ERKEĞİN KARISI ÜZERİNDEKİ HAKLARI – Kocatepe Gazetesi

Nasıl ki kadınların erkekler üzerinde bazı hakları varsa, erkeklerin de kadınların üzerinde hakları vardır. Peygamber Efendimiz:
Aziz Peygamberimiz de, dünya nimetlerinin en hayırlısı olarak vasıflandırdığı  Rabbine ve eşine karşı görevlerini yapan kadını şöylece müjdeler: “Kadın namazını kıldığı, orucunu tuttuğu, ırzını koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman, Cennet kapılarının dilediğinden girsin.” (Mesâbîh, Hn.3254
“Kocası kendisinden hoşnut bir halde ölen kadın, Cennet’e girer.” buyurmuştur. Peygamberimiz zamanında adamın biri bir yolculuğa çıkarken karısına evin üst katından alt katına inmemesini tembih eder. Kadının babası alt katta oturmaktadır. Adam hastalanır. Kadın birini Peygamberimize göndererek evin alt katına inip babasını görmek için izin ister. Peygamberimiz. “Kocanın emrine uy.“ diye haber gönderir. Bu arada kadının babası ölür. Kadın yine alt kata inmek için Peygamberimizden izin ister. Peygamberimiz tekrar “Kocanın emrine uy“ diye haber gönderir. Kadının babası toprağa verildikten sonra Peygamberimiz O’na, kocasının emrine uyduğu için Allah’ın, babasını affettiğini bildirir.” (İ.Gazali, Mükaşefetülkulub/533)
Peygamberimiz (s.) buyuruyor ki:
“Kadın, farz namazlarını kılınca, Ramazan Orucunu tutunca, ırzını koruyunca ve kocasının emrine uyunca, Rabb’in cennetine girer.” Burada görüldüğü gibi, Peygamberimiz, kocanın emrine uymayı, İslam’ın temel şartları ile birlikte zikretmiştir.
Peygamberimiz “Bana cehennem gösterildi, Cehennemliklerin çoğunu kadınların meydana getirdiğini gördüm” buyurdu. Kadınlar “Ne yüzden ya Rasulallah” diye sordular. Peygamberimiz: “Çok lânet okudukları ve iyi geçimli kocalarına karşı nankörlük ettikleri için” diye cevap verdi. Kadın kocasına nankörlük etmemeli “Senden hiç iyilik görmedim” gibi sözler söylememeli, çünkü bu küfranı nimet (nimete karşı nankörlük etmek) sayılır.
Diğer bir hadiste Peygamberimiz “Cennet bana gösterilince oradakilerin arasında kadınların azınlıkta olduğunu gördüm. “Kadınlar nerede?” diye sorunca Cebrail (a.) Bana; “Altın ve parlak boyalar onları alıkoydu.” diye cevap verdi.
Bir başka hadisi şerifte ise :
“Hangi kadın dili ile kocasına eziyet verirse, Allah onun dilini kıyamet gününde yetmiş arşın uzatır. Sonra da onu boynuna dolayıp bağlar. Hangi kadın kocasına kötü gözle bakarsa Allah, onu kıyamet gününde başı ve cesedi kesilmiş bir şekle sokar” buyrulmuştur. (Seyyid Ali Zâde, Şir’at’ül-İslam, 660)
Hz. Aişe (r.) buyuruyor ki, “Bir gün evlilik çağına varmış genç bir kız Peygamberimize gelerek.” Ya Resulullah evlenmekten korkuyorum, kocanın kadın üzerindeki hakları nelerdir? Diye sordu. Peygamberimiz de ona “Eğer onun vücudu tepeden tırnağa irin olsa da onu dilin ile temizlesen yine hakkını ödeyemezsin.” diye cevap verdi.
Genç kız bunun üzerine “O halde evlenmeyeyim mi” diye sordu. Peygamberimiz “Hayır, ne münasebet, evlen, çünkü o daha hayırlıdır.” diye cevap verdi.
İbni Abbas (r.) buyurur ki, Hasam kabilesinden bir kadın Peygamberimize gelerek “Ya Resulullah, ben dul bir kadınım, evlenmek istiyorum; koca hakları nelerdir.” diye sordu. Peygamberimiz ona şu cevabı verdi:
“Kocanın karısı üzerindeki başlıca hakları şunlardır:
Kocası kadın ile yatmak isteyince kadın deve sırtında bile olsa onu reddetmemelidir.
Kocasının evinden, onun izni olmadan hiç bir şey vermemesidir, eğer verirse sevabı kocasının günahı onun olur. Kocasının izni olmadan nafile oruç tutmamasıdır. Eğer tutarsa sadece açlık ve susuzluk çekmiş olur, hiç sevabı olmaz. Eğer kocasından izinsiz evden çıkarsa eve dönünceye veya tövbe edinceye kadar melekler ona lânet eder.
Peygamberimiz (s.) buyuruyor ki:
“Kocasının hanımı üzerindeki hakkı, Benim sizin üzerinizde olan hakkım gibidir. Kim kocasının hakkını zayi ederse, Allah’ın hakkını zayi etmiş olur.” (Seyyid Ali Zâde, Şir’at’ül İslam, Evlilik Adabı, 660)
“Bir insanın diğer insana secde etmesini emretseydim, karısı üzerindeki hakkının öneminden dolayı, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.” (İ.Gazali, Mük.Kulub/534 )
Kadının en önemli görevlerinden birisi de namusunu korumakt��r. Bir diğer önemli görevi ise: İhtiyacı dışında kocasından bir talepte bulunmaması ve eşini haram yollardan kazançtan alıkoymasıdır. İlk Müslüman kadınların hali böyleydi. Kadınlar kocalarını kızlar babalarını dışarıya uğurlarken onlara:
“Sakın haram kazançlara sapma, bize haram yedirme, Biz açlık ve sıkıntıya dayanırız-katlanırız, ama cehenneme katlanamayız.” derlerdi. Şimdiki kadınların çoğu “Haram helal ver Allahım” anlayışında olduğu gibi çoğunlukla rızkın helal mi haram mı olduğuna dahi bakmıyorlar. On birinci yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış olan Kutadgu Bilig (Kut kazanma bilgisi) adlı eserde: “İyilik bir insana anne rahminde iken girer. Çocuk anne rahmine besmele ile düşer ve helal lokma ve rızık ile beslenirse o çocuk hayırlı bir evlat olur.” denilmektedir. Bu konuda hanımlar dikkatli olmalı özellikle eşlerini maddi açıdan sıkıntıya sokacak harcamalardan uzak durmalıdırlar.