Koskoca Kurtuluş Savaşı’nı yapan ömrü savaş alanlarında geçen Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük özelliklerinden birisi de insan sevgisiyle dolu olmasıydı. Atatürk insanı ve insanlığı çok seven bir devlet adamıydı.
Atatürk’ün insan sevgisi tutum ve davranışlarında ve devlet yönetiminde de kendini göstermektedir. Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü, “uluslararasında kardeşçe bir insanlık hayatı Atatürk’ün en değerli ideali idi.” derken onun insan sevgisinin ne denli olduğuna işaret etmiştir. Atatürk Büyük Taarruz ve Zafer’in sonunda 24.X. 1922’de İkdam Gazetesi muhabirine “Hiçbir vakitte boş yere kan dökmek istemedik ve istemeyiz. Milletimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerçek tutumu böyledir” derken Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi’nin insanlık politikasının çerçevesini de çiziyordu.
Savaşta Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk’ün insancıl yönü savaş dışı yaşamda olduğu kadar savaş alanlarında da kendini göstermiştir. Mustafa Kemal bir sabah savaş alanını gezerken, yerde parçalanmış bir düşman bayrağı görür. Bir an yerinde donakalır, hemen yanındakilere “Bu bayrağı kaldırınız, yenilmiş bir düşman bayrağı, fakat o bir milleti, bir orduyu temsil ediyor yerde kalmaya layık değil” diyerek savaşta bile insancıl düşündüğünü gösterir.
Şehitlerin yetimleri
Atatürk’ün savaş şehitlerinin yetimlerine karşı ilgisi O’nun insancıl yönlerinden biridir. Atatürk TBMM’nin dördüncü açılış toplantısında “Vatanın kurtuluşu uğrunda şehit olanların yetimleri, bütçe olanakları oranında yer yer kurulan yetimhanelerde yerleştirilmektedir. Bugün devlet tarafından açılan yetimhanelerde 10 bine yakın yetim vardır. Savaşın, özellikle Yunan saldırısının, hükümetin şefkat ve koruyuculuğuna bıraktığı yetimlerin miktarı, korunabilenlere oranla acıyarak söylenebilir ki en az 20 katı fazladır. Hayatın her döneminde yardıma muhtaç olanları koruyacak ve sahip çıkacak hayır kurumlarından örnekler kurmak kararlaştırılmıştır. Şimdiden bunlardan birkaç emzirilmeye muhtaç çocuk yuvası, yetim yurdu, çocuk hastanesi, ruh sağlığı yuvası ve düşkünler kuruluşuna başlanmış, hatta bazıları da çalıştırılmaya başlanmıştır” demiştir.
Verilen şehitlerin sayısı o günkü nüfusa oranlandığında neredeyse her aileden bir şehit verildiği görülmektedir, ulusal şair Mehmet Akif’in İstiklal Marşımızda “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda” dediği gibi bu topraklar şehit kanlarıyla sulanmıştır. Atatürk’ün şehitlere ve yetimlerine verdiği değer, gösterdiği önem, Meclis’in açılışında yaptığı konuşmada şehitlerimizin yetimlerine yaptığı hizmetlerle görülmektedir.
Bugün bu kutsal topraklarda yaşayan her Türk vatandaşı şehit yetimi, şehit oğlu, şehit torunudur.
Hiç bir şey bilmiyorsak Kurtuluş Savaşı sonrası şehit yetimlerine yapılanları, onlara gerilen kol ve kanatları okuyarak öğrenelim.
Şehitlerimizi ve yetimlerimizi üzmeyelim…

ATATÜRK’ÜN 10 KASIM 1938 DE HAYATINI KAYBETTİĞİ GÜN:
İTALYAN RADYOSUNUN ANONSU,
SEZAR
İSKENDER
NAPOLYON
“AYAĞA KALKIN, BÜYÜĞÜNÜZ GELİYOR”
YORUM SİZDEN…