Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayrettin ÖZKILINÇ

ALTIN DİŞLER TUHAF BİR KURTULUŞ ANISI

50’li yıllar İmaret hamamını çalıştıran Rahmetli Osman Özdilek dayımız köylü bir müşteriyi son derece iltifatla karşılar. İzzet, ikramdan sonra köylü amca banyo almaya hamama girer. Arkasından da dayım oğlu Fikret Özdilek ağbeyimize aşağıdaki su savaş anısını anlatır. Her ikisi de rahmetli olan dayımız oğlu Fikret ağbeyimize der ki:
“Kimdir bu biliyor musun? Bu benim Kurtuluş Savaşı’ndaki yanımdan ayırmadığım asker arkadaşım. Ben onun çavuşuydum. İkimiz de Başkumandan Mustafa Kemal’in maiyetindeydik. 25 Ağustos’ta mevzilenmiş taarruz için gelecek emri bekliyorduk. 26 Ağustos gece sabaha karşı ilerlerden top sesleri gelmeye başladı. Kocatepe’den emir çıkmış, büyük taarruz başlamıştı. Kıyasıya bir savaşın içerisinde Afyon’a doğru hızla ilerliyorduk. Nihayet Afyon’a girdik ve 27 Ağustos günü Afyon’u kurtardık. Ben bu arkadaşımla beraber o karmaşa içerisinde ailemi görebilme telâşı içersindeydim. Onları bulamadım. Ordu ise kaçanları kovalayarak batıya doğru ilerlemiş ve şehirden çıkmışlar, biz arkalarından yetişmeye çalışıyorduk. Kızlıburun’dan, Erkmen sırtlarından düşman cesetlerinin üzerinden atlayarak koşarken telef olmuş işbirlikçi Ermenilerin cesetleri de yerlerde sürünüyordu. Bir an yorulup nefeslenmek istedik. Bu benim arkadaşım, tefeci tanıdığı bir Ermeni’nin cesetlerin ağzından dişlerini söktüğünü görüyor.
Ermeni ölen kendi vatandaşlarının altın dişlerini hızla söküyor ve torbasına koyuyor. Bu benim arkadaşım da müdahale edince o hain Ermeni’yi öldürüyor, diş torbasını da elinden alıyor ve palaskasına bağlıyor.
Biz düşmanı kovalıyoruz arkadaşım yan tarafında sallanan torbayı hiç bırakmıyor. İzmir’e doğru yaklaştıkça torbanın kokusu da ağırlaştı. Arkadaşa at şunu diyorum atmıyor. Nihayet o iğrenç kokulu torbayı köyüne kadar bırakmadı, götürdü.
Anlattığına göre köyde o altın dişleri temizlemiş, şehirde de paraya çevirmiş. Yıllarca ihmal edilen işlerini düzenlemiş, çocuklarını okutmuş, oğlunu yüksek okullara göndermiş. Şimdi soralım bakalım. Hukuktaki oğlu ne oldu?” dedi.
Fikret ağbey: “Babam bunları anlatırken arkadaşı hamamdan çıkmış, giyinmiş ve yanımıza gelmişti. Babam oğlunu sordu, o da ünlü bir avukat olduğunu söyledi” ve ilave etti: “Ben de o avukatı yakınen tanıyorum; ismi bende mahfuz kalsın.” Dedi.
O günleri yaşayan ve vatan için canlarını seve seve vermekten kaçınmayan; başta Başkomutan Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Nur içinde yatsınlar.
25.08.2019

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti