Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ŞEYTANA VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARA TAPMAYIN

Muharrem Günay 21 Ekim 2013 Pazartesi 03:00:00
  Yüce Allah’ Yasin suresi 60 ve 61. Ayetin hemen ardından; Hal böyle iken, ben sizinle şeytana ve şeytanlaşmış insanlara kulluk etmeyeceğinize dair sözleşme yapmış iken, size tabi olacağınız Sırat’ı müstegîmi göstermiş, size apaçık düşman olan şeytana karşı uyarmış iken, sizden ahit, söz almış iken yine de pek çoğunuz şeytana uydu, ona kulluk etti diyor:
“Andolsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akl etmez miydiniz?” (Yasin:62)
Şeytan sadece kendi kimliğiyle değil dostları kanalıyla da insanları saptırır, kendine uydurur böylece insanı şirke sokar:
“…Hakikaten şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına fısıldar (telkinde bulunur)lar. Eğer onlara (gönüllü) itaat ederseniz, elbette siz de (Allah’a) ortak koşanlardan olursunuz.” (Enam: 121)
Şeytanın dostları; fâsıklar, münâfıklar, inkârcılar ve tâğûtlardır. Hepsi de şeytanın isteği doğrultusunda Allah’ın emir ve yasaklarının aksini yapmak ve yaptırmak ve kendi fikirlerine/ideolojilerine bağlılık isterler. Böyle iken onlara gönüllü itaat etmek, Allah’a ortak koşmak olur. (Feyzü’l Furkan, Enam 121. Ayet mealinin dipnotu; H.T.Feyizli)
Bir Müslüman Allah’ın emirlerini “tarihseldir, yöreseldir, o emirler yedinci yüzyılda Arabistan’da yaşayanlar için geçerlidir, şimdi şu asırdayız vb.” diyerek değersiz ve geçersiz sayarsa küfre batmış olur. Şeytan insana sapıklıkta olan çoğunluklara uymayı emreder. Allah bu noktada şeytana karşı bizleri uyarır ve şöyle der:
“Yeryüzünde bulunanların çoğuna (çoğunluğa) uyacak olursan, Seni Allah yolundan saptırır, Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler” (Enâm: 116)
Yeryüzünde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu Müslüman olmayıp Allah’ı ve Allah’ın koyduğu hükümleri inkâr etmekle kâfir, O’na eş ve ortak koşmakla hem kâfir hem müşrik bir kısmı da hiçbir dine mensup olmayıp dinsizdirler. Onlar kendi zanlarına, fikir ve düşüncelerine hizmet etmektedirler. Şeytanın ve şeytanlaşmış insan ve kadroların isteklerine uyup; çoğunluk böyle diye onlara uyup hem kâfir hem de müşrik olmak mı gerekir? Şeytan ve ona tapanların biricik düşmanı ise Allah’ın emirlerine teslim olan inançlı ve imanlı kadrolardır. Öncelikli mücadelesi de yine onlarladır. İşte yüce Allah, insanları böylece uyarmaktadır:
“Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerimin helâlinden, temizinden yiyin. Şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytâni güçlerin peşlerine takılmayın, izlerinden gitmeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır; Şeytan ve şeytâni güçler size, kötülüğü, meşrû olmayan şehevî fiilleri, gayri meşrû ilişkileri, zinayı, haddi aşmayı, cimriliği, ahlâksızlığı ve Allah hakkında bilmediğiniz, bilemediğiniz şeyleri söylemenizi emrederek size rehberlik eder.” (Bakara:168, 169)
Allah Sadece İbadet İlâhı Değil Aynı Zamanda Hüküm İlahıdır
Bilmemiz gerekir ki Allah’a kulluk, yalnız O’na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Çünkü Allah, yalnız ibadet ilâhı değil; Aynı zamanda hüküm ilahıdır. Bir müslümanın Allah’ın koymuş olduğu hükümlerden bir bölümünü beğenip, bir bölümünü beğenmemek veya bir kısmını kabullenip, bir kısmını kabullenmemek gibi bir hakkı yoktur. Kelime manası itibarıyla İslam barışa girmek ve teslim olmak manasına gelir. Müslüman Allah’ın koyduğu hükümlerin tamamını kabullenen ve teslim olan insan demektir. Sözgelişi namazla ve ibadetle ilgili hükümleri kabullenip, içki, kumar, zina, faiz ve hayatın çeşitli alanları ile ilgili hukuki hükümleri kabullenmeyen/inkâr eden bir insan İslam dairesinden çıkar. Bu tür insanlar yüce kitabımızda dinlerini paramparça eden, İncilin ve Tevrat’ın hükümlerini kendi keyiflerine göre değiştiren, İncil’de ve Tevrat’ta yazılı olan hükümlerin bir bölümünü kabullenip, bir bölümünü kabul etmeyen ve dini paramparça eden Yahudi ve Hıristiyanlar gibi olmakla itham edilmişlerdir:
“Yoksa sizler Kitabın bir bölümüne iman ediyor bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz?” (Bakara: 85) “Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, (Habibim) senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır…(Enam: 159)
Kur’an-ı kerim’i okudukları, ezberledikleri ve manasını bildikleri halde onun hükümlerinin tamamına veya bir kısmına uymayanlar Furkan suresi 30. Âyette Kur’an-ı terk etmekle “Kitab-ı mehcur/Terk edilmiş kitap” haline getirmekle suçlanıp; Cuma suresi 5. Ayette ise kitap yüklü merkeplere benzetilmişlerdir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER