Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

RASULULLAH’IN KOYDUĞU HÜKME İNANMAYANIN İMANI YOKTUR

Muharrem Günay 11 Temmuz 2016 Pazartesi 13:03:10
 

Bir insanın iman etmiş olması için sadece Kur’an yoluyla koyulmuş olan hükümlere iman etmesi yeterli değildir; iman etmiş olmak için sünnet tarafından konulmuş olan hükümleri de kabullenmek gerekir.
Nisa suresi 64 ve 65. ayetin tefsirinde müfessirler şu görüşlere yer vermişlerdir:
(Allah’ın ve Resûlullah’ın hükmüne razı olmayan, tanımayanların Allah’a iman etmemiş olduğu bildirilmektedir (İbni Kesîr (Çetiner), I, 159 ve ilgili âyetler). Hulâsatü’l-Beyân’da ise “Şu halde âyet, Allah’ın kitabına ve Resûlullah’ın sünnetine uygunluk dışında bir şeyin hükmüne razı olmanın küfür olduğuna delâlet eder. Binâenaleyh, Allah’ın ve Peygamber’in hükümlerinden bir şeyi ister beğenmeyerek, ister küçümseyerek kasten reddetmek İslâm’dan çıkmaktır.” denilmektedir.) [Râzî, III, 960; Elmalılı, V, 21-22, 449] (H. Tahsin. Feyizli, Feyzü’l Fürkan)
“Hayır, Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.”  (Nisâ sûresi (4), 65 )
“Allah ve Resulü bir şeye hükmedince, artık mümin erkek ve kadınlara işlerinde bir seçme hakkı kalmaz. Her kim Allah ve Resulü’ne isyan ederse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur” (Ahzâb 33/36).
Yukarıda mealleri verilen âyet ve hadisler, Müslümanların ancak sünnete sarılmak ve ondan ayrılmamaya çalışmak suretiyle  İslâmî kimliklerini koruyabileceklerini  ifade etmektedirler.  Zira  açık bir gerçektir ki, sünnetin terk edilmesiyle doğacak boşluk, sünnetin tam zıddı demek olan bid’atla  doldurulacaktır.
Sünnet, en kısa ve genel anlatımıyla “İslâm kültürü” demektir. Bid’at ise, İslâm kültürüne ters düşen, onda yeri olmayan ve fakat ondanmış gibi görülmeye ve gösterilmeye çalışılan yabancı unsur demektir. Muhtelif kıta ve iklimlerde yaşayan müslümanlar arasında çağlar boyu görüle gelen ortak değerler ve uygulama benzerlikleri, sünnetin belirleyiciliği, birleştiriciliği, bütünleştiriciliği yani evrenselliği sayesinde olmuştur. Açıkça söyleyecek olursak, ümmet sünnetle vardır, onunla yaşar. Yozlaşma sünnetten ayrılmakla başlar.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER