Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak (EMR-İ Bİ’L MARUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER)

Muharrem Günay 18 Mart 2010 Perşembe 02:00:00
  Böyle yapmalarının sebebi Hz. Peygamberden dinledikleri bir hadîs-i şerîf idi;
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Âdemoğlunun bütün konuşmaları kendi aleyhindedir. Ancak üç konuşma bu hükmün dışındadır:
1) Mârufu (iyiyi) emretmek, 2) Münkeri (kötüyü) yasaklamak, 3) Allah’ı zikretmek.
Bir gün Hz. Muaz Bin Cebel (R.A) Hz. Allah’ın Resûlüne sorar: Ey Allah’ın Resûlü bu konuşmalarımızın tümünden sorulacak mıyız? Onun bu sorusuna karşı Allah’ın Resûlü buyurur ki: “Ey anası kaybedesice! İnsanlar cehennemdeki çukurlarına ancak dilleriyle kazandıkları yüzünden atılmayacaklar mı?”
Tirmizî’nin Ümmü Habibe annemizden rivâyet ettiği bir hadislerinde de yine Allah’ın Resûlü şöyle buyurur: İnsanın tüm ağzından çıkanlar kendi aleyhinedir. Ancak emr-i bil’ma’ruf ve nehy-i anil’münker yapması ile Allah’ı zikretmesi müstesnadır” buyurur.
Eksikleri ya da hataları konusunda birbirlerini uyarmak müminlerin görevidir. Eğer bir mümin kardeşinin davranış ya da düşüncelerinde İslâm’a göre eksik veya kusur varsa, bunu fark eden müminin onu en güzel şekilde uyarması ve ona doğru olanı hatırlatması gerekir. Böylece müminler sürekli olarak birbirlerini gözetip kollamış olurlar. Bunun sonucunda mümin eksik ve kusurlarını hızla düzeltir, Allah’ın Kuran’da bildirdiği mümin tavırlarını daha fazla gösterir ve Allah’a daha fazla yakınlaşmaya vesile bulur.
Hz. Ömer bir hutbesinde halka hitaben:
“Ey cemaat! Eğer yanlış yola saparsam beni ikaz ediniz, uyarınız” deyince, ayağa kalkan bir Müslüman kılıcını çekerek:
“Yâ Ömer! Eğer yanlış yola saparsan seni kılıçlarımızla hizaya getiririz” demişti. Bu yüce davranış karşısında Hz. Ömer ellerini havaya kaldırıp:
“Hamdolsun sana yâ Rabbî Ömer şaşırırsa , onu doğru yola sokacak kulların var” diyerek Allah’a şükretmişti.
İslam Dünyasında 4 Halife Döneminden sonra işler çığrından çıkmış, “emri bil ma’ruf ve nehy-i anil münker” de bulunmak Emeviler dönemi ile birlikte terkedilmiş ve daha da ileri gidilerek suç sayılmıştır.
Devletin bütün imkanlarının Ümeyye Oğulları’na tahsis edildiği bu dönemde, Emevi yanlısı hatipler tarafından Hz. Ali ve evlatlarına, Ehli Beyt’e cami minberlerinden açıkça küfür ediliyordu. Bu iğrenç hareketlere karşı çıkan Müslümanlar ise acımasızca öldürülüyorlardı.
İslâm’ın temel prensiplerine ve Hz. Peygamberimizin sünnetine rağmen “Haksızlık karşısında susmayan, iyiliği emreden ve kötülüğü men eden Müslümanlara” halifeye ulu orta söz söylemek ve tenkit etmek gibi uydurma suçlarla ağır cezalar veriliyordu. Hz.Ali ve Ehli Beyt’e küfür edilmesine rıza göstermeyen Hicr. B. Adiyy ismindeki sahabe ve on bir arkadaşı bu yüzden öldürülmüştür. Hicr b. Adiyy ve arkadaşlarının öldürüleceği haberi üzerine Kufe kadısı Şureyh, Muaviye’ye gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
“Duyduğuma göre Hurc b. Adiyy, her zaman namaz kılınız, zekatı veriniz, Hac ve Umreyi yapınız, iyiliği emrediniz, fenalıktan da insanları men ediniz diyenlerdendir. Bu sebeple Hurc’un malı ve kanı haramdır. Bununla beraber karar senindir.” (Mevdudi, Hilafet ve Saltanat, s:220)
Kufe kadısı Şureyh’in bu fetvasına rağmen öldürülmek üzere cellat önüne çıkarılan Hurc ve arkadaşlarına şöyle bir teklif yapılmıştır:
“Eğer Ali’den uzaklaşır, ondan nefret eder, lanet okur ve onu kötülersen, biz de senin kanını dökmekten vazgeçeriz.”
Bu değerli insan ve Müslümanlar kendilerine yapılan iğrenç teklifi reddederek şehadeti tercih etmişlerdir. Hurc bu teklif karşısında :
“Ben Rabbimin rızası olmayan bir sözü ağzıma almam” demiştir.
Neticede O’nu ve kendisiyle beraber yakalananları katlettiler. İçlerinden birisinin ölümü ise diğerlerinden daha kötü oldu. Bu adam Abdurrahman İbn-i Hasan’dı. Muaviye onu Ziyad’ın yanına gönderdi ve feci bir şekilde katledilmesini emretti. Nitekim Ziyad da Abdurrahman’ı canlı canlı toprağa gömdü. (Mevdudi, s:220, Taberi, İbn-i Abdülberr, İbn-i Haldun’dan nakil) (Devamı yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti