Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İ’LÂY-I KELİMETULLAH VE NİZÂM-I ÂLEM ÜLKÜSÜ-2

(Dünden Devamı)
Osmanlı resmi ideolojisinin bel kemiğini İslam teşkil eder. Safevi devleti Şiilikten nasıl bir siyasal ideoloji çıkarmışsa, Osmanlı Devleti de ehl-i sünnet inançlarından mukabil bir siyaset ideolojisi oluşturmuş, İran’ın ideolojisini Rafizilik” olarak tavsif ve mahkûm etmiştir. Osmanlı resmi ideolojisinin İslam’la sıkı münasebetinin diplomatik belgelerde pek çok göstergesi vardır. Mesela Osmanlı sultanlarının kullandıkları “el-müeyyedminındillah” (Allah tarafından desteklenmiş) unvanı en tipik göstergelerden sadece biridir. Bu göstergelerin en açıkta olanlarından biri de bilindiği gibi sultanların daima öne çıkarmaktan çok hoşlandıkları “Sultanu’l-guzâtve’l-mücahidin” (gâzilerin ve mücahidlerin sultanı) unvanı veya “İ’lây-ı Kelimetullah” veya “İ’lây-ı Kelimetullahi’lUlyâ” (Allah’ın yüce adını yüceltmek) kavramında olduğu üzere, güçlü bir Allah yolunda cihad ve gazâ ideolojisi vurgusudur (Ocak, 2004, s. 78-79).
Osmanlının yayılışı, bağlı olduğu dünya görüşünün, bayraktarlığını yaptığı inancının gereğiydi. Osmanlının kuruluşu cihad ideali üzeredir ve bu devlet, bu idealin hakkını vermek için çalışmıştı. Osmanlı, sürekli olarak Allah adını yüceltmek, O’nun buyruklarını hâkim kılmak (îlâ-yı kelimetullah) için savaşmıştır (Maksudoğlu, 2003,s.18.).
Kızılelma’dan söz edildiğinde hemen aklımıza Kızılelma’nın yanında ondan ayrılmayan Nizam-ı âlem” ve “Î′lây-ı kelimetullah ülküleri gelir. Nizâm-ı âlem ve İ’lây-ı kelimetullah ülküleri bizim milli ve insani ülkülerimiz olduğu kadar aynı zamanda İslâmi ülkülerimizdir. Fakat her ne hikmetse bu ve buna benzer ülkülere diğer İslam milletlerinde rastlanmamıştır. Nizâm-ı âlem ülküsü İslam öncesindeki Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi’ninİslâmi dönemdeki adıdır. Eski Türk Cihan Hâkimiyeti ülküsünün hedefinde dünyaya Türk Töresi ile nizam vermek ve dünya barışını tesis etmek düşüncesi varken; İslami dönemlerle birlikte Nizâm-ı Âlem adını alan bu ülkünün hedefi Allah’ın silm/barış ve şefkat dini olan İslamiyet’le âleme/dünyaya nizam vermektir.
Prof. Dr. Recai Coşkun Hoca Düşünce Dünyasında Türkiz adlı dergideki yazısında i’lâyıkelimetullah konusunda şöyle diyor:
“Kızılelma’dan Söz edildiğinde, hele de zaman Osmanlı Devleti fütuhatına denk düşüyorsa “Nizam-ı âlem” ve “Î′lây-ı kelimetullah” akla ilk gelen kavramlardır. Bunlar Osmanlı Döneminde Türklük ideallerine İslami lezzet katılmasıyla ortaya çıkmıştır. Lakin burada dikkat çeken bir husus vardır. Hem “Nizam-ı Âlem” hem de “Î′lây-ı Kelimetullah” özlerinde birer İslami mefhum olmakla birlikte bunlar İslam dünyasında sadece Türklüğün zihniyet ve ülkü dünyasında karşılık bulmuşlardır. İlahi sır.”
Bu iki kavram memalik-i İslam’da niçin sadece Türkler tarafından sahiplenilmiştir? Bu tespitten şöyle bir çıkarsama yapmak mümkündür: Kızılelma Ülküsü, Türklerin millî ruhlarında gömük olarak yaşar ve tarihin akışı içerisinde kendisine yeni bir biçim bulur. Öz değil ama zaman ve şartlarda başkalaşmalar bu biçimin yenilenmesine vesile olur. Belki tam tersinden de okunabilir bu durum. Dünyaya hükmetme Ülküsü, aslında Türklerin İslamlığının teminatıydı. Bir koza gibi Türk millî ülkülerini içerisinde besledi ve son dine hazır bir hale getirdi. Türkler Araplarla ilk karşılaştıklarında ortaya çok hoş hikâyeler çıkmadı, lakin İslamlıkla karşılaştıklarında kendi değer sisteminin cismanileştiği bir dinle buluşmuşçasına bu bayrak altına geçtiler. Böylece tarihi koşuları da esas manasını bulmuş oldu. (Coşkun, R. 2014, Düşünce Dünyasında Türkiz Siyaset Ve Kültür Dergisi. S.36, Yıl:5 / Sayı: 25 / Ocak – Şubat 2014)
Kızılelma’yı Klasik Türk Şiirinde İslâmiyet’teki fetih anlayışıyla Türklerin cihan hâkimiyeti idealinin birleştiği bir kavram olarak okuyabiliriz. Âşık Çelebi Kızılelma ile İslam’ı bir beytinde şöyle bir araya getirmektedir:
Dikilsünṣancaḳ-ı İslâm sîb-i Müslimîyensün
Ṣalupeyvâyıehl-i nâra ‘azm it Ḳızılelma’ya (Hançerlioğlu 1988: 113)
Beyitte İslâm sancağı bir ağaç gibi tasavvur edilmiş ve “sîb-i Müslimî” yenmesi için onun dikilmesinden bahsedilmiştir. Yine burada dehşet ve korku salmak anlamına geldiğini düşündüğümüz “eyvâ salmak” ile Kızılelma, beyitte bir tenasüp (uyuşma) oluşturur (Şen, 2017, Klasik Türk Şiirinde Kızılelma, 206).”
Demek ki Türk’ün Kızılelması Cenâbı Allah’ın Türk’e gösterdiği yer ve hedefler peşinde koşmak ve Allah’ın adını i’lâ etmek yani yüceltmek, âleme nizam vermekti. Bu bakımdan İ’lâyıkelimetullah ve Nizâm- âlem ülküsü Türk milletinin hem millî hemde İslâmî hem de insâni ülküsü olmuştur.
KAYNAKLAR:
Coşkun, R. (2014), Düşünce Dünyasında Türkiz Siyaset Ve Kültür Dergisi. S.36, Yıl:5 / Sayı: 25 / Ocak – Şubat 2014)
Hançerlioğlu, Filiz (1988). Âşık Çelebi Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi
Maksudoğlu, M, 2003,Osmanlı Tarihi, İstanbul. Elif Yayınları.
O.Turan,(1969), T.C.H.M. Turan Neşriyat Yurdu.
Ocak, Ahmet Yaşar, (2004) “Osmanlı “Resmi (Yahut İmparatorluk) İdeolojisi” Meselesi”, Doğu-Batı, Yıl 7, Sayı 29, Ağ-Ey-Ek-2.
Şen, Y. (2017). Klasik Türk Şiirinde Kızılelma. Littera Turca Journal of Turkish Language andLiterature, 3(4), 197-217
Türk Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi “İ’lây-ı kelimetullah maddesi”.
(SON)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER