Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSRA, MİRAÇ VE MİRAÇ KANDİLİ -1

“Sübhânellezî esrâ bi abdihî leylem minel mescidil harâmi ilel mescidil agsallezî bâreknâ havlehû li nüriyehû min âyetinâ. İnnehû hüvessemiul basîr*”(İsra 1)
“Kulu (Muhammed’i) gecenin bir bölümünde kendisine bir kısım ayetlerimizi (kudretimizi yansıtan belgelerimizi) göstermek için Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah (bütün noksanlıklardan) yücedir, münezzehtir. İşiten ve gören O’dur.” (İsra-1. âyet)
Halk arasında üç aylar olarak bilinen, Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Rahman, Rahim ve keremi bol olan Rabbimizin biz Müslümanlara ikram ettiği pek bereketli ve feyizli bir zaman dilimidir. Bu mana mevsiminin dinimizde bil hasa biz Türkler arasında apayrı bir yeri vardır.
Sevgili kardeşlerim nasıl ki mekanlar içerisinde farklı mekanlar varsa zamanlar içerisinde de farklı zamanlar vardır. Cuma günü Müminlerin haftalık bayramıdır. Geceler içinde Kadir gecesi 364 günden, Aylar içinde Üç Aylar diğer aylardan, Üç Aylar içerisinde de Ramazan ayı diğer iki aydan daha hayırlıdır. Sevgili kardeşlerim farklı mekanlar ve farklı zamanlar farklı insan, farklı Müslüman olmak içindir. Bunun şuurunda ve dikkatinde olalım ve bu farklı zamanları farklı şekilde değerlendirelim, feyiz ve bereketinden istifade edelim.
“Recep “ kelime olarak “Tercip“ mastarından türemiştir ki tazim ve hürmet manasına gelir. Bu ayada tövbe edenlere rahmet yağdığı ve ibadet işleyenlere nûr indiği için “ASAP“ adı da verilir.
Rivayetlere göre, Recep, suyu sütten ak, baldan tatlı ve buzdan soğuk bir cennet nehrinin adıdır.Bu sudan sadece Recep ayında oruç tutanlar içebilir. (İ.Gazali, mükâşefetü’l Kulûb/551)
Nitekim Sevgili Peygamberimiz: “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” Buyurmuşlardır. Ayrıca Peygamber Efendimiz Recep ayına girince. “Ey Allah’ım, Recep ve Şabanı bize mübarek kıl; bizi Ramazan’a eriştir.” Diye dua ederlerdi.
Recep ayının 27.gecesi Miraç kandilidir. (16 HAZİRAN CUMARTESİYİ 17 HAZİRAN 2012 PAZARA BAĞLAYAN GECE)
Sevgili Peygamberimizin uyanıkken Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da gökyüzüne yükselip Cenâb-ı Hak’la buluşup, görüşmesine Miraç diyoruz.
Bu olay Kur’an-ı Kerim’le ve Hz.Peygamberimizin ifadeleriyle sabittir. İnkarı insanı küfre götürür. Bu olaya, İsra ve Miraç olayı denir. İsra; gece yürüyüşü demektir. Miraç ise, yükselmek demektir. İnsanoğlu’nun yaşarken ulaştığı en yüce yükseliş ve en büyük derece Mirac’dır. Mirac, Allah elçisinin Allah’a eriştiği andır. Allah, elçisi ile “ses ve harf aracılığı” ve başka bir aracı da olmadan doğrudan görüşmüştür. İslam alimleri Hz. Peygamberimizin Allah’ı gözleri ile değil kalp gözü ile gördüğünü nakletmektedirler. Bir istisna olarak gözleri ile gördüğünü söyleyenler de vardır. Kesin olan şey bir görüşmenin gerçekleşmiş olduğudur.
Buhârî’de Mesrûk tarikiyle Hz. Aişe’den gelen şöyle bir rivayet vardır: Mesrûk der ki: Hz. Aişe’ye: “Valide hazretleri! Muhammed (s.a.v) Rabbini gördü mü”? diye sordum. O da bana “Söylediğin bu sözden dolayı tüylerim diken diken oldu.” dedi. Ve arkasından şunu ilave etti, “Her kim şu üç şeyi söylerse yalan söylemiştir. Kim Muhammed (s.a.v) Rabbini gördü derse yalan söylemiştir. Sonra “Gözler O’nu görmez, O gözleri görür; o latifdir her şeyi haber alandır.” (En’âm, 6/103) âyetini okudu. Her kim sana yarın ne olacağını bilirim derse yalan söylemiştir dedi ve sonra “Kimse yarın ne yapacağını bilmez” (Lokman, 31/34) âyetini okudu. En sonunda da her kim sana peygamber risaletten bazı şeyler gizledi derse yalan söylemiştir, dedi ve ardından “Ey elçi, Rabbinden sana indirileni duyur…” (Maide, 5/67) âyetini okudu. Ancak Peygamber, Cebrail’i iki defa hakiki sûretinde gördü.” Yine Buhârî’de, Abdullah b. Mes’ud’dan gelen iki ayrı rivayet vardır ki bunların birinde Peygamber’in, Cebrail’i altıyüz kanatlı olarak gördüğü, diğerinde ise, Cennet’ten gelen ve ufku kaplayan yeşil bir refrefi müşâhede ettiğini belirtmiştir. Bu rivayetler de gösteriyor ki görülen âyetler, Cebrail’den ibaret değildir.” (Elmalılı Hmdi Yazır Tefsiri)
Kur’an ayetlerini getirmekte aracılık yapan Cebrail adlı ulu melek bile Yüce Muhammed’in vardığı noktaya varamamış, “yanarım” demiştir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti