Günümüzde bağımsızlık deyince öncelikle kültürel ve ekonomik bağımsızlık akla gelmektedir.
Bir devlet insanını milli kültüre göre eğitebiliyor ve başkalarının emrine göre manevi değerlerini yok etmiyorsa kültürel yönden bağımsızdır. Kimse onu Köle edemez.
Sanayileşmek, makineden faydalanıp az emekle çok üretmektir. Amerika’da nüfusun % 7’si tarımda çalışır, dünyanın en çok buğdayını üretir. Türkiye’de % 70’i tarımla uğraşır, fakat dışarıdan tarım ürünü satın alır. Sebep, tarımda sanayileşemediğimizdir.
Eğer bir devlet ürettiği bir kamyon buğdayı, kamyonun vidasını yapmak İçin veriyorsa hamallık yapmaya mahkumdur. Hem buğday ve hem de vida üretmeliyiz.
Görüşü ne olursa olsun insanımız aklını başına almalıdır. Aklı başındalık bizi batının nasıl gördüğünü bilmektir. Vakar ve haysiyetini koruyup, dik durmaktır.
Batı, Müslüman bir Milletin fedakarlığını anlayamaz. Hep maddi düşünen, kafası bakkal terazisi gibi olan Batıya ne kadar menfaat sunarsan o kadar dostluk alırsın.
Kepçeyle alıp kaşıkla vermekte usta olan Batılılar paraya o kadar düşkünler ki lisanlarını bile para ile satarlar.
Kendi aralarında ara sıra çatışma olsa da Yahudi ve Hristiyanlar karşılarında İslam’ı görünce derhal birleşirler. Hele birde işin içinde İslam’ın Bayraktar’ı Türk’ler varsa birleşmeleri çok kolay ve kaçınılmazdır.
Sevindirici olan, her ne kadar sürekli hainler çıksa da Aziz Milletimizin önemli bir kesiminin artık bizim yıllardır dilimize vird ettiğimiz “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” sözünü anlamaya ve idrak etmeye başlamış olmasıdır.
Velhasıl Bir devlette vatandaşlar devlete bağlı kalma yerine, yabancıların kumanda ettiği dış teşkilatlara girmeden hayat hakkı bulamayacaklarına inanmışsa;
Vah ki ne Vah…