Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

“GÜVENİLİR OLMAYANIN DİNİ OLMAZ.” – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 1 Aralık 2013 Pazar 02:00:00
  “Müslüman, diğer Müslümanların, elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.”; “Vallahi mümin olamaz, vallahi mümin olamaz, vallahi mümin olamaz” buyurdu. Kendisine: “Ey Allah’ın Resulü, kim mümin olamaz?” denildi: “Zulüm ve şerrinden komşusu güven içerisinde olmayan kimse” buyurdu”; “Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz.” (Kenzul-Ummal. H. No: 8436); “Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına; dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına (menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin.” (Kenzul-Ummal, h. No: 8435)
Bu hadisi şeriflerde de görüldüğü gibi mü’min her konuda kendisine güvenilen ve çevresine güven veren ve namazın ruhuna uygun bir hayat yaşayan insan olmalıdır.
Seleften biri şöyle der:”Kişi kendisini Allah´a yaklaştırdığı inancıyla secdeye varır. Oysa secdede yaptığı günahlar, bulunduğu şehrin sakinlerine taksim edilmiş olsaydı hepsi helâk olurdu´. Bu sözü dinleyenlerden biri ´Bu iş nasıl oluyor?´ diye sorunca, o zât şöyle karşılığını verir:
“Kendisi Allah huzurunda secdeye varmaktadır. Kalbi ise, nefsin hevasına kulak veriyor ve kendisini kaplamış olan bâtılı görüyor.”
Namazın her rekâtında okunan Fatiha suresinin bir adı da “Ümmül kitap”tır. Yani Fatiha suresi kitabın anası ve özüdür. Kul Fatiha suresini okurken ve namaz kılarken Yüce Rabbine şöyle seslenir:
“Hamd Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve din gününün sahibi olan Allah’a mahsustur” “Allah’ım ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz “Ya Rabbi! Yalnız senin huzurunda eğilir, alnımı secdelere korum. Senden başkasına asla kul, köle olmam, kula kulluk etmem, “ihdinâ” diyerek, Ya Rabbi muhtaç olduğum yardımı da hidayeti de yalnız senden isterim. Gerçek manada yardım eden sensin, her şey senin iradene bağlıdır, senden medet olmadıkça hiçbir kimse bana yardım edemez. Allah’ım bizi doğru yola, nimetine erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir” der. (Sahih hadislerde Allah’ın gazap ettiklerinin Yahudiler, dalâlette olanların Hıristiyanlar olduğu bildirilmiştir) (Fatiha 1–7)
Fatiha suresi aynı zamanda Allah (c.c.) ile aramızda ki bir sözleşmedir. Günlük olarak kılmış olduğumuz namazların her rekâtında; Ancak Allah’a ibadet edeceğine ve her türlü yardımı Allah’tan başkasından istemeyeceğine, Allah’ın gazap ettiği Yahudiler ve dalalettedirler dediği Hıristiyanları dost ve veli edinmeyeceğine söz verip; Kendisini “Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebîler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraber kılması” (Nisa/69) için Allah’a dua eder.
Müfessirlerin açıklamalarına göre kendilerine lütuf ve ihsanda bulunulan kimseler, peygamberler ve onların yolunda gidenlerdir. Allah’ın nimet verdiği kimseler Nisa suresinde daha açık bir şekilde anlatılmaktadır:
“Kim Allah’a ve Resûl’e (cân u gönülden) itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebîler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraber olacaklardır. İşte onlar ne güzel arkadaştırlar!” (Nisa–69) (bk. Nisa-80 )

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER