Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak (EMR-İ Bİ’L MARUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER)

Muharrem Günay 19 Mart 2010 Cuma 02:00:00
  Bu olay Salih Müslümanları çok üzmüştür. Hz. Abdullah ibn-i Ömer ve Hz. Aişe bu olayı duyunca çok üzüldüler. Hz. Aişe bu işten vazgeçmesi için Muaviye’ye mektup bile yazdı. Kendisiyle görüştüğü zaman ise O’na şöyle dedi:
“Ey Muaviye, Hurç İbn-i Adiyy’i öldürdüğün zaman Allah’tan hiç de mi korkmadın? (Mevdudi, s:221)
Emevi Sultanlarında Abdülmelik İbn-i Mervan Hicretin 75. yılında minbere çıkarak halka şöyle hitap etmişti:
“Ben bu ümmete arız olan hastalıkların tedavisi için kılıçtan başka çare göremiyorum. Zaten bundan başkasına da baş vurmayacağım. Şimdi içinizden biri çıkar da bana Allah’tan kork derse hemen kellesini uçururum. (Mevdudi, 222)
Velid İbn-i Abdülmelik ise, bir Cuma namazında, hutbeyi o kadar uzattı ki, neredeyse ikindinin vakti geçecekti. Cemaatten bir zat ayağa kalktı ve:
“Ey Emirulmü’minin! Zaman sizi beklemiyor. Namazda bu kadar geciktiğinizden dolayı Allah’ın karşısına nasıl bir özürle çıkacaksınız?” dedi.
Velid’in cevabı:
“Ey adam! Doğru söylüyorsun. Fakat burası doğru konuşanların yeri değildir. Sen nereden çıktın?”
Nitekim o sırada padişahın muhafız alayına mensup bir şahıs bu zatı derhal öldürdü. Böylece onun Cennet’e gitmesine vesile oldu. (Mevdudi, s: 223)
Emevilerin takip ettiği bu çirkin siyaset Müslümanları yavaş yavaş aşağılık kompleksine düşürdü. Müslüman ahali artık vurdumduymaz bir hale gelmişti. Ölümü göze alarak hakkı haykıran insanlar artık nadiren çıkıyordu. Genelde iki yüzlü, yılışık ve menfaatçi bir toplum yığını meydana gelmişti. Hiç şüphesiz böyle bir toplumun mimarı Emevi hanedanıydı.
Emeviler tarafından öldürülen ve işkence edilen bu insanların suçları sadece iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak ve gerçekleri ölüm pahasına bile olsa söylemekti. Halbuki Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Âl-i imran suresi 104. âyette:
“Siz, Ey Müslümanlar, insanların faydası için yeryüzüne çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanısınız” buyurmuştur.
Lokman suresi 17. âyette ise:
“Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emir ve tavsiye et, kötülükten sakındır. Bu yüzden maruz kalacağın şeylere katlan” buyurulmaktadır.
Peygamber Efendimiz ise:
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”, “Benim ümmetimin fertleri, haksıza, “Sen haksızsın!” demekten korktuğu ve çekindiği zaman onlardan ayrıl” buyurmuştur.
İşte Emevi idarecileri tarafından insafsızca öldürülen bu Müslümanlar, Allah ve Resulünün emirlerini yerine getiren ve Lokman suresi 17. ayette belirtildiği gibi bu yolda bela ve musibetlere katlanan salih Müslümanlardı.
Tarihçilerin tesbitine göre Emevilerin İslâm’ın özünden uzak bu tutum ve davranışları yüzünden İslâmiyet’in yayılışı büyük bir darbe yemiş, İslâmiyet’in Türkler ve İranlılar arasında hızla yayılması engellenmiştir.
Emevilerden öyle halifeler çıkmıştır ki bunlardan birisi olan Abdülmelik bin Mervan, Medine’de halka hitaben yaptığı konuşmada:
“Kim bana takvanın lüzumunu ihtar ederse onun kellesini keserim” diyerek “emri bil ma’ruf ve nehyi anil münker”i yani, “iyiliği emir, kötülüğü men etmeyi“ yasaklamıştır. Rivayete göre Abdül-Melik Kur’an okumakla meşgul ken hilafetin kendisine geçtiğini haber alır almaz, Kur’an-ı kapayarak Kelamı Kadime hitaben:
“Seninle bu en son münasebetimdir; yahut bu andan itibaren senden ayrılıyorum” demişti. Abdülmelik bu sözleri alenen söyledikten sonra, Valisi Haccac’ın Kabe-i Muazzama’yı mancınıkla dövmesini, Kabe’nin içinde Zübeyr’i katledip, başını elleriyle koparmasını normal karşılamak gerekir.(C. Zeydan, s: 153)
Allah’ın evi olarak kabul edilen ve bütün Müslümanların kıblesi olan Kabe ve çevresinde adam öldürmek ve savaşmak caiz değilken, Emeviler, “Kabe’de üç gün adam öldürdüler, Kabe’nin binasını yaktılar. Medine-i münevvere halkını kılıçtan geçirdiler. Kapalı olan evler içindeki eşya ile yakıldı. (Devamı yarın)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER