Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İMÂMIN NAMAZI HAFİF TUTUP UZATMAMASI

İmâm olacak şahıs, cemaate nefret verecek şeylerden sakınmalıdır. Bir imam tesbihleri ve kıraatı cemaati usandıracak kadar uzatması uygun değildir, çünkü hastalar, yaşlılar ve acele işi olanlar olabilir. Bu arada acele etmek de mekruhtur.
Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz cemaate kıldırdığı namazı uzatmadan kısa olarak kıldırsın, çünkü cemaatin içinde tahammül edemeyen, ihtiyar, hasta ve acele bir işi olan kimseler bulunabilir. Tek başına kılıyorsa namazını dilediği kadar uzatabilir.” (Ahmet. İmâm Suyuti, Camiu’s-sağir: 1/696)
Enes (ra) şöyle diyor:
“ Allah Resûlünden, namazın her şeyini tamam ettiği halde daha hafif namaz kılan kimseyi görmedim “ ( Buhari ve Müslim )
Bir ara Muaz bin Cebel (r.a.) bir kavme imam olarak yatsı namazını kıldırdı. Zammı sure olarak Bakara’yı okudu. Bu uzun sureye tahammül edemeyen birisi namazdan çıktı ve tek başına namazı bitirdi. Kişinin bu halini gören cemaat:
“Bu adam münafık oldu “ dediler. Bunun üzerine o adamla Muaz Resûlullah’a müracaat ettiler. Resûlullah (s.a.v.) hadiseyi dinledikten sonra Muaz’ı azarlayarak buyurdu:
— Ey Muaz! Sen fitne mi meydana getirmek istiyorsun? El-Âla, et-Tarık ve eş şems gibi kısa sureler okusana “ (Müslim ve Buhari)
Kur’anda buyrulduğu gibi “li külli ümetin vasatan “ (Bakara/143) “Biz sizi vasat orta bir ümmet kıldık “ ayetine uyarak orta yolu, itidali seçmek gerekir. Müslüman her işinde orta yol üzere olmalıdır, aşırılıktan sakınmalıdır. (Bak: Bakara suresi: 185; Hacc suresi.78)
Günde beş vakit camiye gidip cemaate katılmak nasıl müekked sünnetse, imam ve müezzinin de namazı, dua ve tesbihleri sünnete uygun yerine getirip cemaate bıkkınlık ve sıkıntı verecek kadar uzatmamaları da öylece sünnettir. Zira camiye gelip cemaate katılan Müslümanların çoğunu şu üç grupta düşünmemiz gerekmektedir:
a) Yaşlı olup abdestini uzun süre tutamayanlar,
b) Hasta olup uzun süre beklemeye tahammülü olmayanlar,
c) İş, güç sahibi olup bir an önce işinin, tezgâhının, masasının başına dönmek ihtiyacında olanlar veya zorunda kalanlar…
İmâm ve müezzinin kendi cemaatlerini çok iyi tanımaları ve ona göre namazı, süre bakımından ayarlamalıdırlar. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ile dört halife zamanında bu ölçü ve sünnete hep dikkat edilir ve farz namaz kılınınca cemaat serbest bırakılırdı; Artık isteyen sünnet namazı camide, isteyen evinde ve iş yerinin müsait bir yerinde kılabilirdi. Tesbih ve dua da, bugünkü toplu halde merasim şeklinde değildi. Öyle ki isteyen bunları camide, isteyen evinde veya iş yerinde yerine getirirdi.
Müezzin ise, gereksiz nağmelerden, mukaddemelerden kaçınıp tesbih ve duayı kısa tutmaya özen göstermelidir; Çünkü duanın kısası ve özlüsü makbuldür. Duada esas olan beden dili ile değil gönül dili ile dua etmektir. Cuma günleri iç ezanı çok yüksek sesle ve fazla nağme yaparak okuması da sünnete aykırıdır. Çünkü dış ezan okunmuş ve namaz vakti zaten duyurulmuştur.
Namazlarda ezanla namaz arasını cemaatin namaza yetişebilmesi açısından biraz ayırmak sünnettir. “Ezanla kamet arasında bir müddet ara ver ki, abdest alan huzur içinde abdestini alsın, yemek yiyende yemeğini yesin.” (Abdullah. İmâm Suyuti, Camiu’s-sağir, Aydın yayınevi: 1/694)
—Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı acele edip tam vaktinde okuyunuz. Kamet’te acele etmeden cemaatı bekleyiniz.” (Yahya. İmâm Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın yayınevi: 1/692)
İmâmın kendisine kolay gelecek sureleri okuması vaciptir. Yine imamın bilmeyenlerin öğrenmesi ve pekiştirmesi açısından namazı, zaman zaman halk arasında namaz sureleri denen Fil suresinden sonra gelen surelerle kıldırması daha yayarlıdır
Cemaat halinde namaz kılınmak istendiğinde, imam tekbir getirmeden önce safların düzeltilip tertiplenmesi sünnettir. Peygamber Efendimiz namaza başlamadan önce safları bizzat kendisi tanzim ederdi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER