Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

BAKAN AKRABASININ YANINA GİDEMEYEN HÂKİM

Murat Arısoy 14 Temmuz 2016 Perşembe 13:22:22
 

Ramazan Bayramı’nda “ata toprakları” Sandıklı’ya gitmiştim. Bununla ilgili bazı konuları paylaşacağımı aktarmıştım. Bugün Sandıklı izlenimlerini yazmak istiyorum:
43 YILI YARGIDA GEÇTİ: Sandıklı’da büyüklerimizin bize emaneti olan Asaf Arısoy’u ziyaret ettik. Anadolu’nun birçok yerinde, Ankara’da ve İstanbul’da hâkimlik gö-revini yerine getiren Asaf Amca, ağabeylerim Ömer ve Cemal Arısoy’u, yeğenim Oğuz Kaan Arısoy’u ve beni büyük bir misafirperverlikle karşıladı. 15 dakikalığına gittiğimiz ziyaret, 2 saatte zar zor bitebildi. Büyük dedelerimiz olan Hasan Hamdi Efendi’den, Emin Efendi’den ve Ahmet Efendi’den bahsetme fırsatı bulduk. Bu sırada Asaf Amca, 43 yıl çalıştığı yargı camiası anılarından cüzi bir kısmını da bize aktardı. O anılardan bazıları şöyle:
“Cumhurbaşkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman ben İstanbul İl Seçim Kurulu’nda Yedek Üye idim. Bülent Ecevit’e ise İl Seçim Kurulu Başkanı olarak mazbatasını ben verdim.”
“Hasan Dinçer, bizim akrabamızdı. 1960 İhtilali’nden sonra kurulan hükümette Bakan oldu. Ben de Erzurum’da görev yapıyorum. Bir gün İsmet İnönü ile Hasan Dinçer’in Erzurum’u ziyaret edecekleri bilgisi geldi. Cumhuriyet Başsavcısı, protokol ziyaretinde benim de olmamı istedi. Ziyaretlerden sonra yemek yendi. Ben Hasan Dinçer’le aynı masadaydım. Ama Sandıklılı olduğumu, hatta kendisiyle akraba olduğumuzu söyleyebilirdim. Ama söyleyemedim, bizde öyle bir çekingenlik vardı. Şimdi olsa söylenir.”
“Hasan Dinçer’in Afyonkarahisar’a çok yardımı olduğunu söyleyemem. Ama Ferruh Bozbeyli vardı. O, Afyonkarahisar’a çok yardımcı oldu.”
EMİN EFENDİ’NİN KABRİ İÇİN TABELA GEREK: Sandıklı’da “eski kabir” olarak bilinen yerde bir tek mezar kalmış: O da Emin Efendi’nin mezarı. Sandıklı’nın manevi atmosferinin neferlerinden olan Emin Efendi’nin kabrini kime sorsanız tarif ediyor; yine de böyle bir zatın kabrinin belediye tarafından konulacak tabelalarla gösterilmesi yerinde olacaktır.
YUNUS EMRE DEDEMİZ: Yunus Emre ya da hocası Tabduk Emre ile bir akrabalık bağlantımız, mürit-mürşit silsilemiz yok. Fakat Yunus Emre’yi de Tabduk Emre’yi de dedemiz bilip kabirlerini ziyaret ettik. Allah ikisinin de kabrini nur eylesin. Yunus Emre’nin kabri ile Tabduk Emre’nin kabri ayrı yerlerde. Biz önce Yunus Emre’ye gittik. Yunus Emre’nin defnedildiği yerin, Emin Efendi’nin torunu, Sandıklı Müftüsü Ahmet Efendi’nin rüyasıyla sabit olduğu rivayet edilir. Yunus Emre Dedemiz’i ziyaret ederken “Neden bir Mevlana Türbesi gibi değil” diye düşündüm. Bir sokak arasında kalan mezarın daha çok kişi tarafından bilinmesi için yerel yönetimlere iş düşüyor. Hiç değilse, mezarın çevresinin kentsel dönüşüm çalışmasıyla açılması, mezara giden yolların genişletilip bakımdan geçirilmesi yerinde olacak.
“ÖNCE HOCAYA GİDİLİR”: Yunus Emre’nin ardından Tabduk Emre Türbesi’nde dua ettik. Orada, 7-8 yaşlarında bir çocuk, bize “Yunus Emre’ye de gittiniz mi” diye sordu. “Önce oraya gittik” diye cevap verdik. “Önce Hoca’ya gidilir” dedi ve gülümseyerek sustu. Doğru diyordu çocuk. “Bundan sonra öyle yapalım” dedik ama bu küçük öğretmenin cümlesini aklımızdan çıkarmadık. Bu arada şunu da belirteyim: Yunus Emre’nin kabri için söylediklerim, Tabduk Emre için de geçerli. Biraz itina gösterilmeli, biraz tanıtılmalı. Değerlerimiz hepimiz için önemli.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER