BÖYLE ÖĞRETMENE TAKDİR GEREK – Kocatepe Gazetesi

İlk, orta ve lise dengi okullar, bugün kapanıyor. Öğrenciler karnelerini alarak ve hatta belki de karnelerindeki notlara hiç bakmayarak tatillerine başlayacak.
Ailesinin durumu iyi olanlar, yurtiçi ya da yurtdışında çeşitli yerlere gidecek; ailesinin durumu iyi olmayanlar ise bulundukları şehirlerde yaşamaya devam edecek, belki de bir ustanın yanında çıraklıkla geçirecek yaz tatilini.
Öğrencilerin bir kısmı ise ailelerinin baskılarıyla etütlere, derslere devam edecek; çocukluğunu yaşayamayacak.
Öğrencilerin hâli böyle, öğretmenler ise kamuoyundaki yaygın kanıya göre “3 ay tatil yapacak.”
“Kamuoyundaki yaygın kanıya göre” diyorum, zira öğretmenlere sorsanız, çok çalıştıklarını söylerler.
Bugün “karne” alması gereken bir öğretmenden bahsetmek istiyorum: Ramazan Kıvrak. Gedik Ahmet Paşa İlkokulu’nda 2A Sınıf Öğretmeni. Kıvrak’ı Gazeteniz Kocatepe’nin sütunlarında birkaç kez okudunuz. Giresun’dan gelen ve İscehisar’daki Giresun Şehitliği’ni görmek isteyen vatandaşlara nasıl yardımcı olduğunu, İranlı bir öğrenciye kısa sürede Türkçe okumayı nasıl öğrettiğini gördünüz.
Ramazan Kıvrak Hoca, yıl boyunca öğrencileri ile birlikte imza attığı faaliyetleri “Bu Sergi Başka Sergi” ismiyle velilerin ve öğretmenlerin dikkatine sundu. Neler yoktu ki o sergide?
3 ana rengin üzerinden resim çalışmaları, Atatürk Köşesi, Türkçe gayretleri, atık pil toplama kampanyası, pul koleksiyonu, bozuk para koleksiyonu, atık kâğıt toplama kampanyası, öğrencilerle birlikte yapılan takvim…
Ramazan Kıvrak Hoca, serginin açılması sırasında, kendisini gururlandıran bir olay da yaşamış: Ramazan Kıvrak Hoca’nın ilkokul öğretmeni İbrahim Civelek, öğrencisinin (Ramazan Kıvrak’ın) öğrencileriyle birlikte açtığı serginin açılışına katılmış ve öğrencisini (Ramazan Kıvrak’ı) kutlamış.
Bir öğretmen ve öğrencisi için, eşine az rastlanır bir sevinçtir sanırım böyle bir başarı.
Sadece öğretmeni değil, öğrencileri de arayıp soruyor Ramazan Hoca’yı.
Ramazan Hoca’nın “Bu Sergi Başka Sergi” isminde üzerinde durulması gereken derleme kitaplar da var. Bunlardan birisi, Atatürk Şiirleri, birisi 70’nci Yıl Seçme Şiirlere, diğeri de Cumhuriyet Şiirleri. Ramazan Hoca, bu şiirleri görev yaptığı il ve ilçelerde çalışırken ilmek ilmek toplamış, derlemiş. Telif haklarında bir sorun olacağı düşüncesiyle, derleme içindeki şiiri bulunan şairlerin ya da varislerinin hak iddia etmesi hâlinde sıkıntı yaşamamak maksadıyla bu eserleri bastırmıyor. Ama telif hakları sorunu çözülebilirse 3 mühim eserle tanışacak eğitim camiası.
Ramazan Hoca’nın bir de “Bilmece Derlemesi” var ki bu derlemede de 500’ü aşkın bilmece yer alıyor. Öğretmenler ve öğrenciler için bulunmaz bir kaynak. Fakat bu eser de şimdilik el yazısıyla yazılmış. İleride bir gün bu eserin de basılmasını umuyorum.
Ramazan Kıvrak’ı, eğitim-öğretim yılının son gününde bilhassa yazdım. Zira bir öğretmenin sınıfı, öğrencileri ve velileri için ne kadar öneme sahip olduğunu görüyorum.
Yeri geliyor, projeksiyon cihazı için tanıdıklarını, arkadaşlarını devreye sokuyor.
Yeri geliyor, sınıfın eksikliklerini imece usulüyle gideriyor.
Ramazan Kıvrak Hoca gibi çalışan öğretmenlerimiz, gelecek nesiller hakkındaki hayallerimizi ve ümitlerimizi yeşertiyor.
Hoca’ya karne verecek olsaydık, “Takdir”lik bir karne hazırlardık…