Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Gemi gezisi notları – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 13 Eylül 2013 Cuma 15:02:54
  Afyonkarahisar’da yeni bir “cazibe merkezi” oluşturulmaya çalışılıyor. Bu yeni merkezin adı Akarçay. İlk bakışta güzel görünen bu projenin, bölgedeki evlerin zeminleri ile ilgili ciddi sorunlara yol açacağı iddia ediliyor. Ancak bu iddia konusunda bir ispat yok. Yine Akarçay’ın tabanının betonla kaplanmaması, suyun yosun tutmasına ve kirlenmesine neden oluyor.
SUYUN DİBİ GÖRÜNMÜYOR
Vatandaşların da ellerindeki çöpleri Akarçay’a atmasıyla kirlilik artıyor. Su kalitesinin ileride geminin, botların, teknelerin seyrini etkileme ve tehlikelere yol açma ihtimali, Akarçay’a gidenlerin aklından geçiyor. “Akarçay tabanında beton tutmaz” diyenler çıkabilir. Peki o zaman, Akarçay’dan Park Hastanesi’ne doğru yapılan “kanalcık”ın tabanında neden beton var? Bunun açıklaması yapılabilir mi?
AKARÇAY’A GİDEN
BİSİKLET YOLU GEREKLİ
Akarçay’a ilişkin beğeniler ve eleştiriler olacaktır mutlaka. Örneğin Akarçay’da bisiklet sürmek güzel, ancak şehir merkezinden Akarçay’a bisikletle gelmek kolay mı? Bir cazibe merkezi oluşturulurken, çevresine, yakın yöresine, istikametine neden bisiklet yolu düşünülmez? Maliye Kavşağı’ndan itibaren Akarçay’a kadar bisiklet yolu yapılsa, başarılı bir belediyecilik sergilenmiş olur.
DOLMUŞ UYGULAMASI GİBİ
Böyle bir girişten sonra, asıl konum olan “gemi”ye geleyim. Daha önce binmeye cesaret edemediğim Kocatepe Gemisi’ne, gazeteci arkadaşım Oktay Yüksel’in doğumgünü dolayısıyla bindik. Nişanlım Elif Çakır, Oktay, eşi Buket ve Buket’in kardeşi Betül, Kocatepe Gemisi’yle “gezi” heyecanını yaşadık. Aslında “heyecan” demek biraz abartılı gelebilir. Çünkü gemi, “dolmuş” mantığıyla çalışıyor. Dolmadan hareket etmiyor. Allah’tan ayakta yolcu uygulaması henüz başlamamış.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ,
ÖĞRENCİ DEĞİL Mİ?
Neyse, dolmuş.. Yani gemi hareket etmeden önce “Ücretleri alalım” diyen bir sesle karşılaştık. Bizden ücretleri aldı, herhangi bir bilet kesilmedi. Paranın nereye gittiğini öğrenemedik. Çok büyük bir meblağ değil ama, “dolmuş mantığı” dediğim konu burada da karşıma çıkıyor. Ücrette kime indirim yapılacağı hakkında da bir tuhaflık var. Tam kişi 2 lira, öğrenci 1 lira. Ancak üniversite öğrencisi “öğrenci”den sayılmıyor. Üniversite öğrencisiyseniz, 2 lira ödeyeceksiniz. “Öyle şey olur mu” diye itiraz etmeye kalksanız, “Bize böyle denildi” cevabı veriliyor. İyi de bilet kesilmedi, matbu bir belge yok. Kim size, neyi, nasıl soracak?
BEDAVA REKLAM FIRSATI KAÇIYOR
Akarçay’a üniversite öğrencisini çekeceksiniz ki, ailesine anlatsın; memleketinde Afyonkarahisar’ın reklamını yapsın. Ben olsam, öğrenci belgesi ya da kartı gösteren kişilerden, hangi şehirdeki, hangi derecedeki okula giderse gitsin gemi binişini para almam. En azından bir “kampanya” süresi belirlerim, öğrenci gelsin ki Akarçay her daim canlı tutulsun.
MİLLİ MAÇI AKARÇAY’DA İZLEYELİM
Örneğin bir milli maç mı var? Kurarım dev iki ekran, Akarçay’ın belirli kısmına. Duyurusunu da yaparım, “Milli maçı Akarçay’da izliyoruz” diye. Aileler, gençler gelir maçını izler. Birbirini tanımayan onlarca kişi birlikte sevinir ya da üzülür. Bir “gelenek” ve “alışkanlık” böyle böyle oluşturulur. Maç olmadığı günlerde, 24 saat canlı yayın yapan kameralardan derlenen görüntüler dev ekranlara verilse, ilginç olmaz mı?
CAN YELEĞİ GÖREMEDİK
Gemi, bu fikirleri yürütürken ilerlemeye başladı. Bir baktık ki “can yeleği” yok. Küçük botlarda can yeleği takılırken, 48 kişilik gemide can yeleğinin bulunmaması dikkat çekici. Herhangi bir olumsuzlukta yolcuların ne yapacağı da meçhul, kaptanın gemi seyriyle alakalı bir belgesinin/ sertifikasının bulunup bulunmadığı da.
DİKKAT CEZBEDECEK FARKLILIK YOK
Gemi ilerliyor, ama düşünceler bitmiyor. Akarçay’da ilerlerken “ışıklı köprü” dışında “Aaa, bu da güzelmiş” diyebileceğimiz bir manzara yok. İki “sahil”in bir yanı duvar, bir yanı çim ve yürüyüş yolu. Ama o kadar göze hitap eden, akılda kalan farklılık bulunmuyor. Keşke dar olan “sahil”deki duvarlar, gençlerin boya yapmasına, “yazılama”sına açılsa. Ya da öğrenciler, resim derslerini sınıf sınıf o duvarlarda işlese. Boş-kuru bir duvara bakmaktansa eğlenceli renklere bakmayı yeğliyorum.
AFYON TÜRKÜLERİ ÇALINAMAZ MI?
Gelelim, Kocatepe Gemisi’nde çalınan müziğe. Biz bindiğimizde Şükriye Tutkun’dan Arda Boyları türküsü vardı, sonra Yavuz Bingöl’den ağıta yakın bir türküyle karşılaştık. Gezimizi Ada Sahilleri ile neticelendirdik. Madem Afyonkarahisar’ın çehresini değiştirecek diye tanıtıyoruz Akarçay’ı, neden Afyon Türküleri çalmıyoruz. Devletin resmi kuruluşlarının internet sitelerinde türkülerimiz mevcut. Bulmak zor değil.

AKARÇAY’DA YASAK İŞLEMİYOR
Belediye Meclisi kararına göre Akarçay’da çekirdek çitleyip kabuğunu çevreyi kirletecek şekilde atmak yasak. Ama Akarçay’da “çekirdek” sorunu devam ediyor.
Belediye Meclisi kararına göre Akarçay’da oltayla balık tutmak yasak, ama balık tutanlara rastlamak mümkün.
Belediye Meclisi kararına göre Akarçay’da elektrikli bisikletle gezmek yasak, ama elektrikli bisiklet turu yapanlar var.
Hadi bu yasakların tam olarak yürürlüğe girmesi için “bürokratik” bazı işlemler, ceza ta-rifelerinin yorumlanıp yeniden belirlenmesi gerekiyordur diyelim.
Ya alkollü içecek meselesini ne yapacağız?
Valilik genelgesiyle parklarda alkollü içecek tüketmek yasak, ama Akarçay’da alkol içenlere rastlayabiliyoruz.
Denetim sağlanmıyor mu?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti