Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BU OLAY SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN KUR’AN’DAN SONRA EN BÜYÜK MUCİZESİDİR

Muharrem Günay 9 Haziran 2013 Pazar 03:00:00
  Allah ve Peygambere inananlar mucizeye de inanırlar. Nitekim Hz.Hatice’den sonra Müslüman olmak şerefine inanan Hz. Ebu Bekir bu olaya duyar duymaz tereddütsüz tasdik etmiştir. Müşrikler: “Ey Eba Bekr, senin arkadaşın Muhammed, bir gecede Mekke’den Mescid-i Aksaya oradan da göklere çıkıp Rabbi ile görüştüğünü iddia ediyor: Sen bu işe ne dersin dediler. Ebu Bekir, tereddütsüz:
-Muhammed söylüyorsa doğrudur. Deyip tereddütsüz tasdik etmiştir. Bu yüzden kendisine “Sıddik” lakabı verilmiştir.
Miraç Öncesi Mekke
Miraç öncesine kısaca bir göz atacak olursak; Mekke’de müşriklerin bütün baskı ve zulümlerine rağmen İslamiyet yayılmaya başlamıştı. Hz Hamza’dan sonra Hz.Ömer de Müslüman olmuştu. Müşriklerin telaş ve endişeleri hat safhaya varmıştı.
Hz Ömer Müslüman olunca, Peygamber Efendimiz ve Eshab-ı Kiram ile beraber Harem-i Şerif’e geldi. Oradaki müşriklere; “Ey Kureyş! Beni, bilen bilir! Bilmeyen bilsin ki, ben Hattaboğlu Ömer’im… Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen varsa, yerinden kıpırdasın! Kıpırdayanı kılıcımla doğrayıp yere sererim..” deyince Kureyşli müşrikler bir anda toz duman olup oradan uzaklaştılar. Sevgili Peygamberimiz ve ashabı saf tutup, yüksek sesle tekbir aldılar. Ashab-ı Kiram’ın “Allahü ekber, Allahü ekber” sedaları ile Mekke semaları çınladı. İlk defa açıktan açığa Harem-i Şerif’te namaz kılınmıştı.
Müşrikler, İslam’ın kalplere nüfuzunu ve yayılmasını önlemek için durmadan çabalıyorlardı. Müslümanlara her türlü işkence ve zulüm yapılıyor, fakat yapılan bu zulüm ve işkenceler Müslümanları yollarından döndürmüyordu. Müslümanlar daha da kenetleniyor; Allah ve Resulünün yolunda canlarını fedadan çekinmiyorlardı. Müşrikler, Habeşistan’a göç eden Müslümanları gerisin geri teslim almak amacıyla Habeş Kıralı Necaşi’ye bir heyet göndermişti. Müslümanları geri vermek bir tarafa Habeş Kralı Necaşi de Müslüman olmuştu. Giden elçilerin eli boş döndüğünü ve Necaşi’nin de Müslüman olduğunu öğrenen müşrikler hepten deliye dönmüşlerdi. Bunun acısını çıkarmak amacıyla ve Müslümanların kökünü kurutmak amacıyla toplanıp şu kararları aldılar: “ Her nerede olursa olsun, her nerede görülürse görülsün, Muhammed aleyhisselam öldürülecektir…! Müşrikler bunun için ant içtiler.
Müşrikler, Peygamber Efendimizin ve Ashabının, Ebu Talib’in mahallesinde toplandıklarını görünce, tekrar bir araya geldiler. Sonra şu kararı aldılar:
AMBARGO
“Muhammed aleyhisselam öldürülmek üzere Kureyşlilere teslim edilinceye kadar; Haşim Oğullarından kız alınmayacak, Onlara kız verilmeyecek! Onlarla hiçbir alışverişte bulunulmayacak. Onlarla bir araya gelinip, konuşulmayacak, görüşülmeyecek, evlerine mahallelerine girilmeyecek! Onlardan gelecek barışma isteği asla kabul edilmeyecek, hiç bir zaman onlara acınmayacaktı Mansur bin İkrime adındaki müşrikin bir kağıda yazdığı bu kağıdı mühürlediler. Herkesin görüp uyması için Kaba-i Muazzama’nın duvarına astılar
Müşriklerin ileri gelenlerinden Ebu cehl ve Ebu Leheb, tüccarların yanına varıp; “Ey tüccarlar! Muhammedin ashabına karşı fiyatları çok yükseltiniz. Öyle ki, pahalı olmasından dolayı kimse bir şey alamasın! Bundan dolayı mallarınız satılmayıp, elinizde kalırsa hepinizi biz almaya hazırız” derlerdi. Onlar da mallarına yüksek fiat söyler, Müslümanlar alamadan geri dönerlerdi.
Bu durum karşısında sevgili Peygamberimiz, hazreti Hatice validemiz, Ebu Bekir-i Sıddik (R.A) ve diğer ashab mallarını bu yolda harcayıp; çocukların açlıktan göklere çıkan feryatlarını dindirmeye çalıştılar. Elde avuçta olanlar bitince, otları, ağaç yapraklarını yiyerek rızklarını temine çalıştılar. Çocukların ağlamalarını kesmek için kurumuş deri parçalarını ıslatıp ateşte pişirip çocuklara yedirdiler. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere ashap açlıktan karınlarına taş bağladılar. Anneler bir deri bir kemik kalmışlardı. Müşriklerden birisi acıyıp ta bir şeyler getirse onu tutar hakaret eder döverlerdi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER