Ülke olarak son günlerde çok büyük bir vahşetle karşı karşıyayız. Çocuklar -yazmakta bile zorlandığımız-acılara maruz kalıyor. Peki neler oluyor bize, neler oluyor bu topluma! Hani bazı dokunulmazlıklar vardı! Mesela küçük çocuklar dokunulmazdı! Şimdi öyle şeyler yapılır oldu ki 5 yaşındaki bir çocuğun saçının çekilmesi masum kalıyor! Olanlar karşısında insanlığımızdan utanıyoruz. Binlerce kez lanet ediyoruz ama yetmez, acil çözüm gerek!
Olayı biraz başa saralım, son yıllarda çocuklara yönelik yapılan vahşi saldırıları hatırlayalım. 2014 yılında Adana’da 5 yaşındaki Gizem Akdeniz cinsel istismara uğradıktan sonra yakılarak öldürüldü. Katil, küçük Gizem’in babasının amcaoğlu Süleyman Akdeniz ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. 2016 yılında Karaman’da Ensar Vakfı’na ait yurtlarda 45 erkek çocuğa Muharrem Büyüktürk tarafından cinsel istismarda bulunulduğu haberi infial yarattı, yapılan yargılama sonunda faile, rapor alan 10 çocuğa cinsel istismardan 508 yıl hapis cezası verildi. Aynı yıl Adıyaman Gerger İmam Hatip Lisesi’nde hademe Mehmet Sait Güler 18 erkek çocuğuna cinsel istismardan 572 yıl hapis cezası aldı. 2018 yılında Adana’da 4,5 yaşındaki çocuğa cinsel istismardan Sedat Keser tutuklandı. 66 yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Ve geçtiğimiz ay Ankara’nın Polatlı ilçesinde kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın cansız bedeni bulundu. Boğularak öldürüldüğü tahmin ediliyor. Ve en son Ağrı’nın Bezirhane köyünde günlerdir aranan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in cansız bedeni bulundu. Ve bir de faili muamma olan Sakarya’da yavru bir köpeğin patilerinin ve kuyruklarının kesilmesi ile İstanbul Eyüpsultan ilçesinde kediye tecavüz edilmesi vahşeti var. Bu saydıklarım ne yazık ki çocukların ve sevimli dostların başlarına gelen vahşetlerden bir kısmı.
Yaşanan bu rezillikler nedir? Bu gidişat nereyedir? Bu iğrençliklerin yaşanması bile büyük bir utançtır. Büyük bir kara lekedir. Hangi insan böyle bir şey yapabilir diye kahroluyoruz… Ama bu yaşananlar normal bir suç gibi görülemez. Daha doğrusu ceza kanunu burada suç işleyen cezasını çeker diyerek bu dosyalar kapatılamaz! Ceza idam olsa bile!
Evet insan kötüdür! Evet insan en büyük kötülükleri yapar! Evet Ahmet Selçuk İlkan’ın dediği gibi “ben, ben en çok insandan korktum anne en çok insandan.” Ama bu yapılanlar en aşağılık olabileceklerden bile aşağılık! Bu yaşanalar normal bir suç ve ceza ilişkisi olarak görülemeyeceğinden bu vahşi saldırılar çok kapsamlı şekilde acilen irdelenmelidir. Hemen en kolay olandan başlayalım. Bu yaratıkların en ağır cezayı almaları! Bakın bu en kolay olandır!
Örneklerde de görüldüğü üzere hemen hepsi en ağır cezayı alıyor! Ancak en ağır cezalar verilse de sonra yine vahşetler oluyor! Demek tek mesele ağır bir cezanın verilmesi değilmiş… (Bunlarda ceza mı demeyin, bir kişinin bu iğrençliklerden dolayı hiç çıkmamak üzere hapishaneye girmesi öyle hafife alınacak bir şey değildir!) Diğer yandan cezaların şöyle bir özelliği de vardır. Ceza suçu işleyen faile verilir.
Diğer bir anlatımla siz bu insanlık düşmanlarına, ben tahmin ediyorum sen masum bir çocuğa kıyacaksın gel bakalım buraya insanlık düşmanı sana idam (yasalaşsa bile) cezası veriyorum diyemezsiniz! (Potansiyel suçlu meselesi apayrı bir tartışmadır, ona girmiyorum.) Ancak asıl olması gereken bu vahşetlerin hiç yaşanmamasıdır! Bu iğrençlikler yaşanmadan ceza verilemez ama yaşanmasının önlenebilir!
Bu vahşetlerin hiç yaşanmaması için bu vahşi saldırılar neden oluyor sorusunun cevabını bulmaktır! Psikolojik, kriminolojik, pedagojik, sosyolojik gibi bilimsel yönlerden irdelenerek kapsamlı şekilde tartışılmalıdır. Bir insan nasıl böyle bir vahşeti yapabilir, bu toplum nasıl bu hale geldi, güç dengesinin bu denli orantısız olduğu saldırlar neden sık yapılıyor ve bunlar ne anlama geliyor, (Dikkat edin taraflar arasında bir husumet bulunma ihtimali yok.) bu denli vahşi düşüncelere insan nasıl kapılıyor vb. sorulara cevap aranması gerekiyor.
Bu sorulara cevaplar bulunarak “neden” bunların yaşandığı tespit edilmelidir. Ardından bu tespit edilen nedenler nasıl ortadan kaldırılır ve bu vahşi saldırılar bir daha nasıl yaşanmaz bu sorulara cevap bulunmalıdır. Böylece kahrolduğumuz bu vahşi saldırıların bir daha yaşanmaması sağlanabilir.
Toplum olarak bu tip olaylar karşısında duyduğumuz acı ve üzüntüyle beraber bu olaylar nasıl ortadan kaldırılır sorusunun bulunmasını da istemeliyiz. Bu tip olaylar karşısında idam istemek ve idamı tartışmak şuan için tamamen gereksizdir! Hem idam gelse bile en azından şu iki caniye uygulanmayacaktır. Kaldı ki Yargı bunlar için zaten en ağır cezayı verecektir. Dolayısıylaşu an önceliğimiz başka Leyla ve Eylüller acı çekmesin olmalıdır!
ASAYİŞ
10 Haziran 2023GÜNDEM
10 Haziran 2023GÜNDEM
10 Haziran 2023ASAYİŞ
10 Haziran 2023ASAYİŞ
10 Haziran 2023UNCATEGORİZED
10 Haziran 2023UNCATEGORİZED
10 Haziran 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.