Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İNANÇ BAKIMINDAN İNSANLAR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 6 Şubat 2010 Cumartesi 02:00:00
  “Ben yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Melekler, ” Orada bozgunculuk edecek, kan akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz, Seni devamlı takdis ediyoruz’ dediler.” Allah, “Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi. (Kuran-ı Kerim Bakara suresi/30)
Bu ayetten anladığımıza göre İnsan yeryüzünde Yüce Allah’ın ‘HALİFE’ sidir. Allah’ın halifesi olarak yaratılan insan Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (İsra; 17/70) “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tin; 95/4) hitaplarıyla melekler dahil bütün alemlere tercih edilmiş, göklerin, dağların ve yerin, üzerine almaktan kaçındıkları emaneti (dini görevleri) (Ahzap,33/72) onun sorumluluğuna vermiştir. Nitekim, Nur Sûresi`nin 55. âyetinde de: “Allah, sizden, inanıp iyi işler yapanlara kendilerini yeryüzünde Halife yapacağını vaadetti”
denilmektedir…”
İnsanın bu üstünlüğü yanında bir de topraktan yaratılan beşerî yönü vardır. Bu iki yönlülük, onun itikadî ve ahlaki bakımdan çift kutuplu bir varlık olmasına neden olmuştur. Böylece Allah insana, fücurunu ve takvasını ilham etmiş yani ona iyilik ve kötülüğün kaynakları olan kabiliyetleri birlikte vermiştir. Dolayısıyla nefsini iman, ibadet ve ahlak ile yücelten kurtuluşa ermiş, onu inkâr ve isyan ile alçaltan ziyana uğramış olur. ( Şems, 91/7-8.)
“Pek çok maddi ve manevi nimetlere layık görülen insanın; akıl, irade, sorumluluk ve şükür bakımından diğer canlılardan farklı olması nedeniyle karar, irade ve tercihini hayırdan ve iyilikten yana kullanması akl-ı selime daha uygun olur.
“Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. Artık ister şükreder (mümin olur) ister nankörlük eder (kâfir olur)” (İnsan; 76/3).
Yaratılış açısından en güzel şekilde ve bütün yaratılmışların efendisi, en üstünü ve en güzeli olarak yaratılan insan; kendi eliyle ve iradesini kullanarak yaptıklarıyla Tin Suresi’nde ifade edildiği gibi: “… SÜMME REDEDNAHÜ ESFELE SAFİLİN” “… Sonra da onu aşağıların aşağısına indirdik.” “Esfel-i Safilin” (Alçakların alçağı-Bayağıların bayağısı) yaptık. Hiç şüphesiz bu oluş, insanın kendi isteği, irade ve ihtiyarıyladır.
İnsan yaratılışı gereği imanla küfür, günahla sevap, iyi ile kötü arasında gider gelir. Peygamberler dışında hiç kimse günahlardan korunmamışlardır. Önemli olan günah işledikten sonra pişmanlık duyup Allah’a sığınma tövbe ve istiğfardır.
İnanç bakımından insanlar dörde ayrılır.
1.Mümin
2.Münafık
3.Kafir
4.Müşrik
Bunlardan, ahiret hayatında sadece Mü’minler ebedi cennetliktir. Mümin dışındaki hepsi kafir oldukları için hepsi cehennemliktir.
Münafık Kime Denir?
Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve Hz.Peygamberin getirdiklerine kalbi inanmadığı halde dili ile inandığını söyleyen kişiye denir.
Kafir Kime Denir?
Kâfir; ALLAHın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve Hz. Peygamberin getirdiklerine kalb ile inanmayan ve inanmadığını dili ile söyleyen kimselere denir.
Müşrik Kime Denir?
Allaha şirk-ortak koşan kimselere denir.
İman Nedir?
Sözlükte iman, inanmak ve tasdik etmek demektir ki, bu imanın genel manasıdır. İmanın bu genel anlamında kullanıldığı âyetler vardır.
Dinde iman, Peygamberimizin Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen her şeyde onu tasdik etmek ve doğruluğuna inanmaktır. Bu imanın özel manasıdır. İman deyince de bu anlaşılır. Nitekim Kur’a-ı Kerim’de:
“Peygamber ve mü’minler ona Rabbinden indirilene inandı…” (Bakara/285) buyurulmuştur.
İman Nasıl Gerçekleşir?
“İman”; sözlükte birini, söylediği sözde tasdik etmek, kabul etmek, içten benimsemek, birine güven vermek ve şüpheye düşmeden kalpten tasdik etmek anlamlarına gelir. (İbn. Manzur,I,111.) Din ıstılahında ise iman; Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Allah’tan getirdiği Dinî hükümleri, kesin olarak kalp ile tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul etmek, bunların gerçek ve doğru olduğuna inanmak demektir.
Yüce Allah nelere iman edilmesi gerektiğini şu âyette özet olarak bildirmektedir:
“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: Onun Peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır” (Bakara; 2 / 285) . (Doç. Dr. İsmail Karagöz, a.g.e. sayfa 148)
(Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti