Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Nefs ile savaş haritası – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 28 Aralık 2017 Perşembe 10:50:50
 

– 64 –
“İhlâs Hayat Döngüsü”nün bu halini bir arkadaşım gördüğünde “Bu şema SAVAŞ TAKTİKLERİ HARİTASIna benziyor” demişti. Tabi ihlâslı bir kalble, ihlâslı bir dille söylediği için, fark etmeden bir hadisi işaret etmiş oldu, bize o hadisi hatırlatmış oldu: Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem çetin bir savaştan dönüyorlar, evlerine şehirlerine girerlerken ashabına buyuruyor: “Küçük Savaş’tan çıktık, şimdi Büyük Savaş’a dönüyoruz.” Bunun üzerine “Ya Rasulallah, nasıl olur, evimize geldik, savaş bitti?” dediklerinde, Efendimiz “Hayır, o savaştan daha büyüğüne geldik, evimizde Nefs Savaşı’na geldik, daha büyük bir savaş yapacağız” buyuruyor. Dolayısıyla, bizim bu tefekkür sayfasında çizerek anlatmaya çalıştığımız da bir “nefs savaşı” olduğu için, o tam isabetle söylemiş oldu: Evet; bu bir Savaş Haritası’dır. Şimdi bu haritanın bir yerinden başlayalım.
Allah’ı Kur’an’da bizzat Kendisini Kendisinin tarif ettiği ayetlerle de tefekkür etmeliyiz
Kur’an-ı Kerim’de Allah kendini tarif eder, O’nu anlamamızı kolaylaştıracak misaller verir. Bu tanımlamaların bir kısmı bizimle, insan boyutuyla ilgili cümlelerdir, hayattan bildiğimiz cümlelerle tariflerdir. Ayet’el Kürsi’de geçen böyledir, “la te’huzuhu sinetün ve la nevm; O’nu bir uyku tutmaz, O’nu bir uyuklama tutmaz” insanın bildiği kavramlar üzerinden bir anlatımdır. Allah için uyku düşünmek, O’nu uykuyla tarif etmek olmaz. Bu ayetlerdeki misalleri okuyunca, doğrudan Ehadiyet’i anlamak isteyen birisi “ayette Allah, niye insana ait bir misalle anlatılıyor, hikmeti ne acaba?” gibi düşünebilir. O tarifler bizim “lem yelid ve lem yûled”i anlayabilmemizi kolaylaştırmak amacıyladır, amacı tamamen budur. Benzer sebeplerle verilmiş bu tür tarifler ayetlerde hep vardır. O’nu anlamamızı sağlayan böyle misaller içeren ayetlere bakıp, Allah’ı insanların yaptığı, bildiği şeylerle kıyaslamayın; O’nu insan gibi düşünmek, ötede beride sanmak yanlış olur. Bu yanlışa düşmemek için, Kur’an’da bizzat Kendisini Kendisinin tarif ettiği ayetleri de tefekkür etmemiz gerekiyor. Bunlardan bizim için en önemlisi İhlâs Suresi’dir. Orada Allah Kendisini Bizzat Kendisi tarif eder. Bu vesileyle ele alacağımız konunun birisi İhlâs Suresi’ndeki Allah anlatımıdır. Diğeri ise La ilahe İllallah’ın, Kelime-i Tevhid’in manasıdır. Kelime-i Tevhid ile başlayalım.
Hayat “illa Allah” kapsamı içerisindedir
Kelime-i Tevhid’in manası olarak artık rahatlıkla; “La ilahe; bir şey yok, illa Allah” diyebiliyoruz: Bir şey yok, illa Allah! Bu bakışla, var kabul ettiğimiz ve yaşadığımız bu hayat “illa Allah” dışında olabilir mi? Çünkü “ayrıca bir şey yok” diyoruz! Hem “bir şey yok” deyip hem de “bir Allah, bir de hayat var” diyebilir miyiz? Öyleyse, yaşadığımız hayat da “illa Allah” kapsamındadır. “La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi’nden bu sonuca ulaşıyoruz: Hayat “illa Allah” kapsamı içerisindedir. O zaman “İlla Allah” nedir, “Allah” tanımı nedir?” onu bilmemiz gerekiyor. Bu manaları anlamak üzere Kur’an’a baktığımızda karşımıza O’nu tanımlayan İHLAS SURESİ çıkar. Ve biz, Allah’ı dolayısıyla hayatı anlamak için doğrudan İhlâs Suresi’nden yararlanabiliriz. “İlla Allah” kapsamındaki hayatı şekillendirebilmek, tanımlayabilmek, gerçek hayatın ne olduğunu bizzat hayatın sahibinden öğrenmek için İhlâs Suresi’nden yararlanacağız: “Kul; HUvAllahu Ehad, AllahusSamed, Lem yelid ve Lem yûled, ve Lem yekün leHU küfüven ehad.”
Ashab “Allah bizleri yaratmadan önce neredeydi?” diye soruyor. Efendimiz de buyuruyor: “Altında ve üstünde hava olmayan A’ma’daydı.” A’ma Hali’ni ve benzer terimleri ayrıca detaylı göreceğiz. Ama şimdi ele alıyor olduğumuz konuları iyice yaşıyor hale geldikten sonra. A’ma gibi konuları ancak o zaman açmak faydalı olur. Dikkat edin lütfen: “Anlıyor” hale geldikten sonra demiyorum, “yaşıyor” hale geldikten sonra! Anladıktan sonra, siz onu fark ettikten sonra, bildikten sonra değil! Bu paylaştıklarımızı sizler yaşıyor hale geldikten sonra. Ancak o zaman! İşte o zaman o kavramları da yaşıyor olarak açmaya çalışırız, İnşaAllah. Bir yıl gibi uzun bir süredir bu konuları bu sayfadan kesintisiz paylaştık, paylaşıyoruz. Dolayısıyla bu konular, bu kavramlar sizin artık duyup bildiğiniz konular. Bu yüzden, “A’ma hali” gibi daha ileri konulara, siz bunları bildikten sonra değil, bu bilgilerle yaşıyor hale geldikten sonra gireceğiz ve hem A’ma Hali’ni hem de diğer tanımları yaşıyor gibi açmaya çalışacağız, inşaAllah.
“Benim kavramam gereken hayat nedir?”
İhlâs Suresi’nden yararlanarak oluşturduğumuz yukarıdaki haritada, biz çizimle A’ma Hali’nden bir döngü oluşturduk. Bu bir hayat döngüsü olduğu için, İhlâs Suresi’nden yararlanarak ona İhlâs Hayat Döngüsü dedik. Bu hayat “İlla Allah” kapsamında olduğu için, birisi size, “inandığın Allah’ı bana söyle” dediğinde çok rahatlıkla; “inandığım Allah; HUvAllahu Ehad, Allahus Samed, Lem yelid ve Lem yûled, Ve lem yekün lehu küfüven Ehad” diyebilirsiniz. Bunu kendinize de söyleyebilirsiniz. Hayatı tarif ederken de bu tanımlamayı yapabilirsiniz: “Benim kavramam gereken hayat nedir?” dediğinizde, gerçek hayatı böyle tanımlayabilirsiniz: O hayat; “HUvAllahu Ehad Allahüs Samed, Lem yelid ve Lem yûled, Ve lem yekün lehu küfüven Ehad” kapsamındadır.
A’ma Hali’nden oluşturduğumuz bu döngü, evren için KÜN fe YEKÜN noktasıdır. Bu döngü insanlar için bir süreç içeriyor. Ama çok dikkat edin, bizim için olan süreçlerle Allah indinden süreç kavramlarını karıştırmayın. Evet, bu döngüde bizim için bir süreç var. Döngünün ilk kısmına “HuvAllahu Ehad, Allahüs Samed”, ortasına “Lem yelid ve Lem yûled”, son kısmına da “ve lem yekün lehu küfüven Ehad” dedik. Sürecin “HuvAllahu Ehad Allahüs Samed” kısmında insan yoktur. İhlâs Hayat Döngüsü’nün Allah’ı anlamaya çalıştığımız bu kısmında henüz insan yok! İstiyorum ki, “Ehad ne demek, Samed ne demek” size bunları hemen izah edeyim. Ama hemen onlara başlamak bize bu yolda yarar sağlamaz; onlara şimdi açıklayacağımız asıl noktadan sonra gelirsek faydalı olacağına inanıyorum. Aksi halde oraların konuşulması, o kavramların izahı insanı öyle zihin seyahatlerine çıkarır ki, gelmemiz gereken noktayı bir türlü yakalayamayız. Yakalayamayınca da zorlanırız. Nerede? Hayatı yaşamakta! Hayatı yaşamakta zorlanırız. Yaşantı, üst üste binmiş hayatlar gibi olur ve onları ayırmakta zorlanırız. Hayatın içinde ama hayattan kopuk ve rahatsız bir vaziyette yaşarız. Bu yüzden o tanımların izahını şimdilik bırakıyorum.
Allah hep Ehad ve Samed…
Döngünün orta kısmında başlayan TAKDİMLİ HAYAT’a “lem yelid ve lem yûled” diyoruz. Aslında Ehad ve Samed isimleri daima geçerli olmasına rağmen biz insanla ilgili süreci anlayabilmek, kavrayabilmek için sanki Allah “lem yelid ve lem yûled” noktasına kadar Ehad’mış gibi” düşünüyoruz. Oysa işin aslına baktığınızda Allah hep Ehad ve Samed… Hz. Ali radıyallahu anh buyuruyor ki; “el an öyle” yani hep A’ma’da. Ama konuları “Allah’ın hep A’ma’da oluş” gerçeğine göre düşünürsek anlatacak bir şey olmaz, öyle bir şey kalmaz. Bu döngü dahil hepsi muhal olur, yok olur. Her şey birden yok olunca kavramak zorlaşır, neyi kavrayacağız, kavrayacak bir şey kalmaz ki. Biz anlayabilmek için bu süreçler varmış gibi düşünüp, bize göre ele almak zorundayız.
“Lem yelid ve Lem yûled” denilen yer, kavranılması gereken çok önemli bir noktadır. “Lem yelid ve Lem yûled; doğurmamış ve doğurulmamıştır!” Bakın burada insanla yani yaratılmışlarla ilgili bir tanım var. Ehad ve Samed kısmı öyle değildi. Oradan sonra bu tanım geldi: Lem yelid ve lem yûled; doğurmamıştır ve doğurulmamıştır! Demek ki, bu noktada “lem yelid ve lem yûled” diyen birileri var, onlar bir tespitte bulunup “lem yelid ve lem yûled” diyorlar. Tespitte bulunabilmek için, kıyas yapan “birileri”nin olması lazım. “BİRİLERİ” demek Kesret Âlemi demektir, yaşadığımız âlem demektir. İşte bu âlemin temsil edildiği yer “lem yelid ve lem yûled” alanıdır. Bu âlemin özeti, ulaşılacak noktası “lem yelid ve lem yûled”dir.
Ama bu dünyada yaşarken, hayattayken buna nasıl ulaşırız? Bu noktadan devam edeceğiz inşaAllah.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti