Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSLAMDA TEK EŞLİLİK VE NİKÂHIN ŞARTLARI

Nikâhın bir takım şartlar vardır. Yapılan nikâh akdinde bu şartların gerçekleşmesi gerekir:
1.Nikâhı kıyanın akil (akilli), baliğ (buluğa ermiş) ve nikâh akdi hususunda hur (zorla yapıyor olmaması) olması.
2.Nikâhı kıyılanların hayatta mevcut ve nikâhlanmalarının helal olması lazımdır.
3.Nikâh akdini yapan erkek ve kadının veya vekillerinin bin birinin icap ve kabul anlamındaki sözlerini işitmeleri gerekir.
4.Şahitlerin hazır bulunması lazımdır. Fukahanın (fıkıhçıların)çoğuna göre şahit, nikâhın caiz (geçerli) olmasının şartıdır.
Nikâh yapılırken hazır bulunan şahit olacak kimseler de dört sıfatın bulunması şarttır: Hürriyet, Akıllı, Ergenlik, Müslüman olması lazımdır. Köle ve esirlerin, delilerin, çocukların ve kâfirlerin şahit olmaları ile nikâh akdi geçerli olmaz.
Şahitler; Ya iki erkek, ya da bir erkek iki kadın olması şarttır. Sadece iki kadının şahitliği kâfi değildir. Bir erkeğin bulunmasıyla da nikâh akdi geçerli olmaz.
Evlenecek erkek Müslüman, kadın zımmî (gayrimüslim vatandaş) olursa, Müslüman şahit bulunmazsa, gayrimüslim iki erkeğin şahitliği ile nikâh akdi geçerli olur. Evlenecek erkek ve kadının ikisi de Müslüman olursa; o zaman gayrimüslimler şahit olamaz, şahitlerin Müslüman olmaları şarttır.
5. Şahitlerin, icab ve kabul sözlerini işitmeleri şarttır. İki şahitsiz hiçbir nikâh geçerli değildir. “Allah (cc) ve peygamber şahidimiz olsun..” diyerek gizli nikah geçerli değildir.
6. Kendisi hazır olmayan ve nikâhı kıyılan kadının ve erkeğin ismi anılınca şahitlerin onları rahatlıkla tanımaları lazımdır.
7.Bakire olsun, dul olsun, ergen olan kadının rızasının alınması da nikâhın şartlarındandır. Hanefilerce; Ergen kızın velisi, onu evlendirmeye zorlayamaz.
Şafilerce; Baba ve dede, bakire kızı ergen de olsa evlendirebilir. Dulun rızasını aldıktan sonra evlendirebilirler.
8. Evlenecek kadın ile erkeğin; icab ve kabul ile ilgili sözlerinin aynı mecliste söylenmesi ve işitilmesi şarttır. İcab bir mecliste, kabul başka bir mecliste olursa nikâh geçerli olmaz.
9. Kabulün icaba aykırı bulunmamasıdır. Mesela, erkeğin kadına hitaben;
-Seni kendime eş kabul ettim. Der.
Kadında, bir süre düşündükten sonra:
– Kabul ederim… Diye geniş veya gelecek zamana alt bir fiil kullanırsa nikâh geçerli olmaz. Yani erkek ve bilhassa kadının, geçmiş zamanı;
-Kabul ettim! Sözünü kullanması şarttır.
Bir veli, iki şahit huzurunda:
-Kızıma sana mehri 1000 altın olmak üzere zevceliğe (aileliğe) verdim. Der.
Erkek ise;
-Nikâhı kabul ettim, ama 1000 altını kabul etmem… Derse nikâh geçerli olmaz.
Ama
-Nikâhı kabul ettim, der de, mehirden söz etmeyip susarsa, nikâh akdi geçerli olur.
Kadın iki şahit huzurunda erkeğe;
-Kendimi sana 100 altın mehir ile tezvic ettim (sen koca olarak seçtim) derse.
Erkek de;
– Seni 200 altın veya 300 altın ile kabul ettim der ve kadın buna razı olursa, yapılan akdi geçerli olur.
10. Evlenecek olan kadın ve erkeğin bilinmesi şarttır. İki kızı olan bir kimse vereceği kızının ismini bildirmeden kızını verirse nikâh geçerli olmaz. Açıkça, evlenecek kızın ve oğlanın isimleri belirtilmelidir.
11. Erkeğin mektupla yazdığı icab teklifini, kadın iki şahit huzurunda okuduktan sonra:
-Kabul ettim.. Derse nikâh geçerli olur.
Yani mektubun okunmasıyla; İcab ve kabul ayni mecliste olmuş olur.
12. Nikâh akdi, Cuma günü olmak ve mescitte icra olunmak menduptur (uygun olur). İki bayram arasında dahi nikâh ve zifaf (kerahetsiz) caizdir.
Nitekim Peygamberimiz (s.) bir hadisi şeriflerinde; “Nikâhı ilan edin, onu mescitlerde yapın.” buyurmuştur. (Kaynak: Kütüb-ü Sitte)
Sevgili Peygamberimiz akraba evliliklerini tasvip etmemiştir. Yani kardeş çocuklarının bir birleriyle evlenmeleri yasaklanmamıştır ama evlenmemeleri yolunda tavsiye vardır. Kur’an kimlerle evlenileceği konusunda şöyle der:
“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz,kardeş kızları (yeğenleriniz), sizi emziren anneleriniz, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları,, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılınmıştır. Eğer onlarla (nikâhlanıp ta) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri (gelinleriniz) ve iki kız kardeşi birden almak ta size haram kılındı, ancak geçen geçmiştir.” (Nisa 23) (Ayetin nikâhlanıp ta birleşmediğiniz kadınların kızları ile evlenmenizde mahzur yoktur) mealindeki kısmından maksat: anası nikâh altında iken kızını almak değildir. Caiz olan, bir erkeğin nikâhlayıp da kendisi ile birleşmeden boşadığı kadının başkasından olan kızı ile evlenmektir. Ayette kesin olarak yasaklananlar dışında kalan akraba ile evlenmek, (amcakızları, hala ve teyze kızları) bazı şart ve zaruretler icabı serbest kılınmış olmakla beraber hadislerde akraba olmayanlarla evlilik tavsiye edilmiştir. (Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali/80 Türk. Diy. Vakfı yayını)
İmam-ı Azam Ebu Hanefi’ye göre evlenecek akil ve baliğ olan kız çocuklarının evlenmeleri için velilerinin izni şart değildir. Diğer mezhep imamlarına göre veli izni şarttır. Her ne kadar İmamı Azam veli izni şart değildir dese de evlenme işlerinde gençleri büyütüp besleyen, emek veren anne ve babanın rızasını almak Türk töresinin gereklerindendir.
Kızlarımız istemedikleri kimselerle zorla evlendirmeyelim. Genç bir kız, Peygamberimiz (s.a.s)’in yanına geldi ve “YâResûlallah! İstemediğim hâlde babam beni kardeşinin oğlu ile evlendirmeyi düşünüyor.” diyerek serzenişte bulundu. Rahmet Elçisi, derhal kızın babasını çağırttı. Zira olayı bir kez de babadan dinlemek ve şayet fikri sorulmadan evlendirilmek isteniyorsa kıza tercih hakkı tanımak istemişti. Bu durum karşısında kendini güvende hisseden genç kız, “Ey Allah’ın Resûlü! Nikâh konusunda kadınların da söz hakkının olup olmadığını öğrenmek istediğim için size müracaat ettim.” dedi. (Nesâî, Nikâh, 36; İbnHanbel, VI, 135.)
Peygamberimiz (s.a.s), bu davranışıyla hayatının en önemli kararı olan nikâhta da kadının görüşüne başvurulup rızasının alınmasına işaret etmişti. Nitekim O, “Rızaları olmadan kızlarınızı evlendirmeyin!” (Buhari, Nikâh; 42) buyurmuştu. Ve bu olay, onun nezdinde kadının yeri, onuru ve değerini gösteren örneklerden sadece biridir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti