Başöğretmen Atatürk, İlkokul Öğretmenim Nurhayat İleri, kardeşim S. Neriman Taçkın ve tüm öğretmenlerimin ve öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. İyi ki varsınız! Sevinçle kutlamakla beraber bu vesileyle Öğretmen Liselerinin kapalı olması sebebiyle ortaya çıkan eksikliği ve bunun hemen giderilmesi gerektiğini yazmaya çalışacağım.
Bilindiği üzere Öğretmen Okulları 16 Mart 1848 yılında Darulmuallim Mektebi olarak kuruldu. Kuruluşundan kapanana kadar eğitimde köklü bir çınar oldu! Ancak maalesef  2014 yılında alınan bir kararla bu köklü çınar kapatılmıştır. Her zaman ve her yerde önemine vurgu yapılan öğretmenlerimiziyetiştiren bu kurumların kapatılması ve hala kapalı kalması ne büyük acıdır!
“Bir sevdadır öğretmen olmak”… Hiç düşündünüz mü neyin sevdasıdır bu? Ne ile açıklanabilir almadan vermek, verdikçe çoğalmak, çoğaldıkça yaşamı kucaklamak? Yazarın dediği gibi böyle bir ruha sahip olmaktır öğretmen olmak. Biz bir çocuğa bir şeyi öğretmeye çalışmak için ne kadar sabır gösterebiliriz?! Öğrenemiyorsa öğrenemiyor der bırakırız ama işte öğretmen olmak o bilgiyi o çocuğa öğretmeye çalışmak için uğraş vermektir. Verdiği bu mücadele için birebir karşılık vermeye kalksak bu sabır ve mücadele için hangi maddi şeyi tam karşılığı olarak verebiliriz?!  Bu karşılık için Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.” demiş. 29 harf ve ötesinin karşılığını düşündüğümüzde ömürlere yetmeyen bir bedel alıyor. İşte böyle ödenemez bedellere sahip bir meslektir öğretmen olmak!
Peki kolu kanadı lafı bilgi olanlar öğretmenlik ruhuna sahip olmadan ve bu doğrultuda sağlam bir eğitim almadan bu mesleği icra edebilirler mi?! Bu soruya hiç şüphesiz hayır cevabını verebiliriz! Bu eğitimin en önemli parçasını hangi dönemde verilir diye sorduğumuzda da cevap şüphesiz “lise” dönemi olmalıdır ve olmaktadır. O halde denklemi yazdığımızda bu kutsal mesleğin en iyi şekilde icrası için öğretmen liseleri derhal açılmalıdır!
Öğretmen liselerinde sadece şekli anlamda bir eğitim verilmemiştir. Eğitim bilimleri, sosyal faaliyetler, “Öğren Öğret Halka Hakkı, Gürle Gürle Coş; Durma Durma Koş! İdeali gibi bilginin yanında öğretmenlik ruhu yüklenmiştir her bir öğrenciye.  Zira sadece şekli yönden alan doldursaydı ona alternatif olarak akla hemen sosyal Sosyal Bilimler ve Anadolu Liselerigelebilirdi. SBL’lerde Türkçe-Sosyal-Matematik alanlarına yönelik dersler bulunuyor. Bunun yanında İngilizce, Osmanlıca ve Almanca gibi dersler de mevcut. Bununla beraber Sosyal Bilimler liselerinin amacı niteliğinde olan madde “Edebiyat ve Sosyal Bilimler alanlarında ihtiyaç duyulan nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık eder.” şeklinde. Şekli anlamda benzerlik olsa da bu liselerinin amacının sosyal bilimler alanına yönelik bilim adamı yetiştirmek olduğu açıkça görülmektedir. Anadolu Liselerine baktığımızdaise Türkçe-Matematik-Sosyal-Dil bölümleri olup şekli anlamda benzerlik olsa da özellikli bir alana yönelim olmadığından bu liselerde Öğretmen Liseleri’ne alternatif olmamaktadır. Okulda özelleşmiş bir alana yönelim olmadığından “öğretmenlik” mesleği de diğer meslekler gibi sıradan kalmaktadır. Diğer yandan Fen Liseleri fen bilimlerine yönelik özellikli bir alan mevcuttur. Diğer lise türleri de “öğretmenlik” mesleğine yönelik özellikli bir yönelim bulunmamaktadır.Böylece görülmektedir ki Öğretmen Liseleri’nin kapatılmasıyla boşalan yeri diğer hiçbir lise türü tarafından doldurulmamaktadır. Oysa açıklamaya çalıştığımız üzere bu kutsal mesleğin “ruhu” olmadan icra etmek mümkün değildir! Yurdumuzu yüceltecek ve yükseltecek olan bütün mesleklerin başı olan öğretmenlik mesleği “ruhu” ise ancak o ruha sahip liselerde alınabilir! Bu açılan yara daha fazla büyümeden kapatılmalı ve Öğretmen Liseleri hemen açılmalıdır. Nitekim, “Candan Açtık Cehle Karşı Bir Savaş, Ey Bu Yolda And İçen Genç Arkadaş! Öğren Öğret Halka Hakkı, Gürle Coş Durma Durma Koş!” idealiyle vatanımızı yüceltecek olan bu ruha sahip öğretmenlerimizdir!