Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Lokman Özkul
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KUL HAKKI BÜYÜK VEBALDİR

Bir kulun başka bir kul üzerinde olduğu hakka kul hakkı diyoruz biliyorsunuz. Kul hakkının vebali Yüce Allah katında oldukça fazladır. Cenab-ı Hakk kul hakkı için “Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. ” demiştir. Allah’ın bu günahı bağışlaması için öncelikle hakkı yenen kulun hakkını helal etmesi gerekir. Eğer hakkı yenen hak sahibi kişiyi bağışlamazsa Allah bu günahı affetmeyecektir sonucu çıkmaktadır kutsi hadise göre. Cenab-ı Hak her insana bir takım haklar tanımıştır. İnsanların birbirleri üzerinde hakları bulunmaktadır. Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, parasını malını çalar, hırsızlık yapar, itibariyle oynar, yalan ve iftira ile hak etmediği durumlara düşürür veya yasalar karşısında yalancı şahitlik ederek onu suçlu duruma düşürür ise çok büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur.
Kul hakkı çok çeşitlidir. Bir kişinin istemediği bir şeyi yapması, örneğin ona kötü lakap takmak, alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmek gibi.. durumlar da önemli kul haklarındandır. Bunun helalliği ise hakkı yenen ve hak yiyen kişi arasında olacaktır. Başka biri bu günahı bağışlayamaz. Helallik alma şartı aranmaktadır.
Müslümanlar olarak öz eleştiride bulunacak olursak, özellikle bu konuda hassasiyet göstermeyen bir kısım insanlarımız, domuz eti haram diye yemezken (el-hak doğrudur) kul hakkına gelince neredeyse dibini sıyırıyorlar.Yapılan her işe bir kılıf bulunuyor, gıybet dedikodu ediyor, niye yaptın diye sorunca, bu söylediklerim onda var zaten diyor. Onda olduğu için gıybet dedikodu oluyor, söylenilenler olmazsa o zaman zaten iftira olur. Bir başka gerekçe olarak da ‘doğruları ahirette mi söyleyeceğiz’ oluyor. Evet insan doğru konuşmalı lakin başkasının hakkını ihlal etmeden konuşmalıdır. Yüz yüze hoşlanmadığı durumları usulüne uygun olarak ifadede edebilir.
İnsanın başka hak edenler varken, örneğin puan olarak daha yüksek puanlılar (gerçekten hakkıyla almışşsa) varken önüne başka nedenlerle veya hamili kart yakinimdir gibi nedenlerle geçerek hak gasbına neden olmuşsa bunlar elbette ki kul hakkıdır. Sınavda kopya çekerek veya soruları bir şekilde alarak diğer öğrencilerin, adayların önüne geçmek özellikle merkezi sınavlarda böyle hırsızlık ve yolsuzluklara tevessül etmek milyonlarca insanın hakkına girmektir. Böyle bir hak gasbının helalleşmesi de olmaz. Üç günlük dünya için, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesiyle fırıldak olmaya gerek yok. Bu dünyada insanları kandırabilirsiniz, hakkınız olmadığı halde bir yerlere gelebilir veya birilerini getirebilirsiniz ancak bu dünya ile sınırlıdır bu iltimaslar. Mahşer günü bu insanların Allah’ı da kandırabilecekleri bir durum yok. O gün her şey tastamam önlerine sürülür, kitapları kendilerine verilir o zaman insanoğlu ‘Bu kitaba da ne olmuş ki, her şeye yer vermiş hiçbir şeyi eksik bırakmamış’ diyecektir. Lakin o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Bazı insanlar kendi kişisel çıkarları için ‘zafere giden her yol mübahtır’ anlayışıyla yaklaşırlar. İşte asıl kaybedenler bunlardır.
Kul hakkı şirkten sonra, Allah’ın affetmediği ikinci büyük günahtır. Konumuzu bir hadisle tamamalayalım: Peygamber Efendimiz e şöyle buyurmuştur;” Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez.”

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER