“ Zengin ve güçlülerin hukuk ve adaletle işi yoktur. Fakirler ve güçsüzler eşitlik ve adalet isterler.” M.Ö 3000’ler-Aristoteles
***
Geçen hafta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendi yapmış olduğu bir konuşmasında, “Filozoflar adaletin sadece erdemlilere, fazilet sahiplerine mahsus bir özellik olduğunu söyler. Aynı şekilde vicdanlarda karşılığı olmayan adaleti, sadece kanunlarla ve kolluk gücüyle sağlamak mümkün değildir. Adaleti sadece zayıfların hak arama yolu olarak görmenin sonu, güçlülerin adaletsizliklerini haklı çıkarmaya kadar varır. Halbuki adalet asıl güçlüde olursa anlamlıdır. Güçlülerin erdemli, erdemlilerin güçlü olmadığı bir dünyada yaşadığımızı kabul etmek durumundayız. Bugün dünyada güçlü olanlar, maalesef adaletli değil, sadece kendi çıkarlarını daha ileriye taşımanın peşindedir. Tarih bize adalet çizgisinden sapan toplumların ve devletlerin yıkılışının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Geçmişte dünyanın önemli bir bölümünde hükümran olmayı başarmış nice güçlü liderin ardından inşa ettiği her şeyin yıkılıp gitmesinin sırrı, adalete dayalı bir düzen kuramamış olmasıdır” ifadelerinde bulundu.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu bu tespitlerin tamamına yüzde yüz katılmakla birlikte bu tespitler ışığında değerlendirmelerde bulunacak olursak maalesef ki artık siyaseten de güçlülerin ve zenginlerin hegemonyasında bir siyasi arenada kendimizi buluyoruz.
Genel merkez teşkilatlarını pas geçip siyasi partilerin il teşkilatlarını değerlendirdiğimizde – ki özellikle iktidarda bulunan ve iktidara yakın olan partileri kastediyorum- yönetim kurulu listeleri liyakat ilkesinden ziyade güç, itibar ve adamın adamı ilkesine göre şekilleniyor. Lakin bu yöneticiler her seçim dönemlerinde liyakat, adalet, halkın adamı, halkın yanında olma ifadelerini ağızlarından düşürmezlerken gerçeklerin bununla taban tabana zıt olması insanı hayrette bırakıyor doğrusu.
***
İçerisinde bulunduğumuz yerel seçimler öncesinde de aday belirlemeleri aşamasında -özellikle iktidar partisinden ve ilçelerde – hala net bir sonucun elde edilemediğiyle karşılaşıyoruz. Her ne kadar merkez adayları belli olsa da belli başlı büyük ilçeler ve tüm ilçe adaylarının gizemi hala yerini koruyor. Bununla ilgili her gün çeşitli şehir efsaneleri ortaya atılıyor ve insanlar buna inanmaya zorlanıyor.
İlçelerde aday belirleme sürecinden aday adayları arasında yapılan çeşitli anketlerin yapılan görüşmelerin temayüllerin hiç mi öneminin olmadığı soruluyor halk arasında. Birçok ilçede eski ilçe başkanlarının aday adayı olduğu ve kesinlikle onların aday olacağı gibi rivayetler dolaşırken sanki İlçe Başkanlığı yapmış olanların kesin aday gösterilecekleri üzerinden oluşturulan algı neticesinde yeni bir temayül oluşuyor siyaset arenasında.
Eğer ki böyle bir temayül oluşuyorsa ya da varsa diğer aday adaylarının gösterdikleri performansın ve halkın bunlara karşı gösterdikleri bir teveccühün bir anlamı kalmıyor merkezdeki karar vericiler nezdinde o zaman.
Adayların belirlenmesi sürecinde acaba halkın kanaatleri mi yoksa merkezde kimin adamı varsa ve güç kimin elindeyse onların kanaatleri mi etkili olacak hep birlikte göreceğiz. Zira an itibari ile birkaç büyük ilçede bu konuda ciddi sıkıntıların olduğu tarafımızca bilinmekte.
Adayların açıklanmasına sayılı günler kala bizler de herkes gibi bekliyoruz bakalım ilçelerdeki durumu. Acaba halkın dediği mi olacak, yoksa güçlü, makam sahiplerinin dediği mi?
Selam ve saygılarımla…
ASAYİŞ
29 Mart 2023GÜNDEM
29 Mart 2023GÜNDEM
29 Mart 2023ASAYİŞ
29 Mart 2023ASAYİŞ
29 Mart 2023UNCATEGORİZED
29 Mart 2023UNCATEGORİZED
29 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.