Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

YER VE GÖKTEKİ HER ŞEY ALLAH’I TESBİH EDER VE O’NA ŞÜKREDER

Muharrem Günay 23 Şubat 2018 Cuma 13:39:09
 

Kur’an-ı Kerim’de genel olarak yer ve göklerdeki her şeyin Allah’ı tesbih ettiği zikredilmiştir:
 “Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinne, ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûran). Yedi (kat) gök, yer ve onların içindekiler O’nu tesbih eder. O’na, hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat (siz) onların tesbihlerini anlayamazsınız. Doğrusu O, Halîm’dir (cezaya acele etmez ve) çok bağışlayıcıdır.” (İsra, 17/44)     “Görmüyor musun ki göklerdekiler, yerdekiler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu, şüphesiz bizzat Allah’a secde ediyor. (İnsanlardan) birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah kimi hor kılar (alçaltır)sa, artık onu yükseltecek yoktur. Şüphe yok ki Allah ne dilerse (onu) yapar.” (Hacc, 22/18) Ayrıca bak; Hadid, 57/1; Haşr, 59/1, 24; Saff, 61/1, Cuma, 62/1)  Özel olarak da gök gürültüsünün (Bkz. Ra’d, 13/13)  kuşların (Bkz. Enbiya, 21/79; Nur, 24/41), dağların Allah’ı tesbihi (Bkz. Sad, 38/18) anlatılmıştır. Hatta taşların bile Allah korkusundan yuvarlandığı (Bkz. Bakara, 2/74)  bizlere birer ibret vesikası olarak sunulmuştur. İşte bunlardan ibret alıp kâinata bu gözle bakan, onları Allah’a nisbet eden, onların görevlerinin idrakinde olan ve onlara karşı duruşunu bu düşünceye göre şekillendiren insan, hem onlara karşı hem de onları yaratan Allah’a karşı teşekkür borcunu ödemiş olur.
Örneğin İslam dini, ihramlı insanlara bitkileri koparma ve avlanma gibi konularda yasaklar koyarak onları çevreye saygı konusunda eğitme yoluna gitmiştir. Peygamberimiz (s.), “Müslüman bir kişi bir ağaç diker de ondan insan, hayvan veya kuş yerse bu yenen şey kıyamet gününe kadar o Mümin için sadaka olur.” (Müslim, “Musâkât”, 7,9,12; Ayrıca bkz. Buhari, “Hars”, 1, “Edeb”, 27.) buyurarak, Müslümanların çevreye bakışını şekillendirmiştir. Yine Peygamberimiz (s.), havyanlar geçtiği ve böcekler gecelediği için yollarda konaklanmaması gerektiğini (Bkz. Müslim, “İmâre”, 178) hayvanlar hakkında Allah’tan korkulması gerektiğini, hayvanların çok yorulmaması ve aç bırakılmaması gerektiğini (Bkz. Ebu Davud, “Cihad”, 44) bildirmiştir. Hayvanların yüzünü dağlayanlara lanet etmiş (Bkz. Müslim, “Libas”, 107; “Selam”, 151,152, “Birr”, 133,134) ve bir kadının ölünceye kadar kediyi hapsettiği için azap gördüğünü ve cehenneme girdiğini (Bkz. Buhari, “Enbiya”, 17; Müslim, “Selam”, 151,152, “Birr”, 133,134) söylemiştir.
Bütün bu örneklere baktığımızda, canlı-cansız, bitki-hayvan, her şeyle olan ilişkimizi, Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde tutmamız gerektiğini görürüz. İşte bu çerçeve içi davranışlarımız şükrümüzü, yani onlara karşı teşekkürümüzü, çerçeve dışı davranışlarımız da onlara karşı nankörlük ve zulmümüzü ifade eder.
Yeryüzü ve gökyüzü insanların gözü önüne bir kitap gibi serilmiş ve insanların bu kitabın sayfalarına bakıp ibret alması istenmiştir. Allah (c), yediğimiz şeylere (Bkz. Abese, 80/24), içtiğimiz süte (Bkz. Nahl, 16/66), devenin yaratılışına (Bkz. Gaşiye, 88/17),  yeryüzünün baharda yeniden dirilişine (Bkz. Rum, 30/50), dağlara (Bkz. Araf, 7/143),  gökyüzüne (Bkz. Hicr, 15/16) vb. şeylere bakmamızı istemiş ve bunlardan ders çıkarmamızı istemiştir. İşte bütün bunlara tabiat kanunlarının bir sonucu değil de Allah’ın Hâlık, Rahmân, Rahîm, Rezzâk, Kadîr vb. sıfatlarının bir sonucu olarak bakmak ve bunları İslâmi usullere göre kullanmak ve bunlardan usulünce yararlanmak mahlûkata teşekkür olduğu gibi onları yaratan Allah’a da şükürdür.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER