Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AS’AKİR-İ İSLAM TÜRKLER – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 15 Nisan 2017 Cumartesi 12:45:12
 

Maide suresi 54. ayette Allah tarafından övgüye layık görülen milletin Türk milleti olduğuna dair çok sayıda kaynak vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Risale-i Nur Külliyatı cilt I sayfa 500 deki bilgilere göre Said Nursi şöyle demektedir: “İşte ey ehli Kur’an olan şu vatan evlatları, altı yüz sene değil, belki Abbasiler zamanından beri bin senedir Kur’an-ı Hakim’in bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’an-ı ilan etmişsiniz, milliyetinizi Kur’an’a ve İslâmiyet’e kal’a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz. Müthiş tehacumatı (toplu hücumları-Haçlıları) def ettiniz. Ta Fe sevfe ye’tillehi bi kavmin ayetine güzel bir masadık oldunuz.(Bu ayetin işaretine sadık kaldınız) Said Nursi yine Emirdağ Lahikası sayfa 37’de bu ayetin yorumunu yaparken şöyle demektedir: “Daha sonra da Allah Türkleri göndermiş, Arapların, Farsların kadrini bilmeyip zayi ettikleri Devlet-i İslâmı onlar ele alarak İstanbul’a ve ordan da kıtaat-ı arzın her tarafına yaymışlar, binaenaleyh “Ebnayı Faris” hadisinin delaleti ve “Fethi Kostantiniyye” hadisinin sarahatı ile ve yine “Ola ki Allah (onlara) kendi katından bir zafer ihsan edecek (El Maide : 52) ile vaadi ilahisinin işareti ile Türklerde bir kavim ki Allah onları sever tebşirine dahil olmuşturlar.”
Ayrıca Ömer Nasuhi Bilmen’in “Kur’an-ı Kerim Türkçe Meali alisi ve Tefsiri cilt 2 sayfa 784- (tarihsiz)” te, Osman Keskioğlu’nun “Kur’an Keskioğlu’nun “Kur’an Yolunda sayfa 260 (tarihsiz)” ta, Elmalılı Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili cilt 2 sayfa 1720″ de, Eski Afyon müftüsü Celal Yıldırım’ın 1966 baskılı “Hutbe Müslümanlara Öğütler” adlı kitabının 21. sayfasında Maide 54. ayetin açıklaması yapılırken bu ayette kastedilen milletin Türk milleti olduğu belirtilmiştir. Yine 17. yüzyılda Dördüncü Mehmet zamanında yaşayan Vani Mehmet Efendinin “Arais-ül Kur’an” adlı tefsirinin birinci cildinin 249. yaprağında Tevbe suresi 39. ayetin tefsiri yapılırken “Allah tarafından övülen bu kavim Türk kavmidir”(İsmail Hami Danişmend, Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu sayfa:180) denilmektedir.
Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de belirttiği gibi Arapların ve İranlıların İslâm’a hizmetten geri kaldıkları ve birçok sapık mezhep ve topluluğun çoğaldığı, Hıristiyanlara karşı sınırlarda Müslümanların sürekli gerilediği bir dönemde Türkler topluca Müslüman oluyordu. Karluk,Yağma ve Çiğil Türkleri tarafından Maveraünnehir (Seyhun-Ceyhun nehirleri arası) de kurulan Karahanlı Türk devleti Allah yolunda cihatla uğraşmakta idi. Doğu İran ve Horasan’da kurulan Gazneliler Türk devleti ise Hindistan’ın fethi ve İslâmlaşması ile meşguldü. Hindistan’daki milyonlarca Müslüman ve bugünkü Pakistan Gaznelilerin eseridir. Tuğrul ve Çağrı Beyler’in öncülüğünde kurulan Büyük Selçuklu devleti ise Batı’dan gelen tehlikelere karşı İslâmiyet’i koruyor, Allah yolunda cihat ediyordu. Selçuklulardan sonra kurulan Osmanlı devleti bir “Cihan Devleti” olarak İslam’ın bayraktarlığını yaparak, dünyaya adalet ve nizam veriyordu.
Rene Grousset, “Ehli Salip” adlı eserinde bir çok yazarın göremediği yada görmek istemediği gerçeği şöyle ifade eder:
“Kesin bir gerilemeye ve aşağılığa mahkum gibi görünecek kadar köhneleşmiş Arap-Acem (İran) İslâmiyet’i, Türk ırkının ortaya çıkması üzerine Hulafayı Raşidin (Dört Halife) devrindeki dahili birliği ile genişleme ve yayılma kudretini yeniden kazanmıştır.”(İ. Hami Danişmend, S:235)
Kısaca; Türkler, kahramanlık, cesaret, misafirperverlik, dürüstlük, adalet, disiplin, teşkilatçılık, toplumculuk, dayanışmacılık gibi ahlaki, ırki özellikleri ve İslam öncesi devirlerde de var olan “Cihan Hakimiyeti- Dünya Devleti” kurma ülküsü ve “Dünya Nizamı-Dünya Barışı” düşünceleri sayesinde diğer İslam milletlerinden farklı olarak İslam’a farklı bir renk, koku ve şevk verdiler, onu bir “Dünya Dini” haline getirdiler. Allah yolunda oluk oluk kanlarını akıttılar. İslam’ın bayrağını kanlarıyla ve canlarıyla yücelttiler. Ayrıca ilim alanında  İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Maturidi, Ali Kuşci, Farabi, Muhammed Cabir, Harizmi gibi nice İslam alimleri, Hoca Ahmed Yesevi, Şeyh Edebali, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli gibi nice tasavvuf ehli şeyhler, babalar, dedeler yetiştirmiştir.
Türklerin dün olduğu gibi bugünde ve gelecekte de İslamiyet’e, İslam dünyasına ve İnsanlığa olan hizmetleri devam edecektir. Biz Asâkir-i İslâm- İslam’ın askerleri olan Türkler; Sultan Alparslan’ın dediği gibi: “Biz Türkler halis Müslümanlarız. Bid’at nedir bilmeyiz…”

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER