Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

SIDDIKİYET MAKAMI – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 8 Nisan 2017 Cumartesi 13:09:30
 

İslâmiyette, peygamberlik ile velilik mertebesinin en üst basamağı arasında bir yüce makam daha vardır: Sıddîkiyet. Sıddîkiyet, sadakat ve doğrulukta en ileri olma hali demektir. Peygamber Efendimizin, en yakın sadık dostu ve yardımcıları durumunda olan Hz. Ebubekir ve Hz. Ali İslâm bilginlerinin de ittifak ettikleri gibi, bu mertebenin en yüce temsilcileridir.
 “Ve men yutııllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minennebiyyîne ves sıddîgîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîgâ(rafîkan). Ve kim, Allah’a ve Resûl’e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah’ın kendilerine ni’met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa 4/69)
Cenâbı Allah’a yakınlık derecesinde olanlar; peygamberler, sonra sıddîklar, sonra Allah yolunda canını seve seve feda eden şehitler, daha sonra da salih amel işleyen muhlisler olarak gösterilmiştir.
Bu ayette açıkça zikredildiği üzere sıddîklar, peygamberlerden sonra  en faziletli insanlarıdır. İmam-ı Rabbani, bu ayetin tefsirin mahiyetinde, velayet mertebelerine dair şu tespitte bulunmuştur: “Velayet makamının üstünde şehadet makamı, şehadet makamının üstünde ise sıddîkiyet makamı vardır. Sıddîkıyet makamının üstünde ise yalnız nübüvvet/peygamberlik makamı vardır. Bu iki makam arasında başka bir makam yoktur ve olamaz.” (İmam-ı Rabbani, Çeviren: Müstekimzade Süleyman Sadeddin, Mektubat, 18. Mektub, Hakikat Kitabevi, İstanbul 2002, s. 38.)
İmam-ı Rabbani’ye göre, velayet makamlarının en yükseği sıddîkıyettir. Sıddîkıyet makamının diğer makamlardan farkları ise şöyledir: “Hakikat-i İslamiyet’e en uygun makam sıddîkıyet makamıdır ki, velayet mertebelerin en yükseğidir. Bu makamdaki marifetler İslamiyet’ten kıl kadar ayrı olmaz. Sıddîkıyet makamı üzerinde yalnız nübüvvet, yani peygamberlik makamı vardır. Sıddîkıyet makamının altındaki makamların hepsinde az çok sekr (şuursuzluk, dalgınlık) vardır. Sekrsiz olan, tam uyanık, yalnız sıddîkıyet makamıdır.” (a.g.e., s. 86.)
Sıddık denilince aklımıza ilk gelen isim Hz. Ebu Bekir (r.a.)’dır. Hz. Ebu Bekir’e “Sıddîk” lakabını kazandıran olayı Hz. Aişe şöyle naklediyor: “Hz. Peygamber, Mescid-i Aksa’ya doğru gece yolculuğuna çıktığı gecenin sabahında bu hâdiseyi halka anlattı. Daha önceden iman etmiş olan bazı kimseler bu hadise üzerine dinden döndüler. Bu kişiler Ebu Bekir Sıddîk’a koşarak “Arkadaşının ne dediğini duydun mu? O, bu gece Beyt-i Makdis’e gidip geldiğini söylüyor?” dediler. Bunun üzerine Ebu Bekir “Bunu Hz. Peygamber mi söylüyor?” diye sordu. Onların “Evet, O söylüyor” demeleri üzerine de “Eğer O söylemişse kesinlikle doğrudur” cevabını verdi. Şaşıran müşrikler “Ne yani, şimdi sen Muhammed”in bu gece Beyt-i Makdis’e gidip de sabahleyin tekrar Mekke’ye döndüğünü tasdik mi ediyorsun?” dediler. Ebu Bekir “Evet. Hatta ben O’nun sabah akşam gökten haber aldığına inanmaktayım” dedi. Bu sözünden ötürü Hz. Ebu Bekir’e “Sıddîk” ünvanı verildi.” (Yusuf Kandehlevî, Hayatü’s-Sahabe, 1/63-64; Ibni Hişam, Sîre, c. 1, s. 268; İbni Sa’d, Tabakat, c. 3, s. 171).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti