Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İbret VESİLE’si – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 6 Mart 2010 Cumartesi 02:00:00
  Cihan Haber Ajansı Afyonkarahisar Muhabiri Mustafa Kuşen pek çok kimse için ibret vesikası olan bir haber geçti abonelerine. “Mum ışığında okul ödevlerinin yanı sıra günlük 200 soru, gittiği dershanenin düzenlediği sınav günlerinde de 500 soru çözen Vesile’nin azmi ve başarısı görenler tarafından takdirle karşılanıyor” di-yordu haberin ilk cümlesi.
Devamı ise şöyle: Okulunda sınıf birincisi olan Vesile, başarısından dolayı Sandıklı ilçesinde ücretsiz olarak gittiği bir dershanede, dershanenin 6. sınıflar arasında yaptığı her sınavda da birinci olur. 6. sınıflarda ilçe birincisi olan Vesile’yi, ilçedeki özel dershaneler kapmak için adeta bir biri ile yarışır. Evlerinde elektrik olmadığı için mum ışığında ders çalışarak başarılı bir öğrenci olan Vesile, en çok evlerinde elektrik, su, çok sayıda soru kitapçığı ve kendine ait bir odanın olmasını istiyor.
Vesile’nin babası, Epilepsi rahatsızlığı bulunan, evli ve 3 çocuk babası Ali Yiğit (38), Sandıklı’nın Akharım beldesinde oturuyor. Yiğit’in kendi imkanlarıyla yaptığı derme, çatma tek odalı ev beldenin dışarısında. Rahatsızlığı yüzünden ağır işlerde çalışamayan Yiğit’e, kapısını çaldığı başka yerlerden de iş veren olmamış. Ailesinden de destek görmeyen Yiğit, maddi sıkıntılar yüzünden evine elektrik ve su bağlatamıyor. Yiğit, ailesi ile elektrik, su, banyo ve tuvalet olmayan tek odalı evde zorluklar altında yaşam mücadelesi veriyor.
Evin en büyük çocuğu Vesile. Vesile’nin ilköğretim 4. sınıfa giden Vedat (10) ve 2. sınıfa giden Emre (8) isimli 2 erkek kardeşi var. Vesile’nin kardeşleri de kendisi gibi çalışkan ve sınıfların en başarılı öğrencileri arasında yer alıyor. Vesile, bütün olumsuzluklara rağmen mum ışığında, üşümemek içinde battaniye altında gece geç saatlere kadar ders çalışı-yor, soru çözüyor. Ailesinin durumu gören Vesile, okuyup adam olmak, ailesine bakmak istiyor.
Babası doktor olmasını istese de Vesile’nin hayalinde hakim olmak yatıyor. Vesile günlük 200 soru, dershanenin sınav günleri de 500 soru çözüyor. Ancak, bu sorular Vesile’ye yetmiyor. Daha fazla soru çözmek istiyor ama babası ona maddi sıkıntılar yüzünden soru kitapçığı alamı-yor. Vesile’nin soru kitapçıklarını dershaneden rehber öğretmeni karşılamaya çalışıyor. Ancak Vesile’ye bu da yetmiyor. Başka soru kitapçığı olmayan Vesile, elindeki mevcut kitaptaki soruları birkaç defa tekrar çözmek zorunda kalıyor.
Vesile, mum ışığında ders çalışmanın gerçekten zor olduğunu söylerken, kelimeler boğazına diziliyor. “Kendi odam ve odada elektrik olsaydı, ders çalışmada bu kadar zorlanmazdım.” diyen Vesile, “Maddi yönden de durumuz iyi olsaydı o zaman belki günde bin soru çözer ve daha başarılı bir öğrenci olurdum. Ben daha çok ders çalışmak, kitap okumak istiyorum ama soru çözmek için kitabım yok.” diye konuşuyor. Her şeyin maddiyata dayandığını belirten baba Ali Yiğit, “Param olsa evimin elektriğini, suyunu bağlatırım. Kızama bol bol soru kitabı alırım. Ama maddi yönden imkanım yok.” diyor. Ev soğuk olduğu için kızının battaniyenin altına girerek gece geç saatlere kadar mum ışığında ders çalıştığını dile getiren baba Yiğit, 3 çocuğunun başarılı birer öğrenci olduğunu ve hepsini okutmak için elinden geleni yapacağını ifade ediyor.
Anne Şerife (36) Yiğit ise çocuklarının mum ışığında ders çalışmasından çok rahatsız oluyor. Eşinin rahatsızlığı yüzünden çalışamadığını, iş için çaldığı kapılardan ise hep geri çevrildiğini dile getiren Anne, evin geçimini defne yaprağı ayıklayarak sağladığını belirtiyor. Haftalık 15 TL ile geçinmeye çalıştıklarını dile getiren Şerife Yiğit, “Bezen Vesile’ye ‘Kızım yeter artık, daha fazla mum ışığında ders çalışıp ta mumu bitirme’ diye kızıyoruz. Yapacak bir şeyimiz yok. Durumumuz içler acısı. Elektrik, su, banyo, tuvalet yok. Tek odalı bir evde yaşama mücadelesi veriyoruz. Çok zor durumdayız. Ben çocuklarımın okumasını istiyorum. Onların bizim gibi olmasını ve zorluk çekmesini istemiyorum.” dedi.
Vesile ve ailesine elbette sahip çıkanlar olacaktır. Milletimizin ve devletimizin bu özelliğinden şüphemiz yok. Bu haberi bir kez daha buraya taşımamızın sebebi, ibret alınması amaçlıdır. Bu haberi, Vesile’nin çalışma azmini ve içinde bulunduğu şartları keşke her öğrencimize okutabilsek. Mutlaka bir şeyler ifade edecektir diye düşünüyoruz…
6 Mart Bitki Günü
Millet olarak hemen hemen her şey için bir gün belirlemişiz ve bu günlerde yeterli/yetersiz etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Önemine inanılan şeylere bu günlerde işaret edilmeye çalışılıyor. Son olarak dünyadaki eşsiz düzenin ayrılmaz bir parçası olan “bitkiler” için de bir gün belirlemiş insanımız.
Dünyanın en güzel “süsü” olan ve insan yaşamında büyük öneme haiz olan bitki dünyasının bir günü olmayışına işaret eden Süleyman Gönülkırmaz ve arkadaşları, 2006 yılında demişler ki; “Dağdaki çamdan, kırdaki papatyaya kadar, her şeyi madem bitki diye isimlendiriyoruz. Bitkilerin bizim, canlılar ve dünya için önemini vurgulamak için neden 6 Mart Dünya Bitki Günü olmasın?”
Cemre’nin 6-7 Mart’ta toprağa düştüğünü ve toprağı ısıtmaya başladığını belirten Süleyman Gönülkırmaz “Herhalde bitkiler de bu günü sever” diye bitkilerin gıyabında düşündük” diye ekliyor. Arkadaşları ile fikir birliğine vardıklarını ve bunu belgelemek istediklerini anlatan Gönülkırmaz, “6 Mart 2006’da Hürriyet’in Akdeniz ekinde bir duyuru yayınlatarak konuyu belgelemek istedik. Ayrıca Milliyet Gazetesi’nde Melih Aşık köşesinden bu çabamızı minik bir yazı ile duyurdu. Şimdi bu konuyu yerelden genele taşımak için çalışı-yoruz” diyor. O kadar çok şeyin gününü kutlarken, insan ha-yatının önemli bir parçası olan, “Bitkiler” için de bir şeyler yapılması, çiçek, fidan, ağaç dikimi için yeni bir bahane yaratılması sizce de fena olmaz mı?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER