Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

NAMAZ ÖLÇEKTİR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 6 Şubat 2017 Pazartesi 12:24:47
 

Dinin direği, mü’minin miracı olan namazı usulüne uygun olarak ve Allah rızası için ikâme etmek gerekir.. Usûlüne uygun kılınmayan ve bizi kötülükten alıkoymayan bir namaz kılınmış olsa da igâme edilmiş sayılmaz. Cenab-ı Hakk, Kur’an’da namazı kıl demiyor “NAMAZI İKÂME ET” diye emir buyuruyor.
Bir Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz Şöyle buyurur :
“Ümmetimden iki kişi namaz kılmaya kalkarlar. Rükû ve secdeleri aynı olduğu halde namazları arasındaki fark yer ile gök arası kadardır.”
Yine bu konuda; İbn Mes’ud ve Selman-ı Farisî (r.a) şöyle demişlerdir:
‘Namaz ölçektir. Kim onu tam ölçerse hakkını da öylece ölçüp alır. Kim onda hile yaparsa, o Allah Teâlâ’nın ölçü ve tartıda hile yapanlar hakkındaki fermanını bilmelidir’.
Namazı ikâme ederek yaşayanlara, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-Efendimiz’in bu dünyâda da âhirette de muhabbet ve şefkat kanatları açıktır. Fakat Kur’ân ve sünneti terk edip yanlış yollara sapanlar ise âhirette büyük bir pişmanlık ve perişanlığa sürükleneceklerdir.
Nitekim Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, bir gün Rasûlullâh  (sav) ashâbıyla birlikte kabristana gitti ve:
“Allâh’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler diyârının sâkinleri! İnşâallâh birgün biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim. Onları ne kadar da özledim!” buyurdu.
Ashâb-ı kirâm: “–Biz Sen’in kardeşlerin değil miyiz, yâ Rasûlallâh?” dediler.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve selem:  –Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb: –Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allâh’ın Rasûlü?” dediler.
Peygamber Efendimiz: “–Bir adamın alnı ve ayakları ak olan bir atı olduğunu düşünün. Adam bu atını hepsi de simsiyah olan bir at sürüsü içinde bulamaz mı?” diye sordu.
Sahâbe: –Evet, bulur, Ey Allâh’ın Rasûlü!” dediler.
Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem  (SAV) şöyle buyurdu:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben önceden gidip havuzumun başında ikram etmek için onları bekleyeceğim. Dikkat edin! Birtakım kimseler yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi benim havuzumdan kovulacaklar. Ben onlara «Gelin buraya» diye nidâ edeceğim. Bana:
«–Onlar senden sonra hâllerini değiştirdiler, (Sen’in sünnetini tâkip etmeyip başka yollara saptılar, büyük günahlar işlediler.) denilecek.
Bunun üzerine ben de: –Uzak olsunlar, uzak olsunlar» diyeceğim. (Müslim, Tahâret, 39)
İmam-ı Azam (K.S) buyuruyor:
“Mideye giren lokmanın, haram veya helal olduğunu bilmedikçe, ibadet ne kadar çok olursa olsun hükmü yoktur. Haram lokma yiyenin azaları (bilsin, bilmesin, istesin, istemesin) isyan eder.
Yediği helal olan kimsenin ise azaları kendisine itaat eder ve hayırlı işler yapmaya muvaffak olur. Evet! Namaz bir ölçektir, onun hakkını hem namaz kılarken hem de namazdan sonra namaza uygun bir hayat yaşayarak vermek gerekir..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER