Bu aralar ülke gündemi o kadar yoğun ki, nerdeyse günde değil de saatte bir gündem değişikliği yaşar hale geldik. Gündemi takip edelim derken başımız döndü.
Bir aralar gündeme bomba gibi düşen, ancak tutunamayıp yerini koruyamayan müthiş bir haber vardı.
İsminin başında “Prof Dr” sıfatı taşıyan bir bilim adamı televizyonda “Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede” demişti. Bu sözler ülkede şok etkisi yaratmıştı.
Bilimsel
Bir bilim adamının söylediği bu sözler acaba bilimsel mi diye bilim sözcüğünün tanımına baktık. “Bilim, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi”dir. Prof. bu sözleri hangi deney, yöntem ve gerçeklerden, hangi inceleme, araştırma, anket, röportajlardan yararlanarak söylediği konusunda, hiçbir kanıt, inceleme araştırma sonucu sunmamaktadır.
Mizahi
Konuyu bilimsel olarak sonuca bağlayamadık. İsterseniz olaya birazcık da mizahi yaklaşalım. İnsanlar birbiriyle anlaşmak için okuyup zaman kaybetmesinler! Eskiden Kızılderililer dumanla haberleşirdi. Dilsizler işaretle anlaşırlar. Pekala okumadan da anlaşabiliyor insanlar. Cahil kesim okuyarak vakit kaybetmemiş oluyor.
İzaha muhtaç
Hazreti Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiş. Biz tam olarak bilemiyoruzda, bu sözün açılımını kendisine “Afakanlar basan” profesöre bırakalım. Bu sözün anlamını en iyi o bilir!
Bir de “Oku da, baban gibi eşek olma” ya da “baban gibi oku da, eşek olma” diye söylenen bu lâstik gibi sünen, çektiğin yere giden iki cümlenin açılımını da sayın “Prof Dr”a bırakalım. Elbette onun değerli fikirleri bize ışık tutacaktır!
Pişmanlık
Yıllarca dirsek çürüttüm. Tam altı tane okul diplomam var. Enayi gibi boşuna okulmuşum. Aslında bir aralar iyi düşünmüş, yazları oğlumu dişçiye çıraklığa göndermiştim. Çocuk gidip geliyor, bir şeyler öğreniyordu. Hatta bazen dişçiye, “Sen çekil ben bir bakayım hele!” diyormuş. Tam mesleği öğrenecekken sebat etmeyip kaçtı. Oysa ki sade bizim sülaleye diş yapsa köşe olurdu!
Sonuç ne oldu diye merak ediyorsanız, söyleyeyim, o da benim gibi ayın 15’ini bekler oldu.
Yazık oldu, çocuğun istikbalini kurtaramadık!
Sonuç
İşte bizim halimizi görüyorsunuz. Bir musibet bin nasihatten evladır, derler ya, bizi örnek alın.
Siz en iyisi okuyan bir çocuğunuz filan varsa, vakit geçirmeden çocuğunuzu okuldan alın da bir yere çıraklığa verin! Sırf sizi sevdiğim için söylüyorum, başkasına söylemem valla!
Ana fikir: Prof Dr.’umuzu  AFAKANLAR basmasın bari!
***
Günün İncisi:
Antalya’da bir cami imamı dokuz kilo esrarla yakalanmış.
Hay Allah, tam da ek iş yapayım derken…