Dünkü yazımızda sözünü ettiğimiz o yılların en önemli sorunu kız çocuklarının okula gönderilmemesiydi. O yıllarda bir köy okulunda 3.sınıfı okutuyorum. Sınıftaki bir kız öğrencinin nişanlı olduğu, nişanlısının okul bahçesine girmesiyle ortaya çıktı. 5. Sınıftaki
Devamsız öğrenciler konusunda İlköğretim Müdürlüğü ve müfettişler sıkıştırırdı. 14 yaşını dolduran kızların kayıtları siliniyor, ancak nüfus cüzdanları olmadığı için kayıtlarını da silemiyoruz. Ben bu işi çözmek için çocukları bir gün okula getiriyor, bir gün izin veriyordum. Böyle böyle yıl sonunu getirip diplomalarını verip rahat bir nefes aldım.
5. sınıflarda okulun ilk gününden itibaren “babalarınıza söyleyin, kafa kağıdınızı çıkarttırsınlar, yoksa diploma alamazsınız” derdim. Yine de nüfus cüzdanı olmadığı için diploma tanzim edemediğimiz öğrenciler oldu.
Tüm bu zorlukların yanında bir de tavuk olayı olurdu. Bu tavuk olayı yerleşmiş bir gelenekti. Ancak 1970’lerden sonra unutuldu. Okulun sonunda 5. Sınıf bitirme sınavları yapılırdı. Bu sınavlar yazılı sınav şeklinde olur, tek öğretmenli okul öğretmenleri birbirlerine komisyon üyesi olarak giderlerdi.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. 1957-58 öğretim yılında 5. Sınıftayım. O zaman bitirme sınavları sözlü olarak yapılırdı. Tek tek komisyon huzuruna çıkar, sorulan soruları yanıtlardık.
Neyse biz gene köye dönelim. İki kişilik komisyon halinde yazılı sınav yapıyoruz. Sınavdan çıkan öğrenciler kısa bir süre sonra başının üstünde bir tepsiyle içeri giriyor. Tepside yemekler ve bir de bütün tavuk oluyordu. Tabii biz bir yılın yorgunluğunu bu tavuklarda çıkarıyorduk. Birkaç yıl sonra bu tavuk işi de unutuldu gitti.
Yetmişin başında 55 öğrenciyi tek öğretmen olarak okutmuştum. Beş ayrı sınıf tek dersanede okuttuk.
Aradan yirmi küsur yıl geçtikten sonra denetim alanımıza verilen ilçenin köyleri arasında görev yaptığım o köyün okulu da vardı. İçimden gelmedi, kendim gidemedim. Gönderdiğim arkadaşımın anlattığına göre 35 civarında öğrenci ve karı koca iki öğretmen varmış. Üstelik arkadaşım öğrencileri çok zayıf bulmuş. Oysa ki ben o 55 kişilik sınıftan bir edebiyat öğretmeni çıkarmıştım.
O eski Köy Enstitüsü öğretmenlerinin yanında biz çömezdik ve onlardan çok şey öğrendik.
Bizden sonrakilerin bizden daha iyi, daha başarılı olması gerekirken , sonuç oldukça düşündürücü, öyle değil mi!
ASAYİŞ
26 Mart 2023GÜNDEM
26 Mart 2023GÜNDEM
26 Mart 2023ASAYİŞ
26 Mart 2023ASAYİŞ
26 Mart 2023UNCATEGORİZED
26 Mart 2023UNCATEGORİZED
26 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.