Geçtiğimiz cumartesi günü oynanan BJK-GS maçı dillerden düşmüyor hâlâ… Nasıl düşşün ki  sadece BJK taraftarını değil, mest etti herkesi…
1950 yıllları  ve daha öncesinin  Beşiktaş futbol takımını  Mondial sakızlarından çıkan fotoğraflarla tanıdı bizim kuşak…GS’yı ve FB’yi de…Hakı Yeten,Süleyman Seba,Şeref Görkey,Recep Adanır,Eşref ,Ali İhsan ilk akla gelen BJK’lı efsaneler…Turgay Şeren, Gündüz Kılıç,Metin Oktay,Suat Mamat,İsfendiyar,Kadri Aytaç,GS’nin; uçan kaleci Cihat Arman,Ordinaryüs Lefter,M,AliHas,Şeref Has,Ogün Altıparmak,Can Bartu,Ergun FB’nin unutulmazları.. Bu efsanelerin bazılarını son zamanlarında olsa da izleme fırsatı buldum…Çünkü,üç büyüklerdeki futbolcular en az sekiz on yıl oynarlardı takımlarında,bir başka takıma transfer ayıp sayılırdı.O günün koşullarında  hepsi de saygın ve sevilen futbolculardı…Bu efsanelerin bir çoğu Hakk’ın rahmetine kavuştu ama adları hâlâ yaşıyor…
1960’lı yılların ortalarında , İstanbul Üniversitesi  Edebiyat Fakültesi Türkoloji  öğrenciliğim sırasında, ulaşımı kolay olduğu için haftada en az bir kez BJK’nın   antrenmanlarını  izlerdim  Boğaz kıyısındaki toprak sahasında… ,Bir kez de o zamanlar adı Dolmabahçe Stadı olan şimdiki yeni stadında alırdım soluğu maç izlemek için…GS’nın ve FB’nin anterenmanlarına da giderdim; fakat Mecidiyeköy’e ,Kadıköy’e gidip gelmesi çok zor olur  ve uzun sürerdi…
Demem o ki elli yıldan beri izlerim BJK maçlarını ,GS’yi ve FB’yi izlediğim gibi…Fakat  bir başkaydı cumartesi günkü BJK..Müthiş odaklanmışlar maça…Baskılı,agrasif,cesur,sert  fakat akıllı müdahalleler,kaliteli  paslar,kaliteli destek,hızlı hücum,hızlı savunma…Her yönüyle mükemmel sayılacak hücum ve savunma davranışları…Sahanın her yerinde yüksek tempo ve press… Sekiz on net gol pozisyonu,yüksek bir oyun  disiplini…
GS kalecisi Muslera’nın  kendisine yakışmayan bir hatası ve GS savunmasındaki taktik kargaşa BJK’nın  başarısını gölgelemez asla…Sadece BJK’dan  değil bütün takımlarımızdan buna benzer maçlar oynaması futbol severlerin içten dileğidir…
Futbol bir mücadele oyunudur,sadece maçlarda değil antrenmanlarda da futbolcuların  kendi aralarındaki mücadele ettikleri bilinen bir gerçektir…Daha 15-16 yaşlarındayken bir antrenmanda o zaman bizim  “ortada sıçan” dediğimiz bir oyun  oynuyorduk.Ben ve bir takım arkadaşım  top çeviren beş altı kişiden top kazanmak için  kan ter içinde oraya buraya koşarken  “Agah! Daha hızlı daha sert ol , kademeye gir ” diye bana bağıran Celal Ağabey’i unutamam hâlâ…O gün bir kez daha anlamıştım ki amaçsız koşularla ,rastgele mücadeleyle  ancak kendini yorarsın… Antrenmanları kaçırmayacak rekabetçi bir anlayışla  çalışacaksın..Yetmez,  düzgün bir yaşam tarzına sahip olacaksın, maçlara  fiziksel yönden olduğu kadar zihinsel yönden de hazır olacaksın…
Geçen cumartesi gerçekten unutulmaz bir futbol sergileyen ve uzun süre belleklerden silinmeyecek bir mücadele veren Beşiktaş futbol takımı elbette birkaç günde yükselmemiştir bu düzeye…Özverili ve disiplinli bir çalışma süreci vardır bu yüksek çıtanın altında…Mükemmel bir teknik- taktik- kondisyon ve zihinsel   hazırlık …Tesis,yönetim,malzeme ve de Şenol Güneş gibi bir futbol duayeni…
Ve gönüller kazanmayı sürdürecek bir takım olmuş  Beşiktaş..