Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SÜNNET OLMADAN DİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR

Muharrem Günay 15 Kasım 2013 Cuma 02:00:00
  Allah’ın ve Resûlullah’ın hükmüne razı olmayan, tanımayanların Allah’a iman etmemiş olduğu bildirilmektedir (İbni Kesîr (Çetiner), I, 159 ve ilgili âyetler). Hulâsatü’l-Beyân’da ise “Şu halde âyet, Allah’ın kitabına ve Rasûlullah’ın sünnetine uygunluk dışında bir şeyin hükmüne razı olmanın küfür olduğuna delâlet eder. Binâenaleyh, Allah’ın ve Peygamber’in hükümlerinden bir şeyi ister beğenmeyerek, ister küçümseyerek kasten reddetmek İslâm’dan çıkmaktır.” denilmektedir.) [Râzî, III, 960; Elmalılı, V, 21-22, 449]
“Buna rağmen sana icabet etmeyecek olurlarsa, artık bil ki, onlar, gerçekten kendi heva (istek ve tutku)larına uymaktadırlar. Oysa Allah’tan bir kılavuz (doğru yolu gösterici) olmaksızın, kendi istek ve tutkularına (hevasına) uyandan daha sapık kimdir? Hiç şüphe yok Allah, zulmetmekte olan bir kavime hidayet vermez.” (Kasas suresi: 50) (Tefhim-ul Kuran)
“Eğer sana cevap vermezlerse (ki cevap veremezler), bil ki onlar, sadece heveslerine uyuyorlar. Allah’tan (gelen bir delil veya vahye dayalı) bir yol gösterici olmadan, kendi arzusuna (veya işine gelenlere) uyandan daha sapık kimdir? Şüphesiz ki Allah, zalimler toplumunu doğru yola iletmez.” (Kasas: 50)
Dinde kaynağını vahiyden almayan bütün yol göstericilik ve deliller, kesinliği ve kalıcılığı olmayan batıl arzuların mahsulüdür. H. Tahsin Feyizli Hoca Ahzab suresi 36. ayetin mealine şu açıklamayı not düşmüştür:
“Allah ve Resûlü bir meselede hüküm verdiği zaman, inanan bir erkek ve kadına, artık o işte, kendi (arzu ve heves)lerine göre (başka) tercih hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelir (onlar tarafından verilmiş hükümleri beğenmez, kendi tercihlerine önem verir)se, kesinlikle o, apaçık bir sapıklıkla sapmış olur. (Ahzab:36)”
“Allah ve Resûlü’nün, herhangi bir konuda koyduğu bir hüküm varken hiç kimse onun aksine bir tercih yapamayacağı gibi, başkası için de “isteyen yapsın, istemeyen yapmasın” diye bir serbesti tanıyamaz, bir ideolojik fikri dayatamaz. Çünkü ideolojiler hevâ ve heves putunun (Furkan/43) söylem şekilleridir. Çünkü bu durumda yeni bir din icat etmiş ve sapıtmış olur ki Allah ve Resûlü’nün hükümlerine bağlı mü’minlerce itibar görmezler.” (Feyzul – Furkan, (Hasan Tahsin Feyizli, Ahzab suresi 36. Ayet mealinin dip notu)
Bütün Müslümanlar:
1. Allah’a itaat ettikleri gibi Hz. Muhammed’e itaat etmekle (İtaat),
2. O’na Tabi olup, severek, isteyerek gönülden bağlanmakla (ittiba),
3. O’nu örnek alarak öğütlerini ve nasihatlerini tutmakla (intisah) yükümlüdürler.
Bütün bu açıklamalar göstermektedir ki, sevgili peygamberimizin sünneti ve hadisleri olmadan Kur’an’ı ve İslâmı anlamak mümkün değildir. Sadece bize Kur’an yeter diyerek Sünneti ve sevgili peygamberimizin hadislerini devre dışı bırakmak demek yeni bir din icad etmek demektir. Aslında bu tür saçmalıklarda bulunarak sünnet ve hadis düşmanlığı yapanlar, “Siz Hz. Muhammed’i ve O’nun sünnetini boş verin O’nun yerine benim dediklerime uyun” diyerek; kendi istek ve arzularına göre bir din oluşturma peşinde olan din düşmanlarıdır. İslam âlimleri bu görüşleri savunan insanların dinden çıktıklarını ifade etmektedirler.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER