Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

LÜB NURU, İHLÂS NURU – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 2 Ağustos 2017 Çarşamba 13:23:05
 

-6-
Dün verdiğimiz korku ve anne örneğini konumuza getiriyoruz: DȗniHİ algı ve zann’ları ile insanın Kalb’ı marazla kaplanmış ve hastalıklı olmuştur. Moleküler yapıda olan insan dokusu moleküler seviyeden hastalanır. “His” yapısında olan manalar his seviyesinden hastalanır. Marazlı, hastalıklı Kalb sahibi insandan Allah’a verdiği söz silinmiştir, insan bu sözü unutmuştur. Bu sözün manası o insanın kalbında durmaktadır, ancak insan unutmuştur. İnsanın kalbındaki “Rabbim Allah’tır” manasının “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır. Başka Müstakilen Var ve Muhtar yoktur” koşuluyla fonksiyon kazanması Talib’in hedefidir. Bu koşul dikkatimizi çekmelidir.
“Rabbim Allah’tır” manasını koşul olan bu mana şemsiyesinde açmadığı zaman insan ara yerde kalır ve bu koşul yerine gelmeden ara yerden ve ara yerin huzursuzluklarından kurtulamaz; çünkü, “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiası devam etmektedir.
Talibin hedefi “Kalbi Selim” sahibi olmaktır. Kalbi Selim, hastalığından, marazından kurtulmuş kalb demektir ki; Şuara Suresi 88 ve 89. ayetlerde; “O gün mal da fayda vermez, oğullar da. Ancak Allah’a kalbi selim ile gelmiş kimse müstesna” denilerek inananlara öğütlenen kalb bu kalbtir.
11. MANA VE MANA
ALANLARINDA AKLIN ROLÜ

Mana ve mana alanlarındaki rölünü göreceğimiz “Akıl” ismi aslında bir mananın kimliğidir, dolayısıyla akıl da bir “His Suret”tir. Akıl kimlikli his suretin diğer his suretlerden önemli bir farkı vardır; önemli bir fonksiyon için Yaradanın emriyle görevine uygun bir yoğunluk kazanmıştır. Önemli bir fonksiyon için görevlendirilmiş “Akıl” adlı bu his suretin özelliklerini biraz tanıyalım.
“Diğer his suretlerden önemli bir farkı vardır” dediğimiz AKIL adlı his suret HİSSETTİREN’dir. Akıl hissettiren His’tir, hissetmeyi sağlar, his yoğunlaşmasıyla oluşan manaları idrak ettirir. “His Suretler” ve “His”ler arasında kıyas yapar. Kıyas yapan His akla aittir. Bir şey, iki şey, üç şey arasında bir kıyas yapar. Bu kıyas sonucunda “His” tercihlerini sağlar. Kıyas sonucunda bir tercih yapıp da “Şunun benim için iyi olduğunu hissediyorum” dediğinizde size kıyas ve tercih yaptıran his akla aittir, bunlar aklın fonksiyonları içindedir. Böylece kıyas sonucunda da his tercihlerini sağlar.
Kimlikli “His Suret” ef’al
âleminin öz maddesidir

Aklın hissettirme fonksiyonu görevi çok önemli bir temel üzerine bina olmuştur: Bu temel, aklın “Gerçek Var” ile “Gerçek Yok”u tam bilmesidir. Başka bir değişle akıl “Gerçek Var” ile “Gerçek Yok”u bilendir.  Normal şartlarda fonksiyon gösterebilen akıl insana “Gerçek Var” ile “Gerçek Yok”u hissettirir ve idrakını sağlar. Akıl yaradanına çok sadıktır. Normal şartları bozan insan bu bozulmuş şartlardaki durumda; aklın hissettirdiklerini Müstakilen Var ve Muhtar” iddiasıyla saptırır, sonuçlarını da aklın ürünleri sanar. His suretlerin oluşmasından sonra kimliklendirmeyi de akıl sağlar. Bu saydığımız özellikleriyle Akıl Kimlikli “His Suret” ef’al âleminin öz maddesidir, başka bir değişle ham maddesi, kumaşı mahiyetindedir. Bu sebepten orijinini ef’al âleminden alan her suretin yapısında hissettiren vasfıyla her yeri kaplayarak bulunur. Bu bulunuşun yoğunluğu fonksiyonunun açığa çıkış derecesi bakımından farklılıklar gösterir.
Akıl kimlikli His Suret orijinini ef’al âleminden almış her surette “hissettiren” göreviyle bulunur. Bulunduğu noktadaki yoğunluğu orada hangi fonksiyonu açığa çıkacaksa onun çıkış derecesi bakımından farklılıklar gösterir.
Aklın ve Nur’un kaynağını beyin sanmayın! Beyin toprak olacak.
Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu bu özelliğe ve bu koşula dâhil değildir. Çünkü Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu orijinini ef’al âleminden almaz. Ancak Akıl kimlikli His Suret’in özü Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nda normalde bulunur.
Hislerin bilgiye göre kıvam alıp bir tertip göstermesi, yoğunlaşması ve bir kimlikle mana kazanmasına şu örnek üzerinden bir kez daha bakalım: Ana karnında yavrunun organları aynı hammaddeden, görevlerinin bilgisine göre kıvamlanıp, tertip alarak moleküler yapı üzerinden şekillenir. Karaciğer hücresi, kas hücresi, kemik hücresi, beyin hücresi gibi hücre tipleri ait oldukları organları oluştururlar. Akıl her çeşit fonksiyonunu o fonksiyon için gereken yoğunluk seviyesinden ortaya koyabilir. Yani aklın yoğunluğu fonksiyonuyla ilgilidir, ilgili olduğu fonksiyona göre yoğunluk göstermesi gerekiyor. Bir hissin belirmesi, bu belirmenin tesiri ve gücü o histen çıkan öyle bir hisdir ki genel tanım olarak bunu NUR diye kimliklendiririz. Bu nur aynı zamanda o beliren hissin bilgisini içeren bir yazılım özelliği taşır. O nur hangi hissin tesirini ve gücünü gösteren bir hisse, ait olduğu hissin bilgisini taşır, o bilgiyi içeren bir yazılım gibidir, o bilgiyi içeren bir yazılım vasfı vardır.
•    Ef’al âlemi için Akıl Kimlikli His Suret ilk beliren olarak, tesir ve gücünü kendinden olan bir hisle yapıyordu ki; bu his, akıl kimlikli his suretin Nur’u idi. Ef’al âlemi bir özelliği ile esma âlemi olduğundan, yani ef’al âlemini yürüten kanunlar âlemi olduğundan Akıl Kimlikli His Suret’in tesir, güç ve bilgi içeriğini hissettirdiği nur da bir kanun ismi olarak esma âleminde “NUR” adıyla yerini alır ki ef’al âleminin her yerini kaplar. İşte akıl fonksiyonlarındaki çeşitlilikleri, akıl ile ortaya çıkan ürünlerin farklılıklarını bu nurun yoğunluk derecesi farklılıklarında gösterir. Akıl ile ilişkilendirdiğimiz bu nur, aklın ef’al âlemi için ilk beliren olması halinde en yoğun idi. Fâtır esmasıyla yarılarak, patlayarak gücünü ve tesirini yayarak ef’al âlemini kendisindeki bilgiler çerçevesinde bir kitap gibi açtı. Kâinat Kitabı çıktı. “Mülk Allah’ındır, Güç Allah’ındır, Hüküm Allah’ındır” Hissi, bu Hissin tesiri, gücü kâinatı kapladı.
Ef’al âleminin kumaşı mahiyetinde olan AKIL MANASI, bu hisle birlikte “Maliki YevmidDiyn” durum tespiti yapmaktadır. AKIL MANASI Halifetullah görevli insanda da dünya hayatı sürecinde “İyyaKE na’budu ve iyyaKE nesta’iyn” durum tespitini yapacaktır. Bütün bunlardan önce de AKIL MANASI “Bismillahir Rahmanir Rahıym, Elhamdülillahi Rabbil’ Alemiyn, Errahmanir Rahıym” süzgecinden geçmişti.
İnsanda Gerçek “var” ve Gerçek “yok” kavramlarının açılmasını; Gerçek “var” için “illa Allah” denmesini, oluşan bu mana ile birlikte “illa HÛ” denmesini ve bu hakikate göre tertip düzen alınmasını sağlayan ve bu görevleri yapacak Nur yoğunluğuna da sahip olan Akıl “Lüb”dür. Lüb insandaki esas olan öz olan akıldır ve yeri de Kalb’dir. İnsanın kalbının her yerini kaplamıştır, ancak beden ile ilişki merkezi de vücudun bir organı olan kalbidir. Bu ilişkinin beyinde de irtibat alanı vardır. Ancak:
Akıl kaynağını beyin sanmak insanın ahiret inancını zayıflatır, ahiret korkusunu azaltır, hatta yok edebilir. Beyin toprak olacaklar sınıfındadır, imanın gereklerini toprak olana bağlarsan imanın da yok olur. Hz İbrahim (as)’ın tefekkür öğretisi de bize bu gerçeği vurgular.
Öz akıl Lüb, Kalb’te fonksiyon bakımından belirirse tesirini ve gücünü Lüb Nuru ile gösterir.
Lüb Nuru’nun fonksiyon göstermeye başlaması ile; İnsan Gerçek “Var” ve Gerçek “Yok” manalarına ikan olur. “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır; başka Müstakilen Var ve Muhtar yoktur” şehadetine ikan olur. Bu mana beyinde tüm alanlar için hâkimiyet sağlar ve kişi bu şehadetine uygun fiiller ortaya koyar. Bu durumda kişi ihlâs sahibi olmaya başlar. Bu fonksiyonundan dolayı Lüb Nuru’na İhlâs Nuru da denir. Artık talibin ilmi Ehadüs Samed ilmi olma yoluna girmiştir inşaAllah. İlerleme Allah’ın esma ve vasıflarının manaları fonksiyon kazandıkça ve beyinde bu manalar alan açtıkça devam eder. Artık Talib’e bu haliyle LÜB Sahibi diyebiliriz.

 

FITRAT ÜZERE MANÂLAR-6-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER