Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ALLAH SADECE İBADET İLAHI DEĞİLDİR

Muharrem Günay 28 Kasım 2018 Çarşamba 13:19:10
 

Bilmemiz gerekir ki Allah’a kulluk, yalnız O’na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Çünkü Allah, yalnız ibadet ilâhı değil; Aynı zamanda hüküm ilahıdır. Bir müslümanın Allah’ın koymuş olduğu hükümlerden bir bölümünü beğenip, bir bölümünü beğenmemek veya bir kısmını kabullenip, bir kısmını kabullenmemek gibi bir hakkı yoktur. Kelime manası itibarıyla İslâm barışa girmek ve teslim olmak manasına gelir. Müslüman Allah’ın koyduğu hükümlerin tamamını kabullenen ve teslim olan insan demektir. Sözgelişi namazla ve ibadetle ilgili hükümleri kabullenip, içki, kumar, zina, faiz ve hayatın çeşitli alanları ile ilgili hükümleri kabullenmeyen/ inkâr eden bir insan İslâm dairesinden çıkar. Bu tür insanlar yüce kitabımızda dinlerini paramparça eden, İncil’in ve Tevrat’ın hükümlerini kendi keyiflerine göre değiştiren, İncil’de ve Tevrat’ta yazılı olan hükümlerin bir bölümünü kabullenip, bir bölümünü kabul etmeyen ve dini paramparça eden Yahudi ve Hıristiyanlar gibi olmakla itham edilmişlerdir:
“…Yoksa siz, Kitab’ın bir kısmına inanıp geri kalanını inkâr mı ediyorsunuz? İşte içinizden bunu yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık (ve rezil olmak)tan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde de azabın en şiddetlisine çarptırılacaklardır…”  (Bakara 2/ 85)
Bakara suresi 85. ayetteki, “Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp geri kalanını inkâr mı ediyorsunuz?” sorgusu bütün insanlara ve çağlara yönelik genel bir ifade olup her zaman dikkat edilmesi gereken bir konudur. Çünkü Allah’ın koymuş olduğu hükümlerinden bir kısmını beğenmeyip kaldırmak, yasaklamak veya haram kıldığı içki, zina, faiz, kumar gibi şeyleri de helal kılmak; Allah’a karşı gelmek, dinden çıkmak ve kendi arzu ve heveslerini tanrılaştırmak demektir. “İşte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın almış (tercih etmiş) kimselerdir. Bu yüzden, onların azabı hafifletilmez, onlara asla yardım da edilmez.” (Bakara 86) Çünkü onlar Allah’ın ayetlerinin bir kısmını kabul edip, işlerine gelmeyen ayetleri kabul etmemekle, âhiret hayatını yok saymış, dünya hayatına aldanmış, materyalist/maddeperest olmuşlardır.
Allah’ın kitabını ve dinini paramparça edenlerin ne Allah ile ne de Allah’ın Resûlü ile bir bağları kalır, Allah (c.c.) onlara hem bu dünya da hem de âhirette merhamet etmez. Onların bu durumlarına Enam suresinde şöyle dikkat çekilir:
“Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, (Habibim) senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır…” (Enam 6/ 159)
Kur’an-ı Kerim’i okudukları, ezberledikleri ve manasını bildikleri halde onun hükümlerinin tamamına veya bir kısmına uymayanlar Furkan suresi 30. Âyette Kur’an-ı terk etmekle “Kitab-ı mehcur/Terk edilmiş kitap” haline getirmekle suçlanıp; Cuma suresi 5. Ayette ise kitap yüklü merkeplere benzetilmişlerdir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER