Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

PKK VE SİYASİ UZANTILARIYLA BİR OLMANIN VEBALİ

PKK Otuz bin masum insanı katletmiş bir çetedir. PKK Uluslar arası silah kaçakçılığı, Uyuşturucu üreticiliği va kaçakçılığından tutunda çocuk ve kadın kaçakçılığına kadar her türlü insanlık dışı işlere bulaşmış, Marksist, ateist ve dinsiz bir örgüttür. Devlete karşı isyan etmiş şakiler, fasıklar, zalimler, haydutlar topluluğudur. Bu suçların tamamının karşılığının cezası İslam hukuğuna göre idamdır. Yani adı geçen suçları işleyenlerin katli vaciptir. Bu gerçeği İslami manada azıcık mürekkep yalamış herkes bilir. Bir insanın suçsuz yere öldürülmesi ise, en büyük bozgunculuk örneklerinden biridir. Allah, Kuran’da bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
“… Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.”(Maide Suresi, 32)
İslâma göre: “Fitne kıtaldan beterdir” (Bakara 191)
Görüldüğü gibi tek bir insanı bile, “bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın”, öldüren bir kişi, tüm insanları öldürmüş kadar büyük bir suç işlemektedir. Bu durumda, teröristlerin işledikleri cinayet, katliamların ne kadar büyük bir suç olduğu açıktır. Allah terörizmin bu zalim yüzünün ahiretteki karşılığını şöyle bildirir:
“Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere ‘tecavüz ve haksızlıkta bulunanların’ aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azab vardır.” (Şura Suresi, 42) . “ Zalimler için korkunç bir azap vardır.” (İnsan,76/31) Bak: Rad,13/25; Bakara Suresi,2/ 60; A’raf Suresi, 56; Hud, 11/18)
Bütün bu gerçekler göstermektedir ki, suçsuz insanlara karşı terör eylemi düzenlemek, İslam’a tamamen aykırı bir eylemdir ve hiçbir Müslüman böyle böyle bir suçun işlenmesine rıza gösteremez. Bu suçu işleyenlere karşı hoş görü ile bakamaz. Aksine, Müslümanlar bu suçları işleyen insanları durdurmakla, “yeryüzündeki bozgunculuğu” ortadan kaldırmak ve tüm insanlara huzur ve güven getirmekle sorumludurlar. İslâm’ın gayesi ve hedefi de yeryüzünde barışı sağlamak değil midir? Bu bakımdan İslâmiyet terörle birlikte düşünülemez, aksine terörün engelleyicisi ve çözümü İslâmiyet’tir.
PKK KÂFİRLER VE
ZALİMLER TOPLULUĞUDUR
Kâfirleri dost edinmek zulüm; onları dost edinenler de zâlimdir” (9/Tevbe, 23). Çünkü
“Kâfirler (in tümü) zâlimdir.” (2/Bakara, 254).
“Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir.” (5/Mâide, 45)
Yüce kitabımız Kur’an’da:“İnne hezel gurâne yehdî lilletî hiye egvemu.”(İsra/9) “Şüphesiz ki
bu Kur’ân, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir.” Buyrulduktan sonra,
Müslümanları bu doğruluktan saptıracak tehlikeye dikkat çekilerek:
“Vela terkenu ilellezine zalemû fetemessekümünnâru “ “ Zalimlere yanaşmayın, (onlara yandaşlık etmeyin) yanarsınız” (Hud/113) buyrulmaktadır. Kur’anın bu tesbitine göre
Kur’andan ayrılmak ve sapmak, zalimlere yönelmek, onlara meyletmektir. Bu meylin
miktarı önemli değildir. Onların yaptıkları haksızlıkları, zulümleri onaylar anlamına gelecek şekilde yüzlerine güleç bir yüzle bakmak bile yasaktır. Ayetteki “Terkenû” sözü, yağcılık ve yardakçılık, haksızlıklara rıza göstermek, en ufak bir şekilde bile olsa onlara meyletmek, onlardan yardım istemek olarak tefsir edilmiştir. (Tefsiru’l Kur’ani’l Azim İbni Kesir Hud/113. ayetin tefsiri)
Bu ayetin tefsirini yapan Müfessir Kurtubi “Küfürle dostluk küfür, Allah’a isyan edenle dost olmak isyandır. Çünkü dostluk ancak sevgiden dolayı olur. Ancak bu hükmün bir tek ayrıcalığı, zalimle dostluk, onun kötülüğünden korunmak için (öyle görünmek şeklinde) çaresiz durumlarda olursa başkadır” demektedir.
Allah Teâlâ : «Zulmedenlere meyletmeyin.» buyurur. İbn Ab-bâs’tan naklen Ali İbn EbuTalha burayı: Onlara yağcılık yapmayın, şeklinde açıklar. Avfî ise İbn Abbâs’ın buradaki meyli, küfre meyletmekle tefsir ettiğini söylemiştir. Ebu’l-Âliye: Onların amellerini hoşgörüyle karşılamayın, derken; îbn Abbâs’tan rivayetle İbn Cüreyc; Haksızlık edenlere meyletmeyin, açıklamasını getirmiştir. Bu söz güzeldir. Yani zâlimlerden yardım istemeyin ki böylece onların geri kalan işlerinden hoşnûd olmuş gibi olursunuz. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka sizi kurtaracak bir dostunuz, O’nun azabından sizi kurtaracak bir yardımcınız da yoktur. (İbni Kesir Tefsir Tefsiri, Hud Suresi 113. âyet)
İmam Kurtubi ise bu ayetin tefsirini yaparken şu görüşlere yer verir:
“Bu âyet-i kerîme kâfirler ile bid’at ehli ve onların dışında türlü masiyet İşleyen kimseleri terkedip, onlardan uzaklaşmaya delildir. Çünkü bu gibi kimselerle sohbet ve arkadaşlık küfür veya masiyettir. Zira arkadaşlık ve sohbet ancak sevgiden dolayı söz konusudur. Nitekim hikmetli birisi (Taraf’e b. el-Abd) şöyle demektedir:
“Kişi hakkında soru sorma, arkadaşını sor. Çünkü herbir arkadaş, arkadaş edindiği
kimseye uyar.” (İmam Kurtubi El-Câmiu li- Ahkâmi’l Kur’an, Hud/113.âyetin tefsiri)
Bu ayetin tefsirinde Seyit Kutup ta şöyle demiştir:
SAKIN ZÂLİMLERE YAKINLIK GÖSTERMEYİN
“Sanık zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi.”
Zalimlere dayanmayın, güvenmeyin. Yeryüzünde güç kaynaklarını ellerinde bulunduran, ellerindeki bu kuvvetle kulları Allah’ın dışında birtakım yaratıklara kulluk yapmaya zorlayan tağutlara, zorba zalimlere dayanmayın. Onlara dayanıp güvenmeyin.
Çünkü sizin onlara güvenip dayanmanız, onların işlediği bu büyük kötülüğü onayladığınız anlamına gelir. Bu, onların işlediği büyük kötülüğün günahına ortak olmanız demektir.
“Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi.” Bu sapmanın cezası olarak…
“Allah’dan başka bir dostunuz, bir dayanağınız yoktur. O zaman O’nun yardımını göremezsiniz.” (Fizilal’il Kur’an, Seyyid Kutup)
ALLAH’IN DOSTUNA
DOST, DÜŞMANINA
DÜŞMAN OLDUNUZ MU?
Rivayete göre, Allah Teâlâ Hz, Musa’ya şöyle vahyetmiştir:
– Ey Musa! Benim için hangi ameli yaptın?
– Ya rabbî! Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim.
– Namaz senin için delildir. Oruç senin için koruyucu bir kalkandır. Sadaka senin için gölgedir. Zekât senin için nûrdur. O halde bütün bunlar senindir. Benim için hangi ameli yaptın?
– Ya rabbî! Sadece senin için olan bir ameli bana öğret.
– Ya Musa! Acaba benim bir dostuma hiç dost oldun mu? Acaba benim yolumda hiçbir düşmana düşman oldun mu?
Bunun üzerine Hz. Musa bildi ki, amellerin en faziletlisi Allah İçin sevmek ve Allah için düşman olmaktır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER