Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

MÜ’MİNİN ÖZÜ İLE SÖZÜ BİR OLUR

Muharrem Günay 26 Ekim 2016 Çarşamba 15:51:01
 

Mü’minin özü ile sözünün doğru olmasına ve güvenilir olmasına dikkat çeken Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:
 “Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına; dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına (menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin.” (Kenzul-Ummal, h. No: 8435)
Bu hadisi şeriflerde de görüldüğü gibi mü’min her konuda kendisine güvenilen ve çevresine güven veren ve namazın ruhuna uygun bir hayat yaşayan insan olmalıdır.
Seleften (Sahabe ve Tâbiinden) biri şöyle der:”Kişi kendisini Allah´a yaklaştırdığı inancıyla secdeye varır. Oysa secdede yaptığı günahlar, bulunduğu şehrin sakinlerine taksim edilmiş olsaydı hepsi helâk olurdu´. Bu sözü dinleyenlerden biri ´Bu iş nasıl oluyor?´ diye sorunca, o zât şöyle karşılığını verir:
“Kendisi Allah huzurunda secdeye varmaktadır. Kalbi ise, nefsin hevasına kulak veriyor ve kendisini kaplamış olan bâtılı görüyor.”
Namazın her rekâtında okunan Fatiha suresinin bir adı da “Ümmül kitap”tır.  Yani Fatiha suresi kitabın anası ve özüdür. Kul Fatiha suresini okurken ve namaz kılarken Yüce Rabbine şöyle seslenir:
 “Hamd Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve din gününün sahibi olan Allah’a mahsustur” “Allah’ım ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz “Ya Rabbi! Yalnız senin huzurunda eğilir, alnımı secdelere korum. Senden başkasına asla kul, köle olmam, kula kulluk etmem, “ihdinâ” diyerek, Ya Rabbi muhtaç olduğum yardımı da hidayeti de yalnız senden isterim. Gerçek manada yardım eden sensin, her şey senin iradene bağlıdır, senden medet olmadıkça hiçbir kimse bana yardım edemez. Allah’ım bizi doğru yola, nimetine erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir” der. (Sahih hadislerde Allah’ın gazap ettiklerinin Yahudiler, dalâlette olanların Hıristiyanlar olduğu bildirilmiştir) (Fatiha 1/ 7)
Fatiha suresi aynı zamanda Allah (c.c.) ile aramızda ki bir sözleşmedir. Günlük olarak kılmış olduğumuz namazların her rekâtında; Ancak Allah’a ibadet edeceğine ve her türlü yardımı Allah’tan başkasından istemeyeceğine, Allah’ın gazap ettiği Yahudiler ve dalalettedirler dediği Hıristiyanları dost ve veli edinmeyeceğine söz verip; Kendisini “Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebîler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraber kılması” (Nisa/69) için Allah’a dua eder.
Kılmış olduğu namazın her rekâtında kendisini Allah’ın nimet verdiği, nebîler/peygamberler, sıdıklar, şehidler ve sâlihlerle beraber kılması için Allah’a dua eden ve hidayet ve sırat-ı müstegım talebinde bulunan mümine Tevbe suresinde sıdıklarla/doğrularla bir ve beraber olması emredilir:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe 9/119)
Ahzab suresinde ise mü’minin tanımı yapılarak: “Müslüman, doğru sözlü olan ve yalan söylemeyen insandır.” (Ahzab suresi: 70; Hac suresi: 30) buyrulur.
Allah’ın Nimet Verdiği Kimseler Kimlerdir?
Müfessirlerin açıklamalarına göre Allah’ın nimet verdiği lütuf ve ihsanda bulunduğu kimseler, peygamberler ve onların yolunda gidenlerdir. Allah’ın nimet verdiği kimseler Nisa suresinde daha açık bir şekilde anlatılmaktadır:
“Kim Allah’a ve Resûl’e (cân u gönülden) itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebîler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraber olacaklardır. İşte onlar ne güzel arkadaştırlar!” (Nisa–69) (bk. Nisa-80 ) (Muhaarrem Günay, Namazı İkâme Etmek, 121)
Onun içindir ki Allah ve resûline canü gönülden itaat eden ve namazı ikâme etme durumunda olan bir Müslüman doğru olmak iddiasından öte doğrularla bir ve beraber olmalıdır. Doğruyum dediği halde doğrularla bir ve beraber olmayan bir müminin gerçekte doğru ve sıddık bir mümin olması mümkün değildir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER