Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Burçlar ve Küfürler – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 10 Haziran 2017 Cumartesi 13:14:48
 

-1-
“Burçlar ve Küfürler” paylaşımına astronomi ve astroloji tanımları ile başlamak istiyorum. Bir astronomi var konuşulan, bir de astroloji var. Önce, literatürden bu ikisinin tanımını yapalım ki astroloji nedir, astronomi nedir, ikisini tam manasıyla ayırabilelim.
Astronomi; kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleriyle gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır.
Literatüre göre astroloji ise şöyle tanımlanıyor: Gök cisimlerinin ve astronomik fenomenlerin, insan karakterleri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğunu bir önerme olarak kendisine konu alan ve bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözde bilimdir.
Astrolojiyi ve astronomiyi literatürden tanımladık, farkını gördük. Ancak ortak bir yanları var: İkisi de gözlem yapan uğraşılar. Ama ayrıldıkları çok önemli bir şey var ki; bilim dünyasının bilimsel kurallarına göre astronomi bir bilim kabul edilirken, astroloji bir bilim kabul edilmemektedir, bilim kurallarına uygun bir yaklaşım kabul edilmemektedir. Bu yüzden tanımın içine “sözde bilim” ifadesi girmiştir. Çünkü astroloji bir önermede bulunuyor, bir iddiada bulunuyor. Diyor ki; gök cisimlerinin ve astronomik fenomenlerin insan karakterleri ve kaderi üzerine tesiri vardır. Fakat bu iddiadır, bilimsel kanıtlanmış şeyler değildir. Bilim dünyasının bir şeye bilimsel demesinin kuralları değişik sebeplerden astroloji konusunda uygulanamamıştır veya uygulanmamıştır. Bu yüzden, astrolojiyi bir bilim gibi düşünürseniz çıkaracağınız sonuçlar veya oluşturacağınız bakış açısı astronomi adına haksızlık olur. Çünkü astroloji bir önermedir.
Astroloji bilimsel olmadığı için
magazinselleştiriliyor
Bunun neden bilimsel sınıfa giremediğini bir iki cümleyle ifade edip konumuza geçelim. Astroloji bir önermedir ve önerme bilimde hipotez ve hükümle ifade edilir. Hipotez bir konuyu hayal etmek, düşünmek demektir. Sonra o düşündüğünüz konuyu bir iddiaya, bir cümleye çevirirseniz o hüküm olur, hüküm vermiş olursunuz; “Şu şöyle midir acaba?” diye. Sonra onu, hangi bilim dalıysa o bilim dalının kendi kurallarına göre kanıtlamak gerekir. Sizin o hükmünüz kanıtlanırsa onun ismi teori olur. Sizin o bilim dalında kanıtlayarak teori yaptığınız bir konuyu ilgili diğer bilim dalları da ele alır ve kendi kurallarına göre onlar da kanıtlarlarsa o zaman kanun olur. Yer Çekimi Kanunu gibi. Ona “Yer Çekimi Hipotezi” demiyoruz. Yer Çekimi Kanunu!
Astroloji bu sürecin hüküm/önerme kısmında kalmıştır, kanıtlanmış ve teori sınıfına girmiş değildir. Oysa astronomi içerisinde teori ve kanunlar oluşmuştur. Öyleyse konuya bir kere baştan böyle yaklaşmamız lazım. Bu bakış bizim için önemli noktalardan birisidir. Hâl böyle olunca, astroloji bilimsel formata göre dizayn edilmediği için, astrolojinin temel bilgileri, daha sonra yorumlayanlar tarafından ele alınınca da bir bilimsel özellik taşımaz. Bilimsel özellik taşımıyor, çünkü kişinin yorum yaparken yararlandığı kaynak zaten bilimsel formata uygun değil. O zaman ne yapıyorlar? Astrolojiye bilimsellikten iyice uzaklaşacak şekilde daha bir magazinsel bakış açısı kazandırıyorlar, popüler olsun diye.
Bilim dışı olduğunu bilse de, inanmak istiyor
Peki, böyle ama neden astroloji astronomiden önde, günlük hayatta onu geçiyor? Bakın biz bile astronomi değil de astroloji konuşuyoruz. Çünkü insanlar diyorlar ki; “Evet, astroloji bilim dışı ama inanmak istiyorum. Bilim dışı olduğunu kabul ettim, ama inanmak istiyorum.” Hatta bazıları şöyle der: “Aramızda kalsın ama astrolojiye o kadar inanıyorum ki hayatımı bu bilgilere göre dizayn etmekten kendimi alıkoyamıyorum.” İşte sebeplerden birisi bu; kişi inanmak istiyor ve hayatını da ona göre düzenliyor.
Peki, bu neden böyle?
İnsanın dünya hayatı formatı sebebiyle! Şimdi ona günlük yaşantımızda görebileceğimiz bir hal ile açıklama getirelim.
İnsanoğlu yanlışa hayrandır, küfrüne âşıktır
İnsanın dünya hayatı formatı yanlışa meyillidir. Dikkat edin, “fıtratı” demiyorum. Çünkü insanın fıtratı Allah fıtratı üzeredir. Ama formatı esfele sâfiliyn üzeredir. İşte, insanın dünya hayatı formatı, konu Hakk olunca yanlışı sevmeye ve yapmaya gizlice hayrandır. Eğer konu Hakk ise yanlışı sevecek! Çünkü o, yanlışa hayrandır. Formatında bu var, formatının mayasında var. Bu yüzden şu dikkatinizi çeker, çok doğrucu bilinen bilim insanlarının veya bilimle uğraşmasa bile dürüst ve doğrucu yaşamaya çalışan insanların bu prensiplerine hiç uymayan, bu prensiplerine yakıştıramayacağınız yanlışlarını görür de şaşarsınız. “Hayatını böyle önemli prensiplerin üzerine bina etmiş birisi şu konuda nasıl böyle komik düşünebilir, nasıl böyle yanlış yapabilir, o konuyu nasıl umursamayabilir, nasıl ilgilenmeyebilir?” diye şaşırırsınız. Neden böyledir? Çünkü söz konusu Hakk olduğu zaman onun formatı yanlışı sever, yanlışın peşine koşar. O zaten yanlışa gizlice hayrandır. Biz bu duruma daha önceki yazılarımızda “İnsan küfrüne âşıktır” demiştik.
Konumuzu adım adım ilerletmeye çalışalım.
Astrolojik yorumlarda izlenen bir yöntem dikkatimizi çekmelidir. Bir astrolog biraz daha detaylı yorum yapayım derse açıklamalarına önce astronomik bilgilerle başlar ve dinleyicide, izleyicide veya okuyucuda bir güven oluşturur. Sonra onun üstüne kendi astrolojik yorumlarını koyar. Oysa astronomi ayrı bir bilimdir. Ama o kişi astronomiye ait bilgiyle başladığı için, siz onun daha sonra yaptığı yorumu da kabul edersiniz. Baştan oluşturduğunuz güvenle onun söyleyeceklerini kabul etmeye zaten hazırsınız, bu yüzden yorumlarını da kabul edersiniz. Hâlbuki şuna lütfen dikkat, edin, kişi astronomik bilgileri sunarken rakam verir, ama sonra yorumlarını sunarken sallama yöntemiyle devam eder. İşe rakam yöntemiyle başlar, sallama yöntemiyle bitirir.
Ayrıca astronomi bilim alanında, o işi yapan kişilerin karakterleri, hayat tarzları bilimsel süreci hemen hemen hiç etkilemez, elbette sonuçları da etkilemez. Çünkü bilimsel çalışmaların kendine ait kuralları var. Astrolojik yorumda ise yorum yapanların hayat tarzları, inançları, karakterleri yorumlarını etkiler. Çok önemli farkın birisi de budur. Diğer önemli bir konu, bir kişinin astronomi alanında uzman olacağı zaman sıkı bir bilimsel süreçten geçmesi ve bir bilimsel belge alması gerekliliğidir. Astroloji konusunda uzmanlar ise, genellikle bir kursa, bir seminere katılmış veya bu konuda birisini biraz dinlemiş veya önemli bir kitap okumuş olurlar. Seminer veya kursa katılmışlarsa bir katılım belgesi alırlar ve kendilerini uzman ilan ederler.
DûniHİ algı ve zann’larla
esfele sâfiliyn yorumlar
Astrolojinin yorumlarıyla açıklamaya çalıştığı hayat tarzı insanların dünya hayatıdır. Dolayısıyla onun açıkladığı insanın, esfele sâfiliyn seviyeden dûniHİ algı ve zann’larıdır. Buna ek olarak, konuyu dünya genelindeki bakışa uygun düşünecek olursak, yorumu yapanlar da dûniHİ algı ve zann’larıyla hareket ettikleri için, sonuç tamamen dûniHİ algı ve zann’larıyla hayata bakan birisinin esfele sâfiliyn yorumlarıdır.
Bilim dünyasının bilimsel çalışmalarındaki prensiplerine göre ele alınmamış olmasına rağmen astrolojik bilgilerin hayatta yeri nedir, nasıldır?
Astroloji için “Bilimsel kurallara ve formata uydurulmamış, o kılığa girmemiş” dememiz böyle bir olay yoktur anlamına gelmez, “Böyle bir tesir yoktur” demiyoruz. Dediğimiz şu: Bilimsel bir kılığa girmediği için astrolojinin suiistimali çok fazladır. “Gök cisimlerinin veya astronomik fenomenin insan karakteri üzerinde tesiri yoktur” demiyoruz ki. Vardır.
Gök cisimlerinin veya astronomik fenomenin insan karakteri üzerinde tesiri. Ancak günümüzün bilimsel formatına uygun kanıtlanmış değildir.
Peki, nedir bu tesir ve nasıldır?

Burçlar ve Küfürler -1-

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER