Fetullahçı terör örgütü yıllardır Türkiye’de bir cemaat olarak bilinir ki bu doğru değildir. Fetocülük asla İslâmi bir cemaat değil sapık siyasi bir fırkadır. Tarihimizde Peygamber Efendimizin ve O’nun ashabının gittiği yol olan Kitap ve Sünnet merkezli, “EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT” anlayışından uzaklaşmış, sapmış bu ve buna benzer yapılara  “FIRKA-I DALLE” (SAPIK FIRKALAR)” denmiştir.  İşte siyasi amaçla ve devleti ele geçirmeyi hedeflemiş olan bu sapık fırkalardan birisi de FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ’dür. Bu yapı tarihimizde Hasan Sabbah tarafından oluşturulmuş sapık bir fırka olan HAŞHAŞİYUN’un (HAŞHAŞİLERİN), KERMATİLERİN günümüzdeki tipik bir örneğidir. İngilizlerin desteği ile oluşmuş Vehhâbiliğin bir başka versiyonudur.
Asıl amaçları eline, beline, diline sahip çıkan tefekkür ve tezekkür ehli (Fikir ve zikir ehli) insan yetiştirmek olan ve Sevgili Peygamberimizin ve O’nun Sevgili Ashabının yolundan giden dîni cemaatleri töhmet altında bulundurmak, FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ’ne benzetmek son derece yanlış olur. Biz siyasilerin bu konuda son derece duyarlı ve uyanık olması gerekir. Aksi takdirde Sevgili Peygamberimizi, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali Efendilerimizi, Bahauddin-i Nakşibendî Hazretlerini, Hoca Ahmed Yesevi Hazretlerini, Abdül Kâdir Geylânileri, İmamı Rabbânileri, Mevlanaları, Yunus Emreleri, Hacı Bayramı Velileri, Esad Coşan, Muhammed Raşit Erol, Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Süleyman Hilmi Tunahan ve M. Sami Ramazanoğlu (Allah hepsinden razı olsun) Efendileri ve gönül dünyamızı aydınlatan daha nice Allah dostlarını-Hoca Efendilerimizi kırmış, gücendirmiş hatta inkâr etmiş oluruz.
EHLİ SÜNNETİN MÜDAFİİ OLMAK BENİM EN BAŞTA GELEN VAZİFEMDİR
Biz milletvekili olursak hep bu Allah dostlarının yanında olacağız ve onların hep hayır dualarını almak için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu düşüncelerimizi biz asla oy almak düşüncesiyle söylemiyoruz. Bu fikirlerimizi hem 15 Temmuzdan sonra yazmış olduğumuz köşe yazılarında, basılan kitaplarımızda ve vermiş olduğumuz vaaz ve sohbetlerde hep dile getirdik. Ayrıca bir okul müdürü olarak yapılmış olan toplantılarda bu görüşlerimizi dile getirdiğimizi herkes bilir. Ehli Sünnetin müdafii olmak bizim en başta gelen görevimizdir ve bizim için en büyük şereftir.
Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki Fethullahçı yapı dini bir cemaat değil ve hiçbir zaman da olmamıştır. Bu yapı devleti ele geçirmek için kurulmuş, siyasi amaçlı sapık bir fırka;  Fırka-ı Dalle’dir.
Allah’ın izniyle 24 Haziran 2018’de Türkiye Cumhuriyeti bu yapıdan tamamen kurtulmak için yeni bir yol bulacak ve yeni bir başlangıç yapacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni 15 Temmuz 2016 öncesine döndürmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Aralarında, duygu, düşünce, Fikir ve ülkü birliği olmayan ve temelini kin ve düşmanlık duygularının oluşturduğu Cümbüş İttifakı başta olmak üzere şunu herkes iyi bilsin ki Cumhur İttifakı olarak bizler buna asla müsaade etmeyeceğiz. Çünkü Cenâb-ı Allah yâr ve yardımcımız, milletimiz duacımız ve yanımızdadır.
TÜRKİYE İSLAM DÜNYASININ, MHP İSE TÜRKİYENİN SON KALESİDİR.
Türkiye hiçbir zaman Batı’nı gizli sömürgesi, ABD’nin bir eyâleti olmayacaktır. Tarihte büyük medeniyetler ve büyük devletler kurmuş, dünya barışına ve nizamına yön vermiş olan Türk Milleti ve O’nun Yüce Türk Devleti bir Suriye, bir Mısır ve bir Suûdi Arabistan ve Afganistan olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Türk ve İslâm dünyasının SON KALESİ’dir. Bu kalenin düşmesi İslam dünyasının düşmesi ve perişan olması demektir. Buna nasıl müsaade ederiz.
MHP de Türkiye Cumhuriyeti’nin son kalesidir. MHP Türkiye’nin emniyet sübobu ve sigortasıdır. O’nun için MHP’ye sahip çıkmak hepimiz için milli bir görevdir. Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki MHP’nin güçlü olması demek Türkiye’nin güçlü olması demektir.
 Ne mutlu Türk’üm diyene! Ne mutlu Sevgili Peygamberimiz ve O’nun sevgili ashabının yolu olan Ehli Sünnet Vel cemaat anlayışının takipçisi olanlara ne mutlu…