Nöbetçi Eczaneler
17 Temmuz 2013 Çarşamba 03:00:00 Seçimlerin yakınlaşmasından mıdır, havaların ısınmasından mıdır; siyaset sahnesi “şenlenmeye” başladı. Kavgada söylenmeyecek birçok sözü duyabiliyoruz, okuyabiliyoruz.
Serde “Bakımsız Adaylık” var ya, ben de kendi kendime bir hazırlık yapayım dedim.
İlm-i siyaset değil, küfr-ü siyaset hazırlığı…
Bu konuda başarılı olabilirsem, siyasete girebilirim.
İşte ürettiğim ve siyasi rakiplerim için kullanacağım birkaç “siyaset” kelamı:
-Şehrin tozu gibisin, yeni boyanmış ayakkabıya yapışıyorsun.
-Vantilatör olsan, serinletmezsin bu memleketi.
-Kaymak gibi asfaltta pantolona sıçrayan çamur musun kardeşim?
-Bakkalda satılan ilaçlar kadar şaşkınsın!
-Muhatabım, dolmuşta ayakta yolculuk yapmış galiba. Hem yorgun, hem sinirli.
-Annesinden terlik yemeyen, milletin tokadını anlamaz.
-Bunlaaar, ucuz ettir; yahni yapsan yenmeeez…
-Arızalı klima mısın mübarek?
-Bunlaarr, çaydanlığın deminin dibinde kalan kireçlere benziyor, sevgili vatandaşlarııım. İyi bakamazsanız, göremezsiniiiz…
-Siz sahte I-Phone musunuz Allah aşkınıza? Menünüz bile belirsiz!
-Biz kem sözden sakınırız, siz neredeyse “Kem Söz” diye gazete çıkaracaksınız yahuuu!
***
Tabii siyaset, sadece “kem söz”den ibaret değil. Siyasetçiyseniz, dilinizin bedduaya da yatkın olması gerekir. Yoksa, tuzsuz çorbaya benzersiniz.
Benim siyasetteki beddualarım şöyle olacak:
-Tam seçmenine mesaj atarken şarjın bitsin, şebeken çöksün.
-Ekmeğinin üzerine şekerli çay dökülsün. Ekmeğin de çayın da heba olsun.
-Okuduğun gazetenin boyası eline çıksın, tokalaşama.
-Tokalaşırken seçmenin kafası, kaşını yarsın.
-Miting yaparken yağmur yağsın, mitingin bitince güneş açsın.
-En ciddi televizyon programında sinirlerin gevşesin. Bir şey diyeme, kahkaha at. Millet seni tanısın.
-Twitter hesabın bloklansın, internet siten çöksün.
-Hazine’den aldığın yardımda kullanılan paralar tedavülden kaldırılsın.
-Seçmeninin şapkasını imzalarken kalemin bitsin.
-Basın danışmanın, senin hangi partiden olduğunu unutsun.
