Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

KERBELA’DA BİR YİĞİT HZ. HÜSEYİN – EMEVİLERİN YIKILIŞI VE TÜRKLER- 1

Muharrem Günay 15 Aralık 2010 Çarşamba 02:00:00
  Bismillahirrahmanirrahim
Hz. Ebû Bekir’den sonra halife seçilen Hz. Ömer’in on yıllık halifeliği zamanında İslâm orduları, tarihte ender görülen zaferlere sahip olmuşlar; Suriye, Filistin ve İran imparatorluğunun geniş toprakları Müslümanların eline geçmiş idi. Böylece tarihte Araplar ilk defa büyük bir devlet kurmuşlardı. Hz. Ömer’in hilafetinin onuncu yılında şehit edilmesi üzerine bu yayılma ve genişleme yavaşlamıştır. Hz. Ömer’in ardından Hz. Osman ve Hz. Ali’nin de şehit edilmesi üzerine Muaviye halife olmuştur. Muaviye’nin hilafetinin başladığı 661 yılı Emevi Devleti’nin kuruluş yılı olarak kabul edilir.
Muaviye Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’ı zor kullanarak hilafetten uzaklaştırarak soyunun adı olan “Ümeyye” ye nispet olarak Emevi Devletini Hicretin 41. Milâdi 661 yılında kurmuş oldu.
Emevi Halifeleri (Ömer b. Abdülaziz hariç) peygamberimizin sülalesi.”Ehli Beyt”e karşı çok insafsızca davranmışlar; çok katı bir asabiyete dayanan ırkçı bir politika takip ederek; İslâm’la şereflenen Türkleri, Arapları “mevâli” yani azadlı köle olarak kabul edip, hor ve hakir görmüşlerdir. Araplar içerisinde bile sülale asabiyetini takip ederek Ehli Beyt’i ortadan kaldırmak için her türlü çabayı göstermişlerdir. Devlet kademelerine atamalar da ehliyet ve liyakat unsuruna hiç bakılmamış, Ümeyye Oğulları’ndan olmak yeterli sayılmıştır. Emevilerin en büyük suçları hilafete son vere-rek, Halifenin seçimle ve biatla iş başına gelme usulüne ortadan kaldırarak Hilafetten saltanata geçmiş olmalarıdır. Bu bakımdan Hz. Ali’den sonra iş başına gelenler “Halife” değil hepsi birer “Sultan”dırlar.
Muaviye, oğlu Yezid’in kendinden sonraki halife olarak kabul edilmesini daha hayatteyken garantiye almaya çalıştı ve Yezid’i veliahd olarak tayin etti. Taraftarlarına Yezid’e bağlılık yemini ettirdi. Yezid başa geçince ilk iş olarak Medine valisine bir mektup yazarak Hüseyin bin Ali’ye değil, kendisine itaat etmesini, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini bildirdi. Bu arada Hüseyin Küfe’lilerden kendisine bağlılıklarını sunan mektuplar alıyordu. Halife olduğunu ilan ederse Hüseyin’i destekleyeceklerini söylüyorlardı. Hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve Küfe’deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zannetti. Yaklaşık 70 taraftarı ve ailesi ile Küfe’ye doğru yola çıktı.
”Eğer bu bedenler ölmek için yaratılmışsa, yiğidin Allah yolunda kılıçla öldürülmesi daha faziletlidir“ (HZ. HÜSEYİN (r.a.) İslam tarihinin en acı faciası şüphesiz Kerbela faciasıdır. 10 Ekim 680 (10 Muharrem 61) Üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen hiç unutulmamış, kalplerden sökülememiş ve zihinlerden silinmemiştir. Bir tarafta tarihe altın harflerle, yiğitlik, fedakârlık, iman, cihat ve hak uğruna her şeyinden geçmenin vefalı örneğini oluşturmak için cennet gençlerinin efendisi, Resulullah’ın gözünün nuru, Fatımatüzzehra’nın yadigarı Hz. Hüseyin’in komutanlığında toplanan az ama salih, ama vefalı, ama sadık, ama fedakar bir gurup, diğer tarafta ise Bedir’de ölen atalarının intikamını almaya yemin etmiş bir haramzadenin komutasında, dünya ve makam sevgisi, zalimlerden korkmak, çeşitli batıl taassuplar, kinler, cehaletler, ihanetler gibi batıllarla hareket eden ve zulüm ve fesat güçlerinin hedeflerini amelen simgeleyen iki ordu karşı karşıya gelmişti.Bu facianin neden bu kadar önemli olduğunu ve insanlara verdiği mesajı anlayabilmek için önce İmam Hüseyin’in kıyamının-başkaldırısının mahiyetini bilmek gerekir. Halife Muaviye ibni Ebu Süfyan ölmeden önce oğlu Yezidi halife tayin ederek Müslümanlardan oğluna biat etmelerini ister. Yani İslam tarihinin ilk saltanatını kurma çabasındadır.
YÜZ BİN İMZALI MEKTUPLA
GÖREVE ÇAĞRILDI
Yezid ilk baştan gayr-i İslami yolla hilafet koltuğuna oturmuş, hemen biat toplamaya başlamıştı. Silah zoruyla ya da beyt-ül maldan para vererek. Hz. Hüseyin’i de unutmamıştı bu arada. Bir haberci göndererek biat istemişti. Ama İmam Hüseyin (a.s) Yezidin kim olduğunu biliyordu. Bu haksızlığa karşı tavrını şöyle dile getirmiştir; “Ben Peygamberin ehlibeytindenim, Allah insanları yönetmeği bizimle başlattı ve bi-zimle bitirecek. Ama Yezid şarap içen, facir ve suçsuz insanları öldüren birisidir. Benim gibisi O’nun gibisine biat etmez. İslam ümmeti Yezid gibi bir idareciye kaldıysa İslamla vedalaşmak gerekir.” Bu sırada Yezidin eline düşmemek için toplanan Kufeliler, bizim Hüseyin gibi bir öncümüz var, Hak İmam O’dur, O’nu Kufe’ye davet etmeliyiz, diyerek İmam Hüseyin’i bir değil, bin değil, 18 bine yakın imzalı mektupla çağırmışlardı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti