyaret eder ve cenazelerde bulunurdu. (Tirmizi, İbni Mace, Hakim) Çok cesurdu. Düşmanların arasında tek başına nöbetçi olmaksızın gezerdi.(Tirmizi, Hakim) Dünya işlerinden onu korkutup ürkütecek hiç bir şey yoktu. (Tirmizi) Bulduğunu giyerdi. Bazen Yemen’de imal edilen bir kürk giyerdi. Bazen şemle tabir edilen bir elbise, bazen yünden yapılmış bir cübbe giyerdi. (Ahmed) Eline geçen bineğe binerdi. Bazan ata, bazen deveye, bazen kızıl bir katıra, bazen merkebe binerdi. Bazen yaya, yalınayak, abasız, sarıksız yürürdü. (Müslim, Buhari ) Medine’nin uzak yerlerinde olsa dahi hastaları ziyaret ederdi. Güzel kokuları severdi. (Müslim, Buhari) Kötü kokuları sevmezdi. (Müslim,Buhari) Fakirlerle otururdu. (Nesâi) Miskinlerle yemek yerdi. (Ebu Davud) Ahlakında fazilet ehli olan kimselere ikramda bulunur, şeref ehliyle yakınlık kurar, kendilerine ihsanda bulunurdu. (Buhari) Akrabalarına sılayı rahim yapar, fakat onlardan daha üstün olan kimseye onları tercih etmezdi. (Tirmizi) Hiç kimseye cefa vermizdi. (Hakim) Özür dileyenin özrünü kabul ederdi. (Ebu Davud, Tirmizi) Mübah oyunları görür, yasaklamazdı. (Buhari, Müslim) Eşiyle yarışırdı. (Ebu Davud, Nesai) Yanında sesler yükseldiği halde sabrederdi. (Buhari ) Fakirliğinden veya kötürümlüğünden dolayı hiçbir fakiri hakir görmezdi. (Buhari) Hiç bir padişaha, padişahlığından dolayı, itibar etmezdi. Fakiri ve padişahı eşit bir şekilde Allah’ın varlığına ve birliğine davet ederdi.
Bir gün adamın biri O’nu ziyarete gelmiş, huzuruna girinci titremeye başlamıştır. Bunu gören Peygamberimiz:
“Arkadaş! Titreme, ben bir hükümdar değilim. Ben Kureyşten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum” diyerek misafirini rahatlatmış ve alçak gönüllülüğün en güzel örneklerinden birisini vermiştir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER