Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

KURAN YAZILARI (29) -2 – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 27 Aralık 2011 Salı 02:00:00
  ALLAH’IN AYETLERİ İKİYE AYRILIR (29) -2
Bir başka ayette: “Gerçekten bu Kuran, (insanları) en doğru yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir mükafat olduğunu müjdeler”(İsra 9). Bir diğer ayette de: “İndirdiğimiz bu Kuran, mübarek bir kitapdır. Ona uyun ve hükümlerine karşı gelmekten sakının ki, Allah’ın rahmetine erişesiniz.”(En’am 155) buyurulmaktadır.
Yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere Kuran’ı okumak ve üzerinde düşünerek anlamaya çalışmak ve son olarak da hükümleriyle (islam âlimlerinin çıkardığı hükümlerle) amel etmek gerekmektedir.
Yasin–70. Li yunzira men kâne hayyen ve yehıggal gavlü alel kâfirin (e) (Bu da)Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diyedir.
Milli şairimiz Mehmet Akif, bu konuda şöyle söylüyor:
İbret olmaz bize, her gün okuruz ezbere de!
Yoksa bir maksat aranmaz mı bu âyetlerde?
Lafzı muhkem, yalnız anlaşılan, Kuran’ın;
Çünkü kaydında değil, hiç birimiz mananın;
Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına;
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkıyla bilin;
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
Mevlana Hazretleri FİHİMAFİH adlı (İst 1985 baskılı Milli Eğtim Basım Evi çeviren. Meliha Ülker TARIKÂHYA) eserinin 129. sayfasında şöyle ediyor:
“Rivayet edilmiştir ki: Peygamber (Tanrı’nın selâm ve salâtı onun üzerine olsun) zamanında eshaptan her kim, yarım veya bir sure öğrenirse, ona büyük adam derler ve bir yahut yarım sureyi biliyor, diye parmakla gösterirlerdi. Çünkü onlar adeta Kur’an-ı yerlerdi. (iyice hazmederlerdi.) Bir veya yarım batman ekmek yemek hakikaten güç bir iştir. Fakat ağızlarına alıp çiğneyip, çiğneyip atarlarsa, bu şekilde yüz bin merkep yükü ekmek yenebilir. (Peygamber): “Ne kadar Kur’an okuyan vardır ki Kur’an ona lânet eder” (H.) buyurmamış mıdır? İşte bu, Kur’anı okuduğu halde manasını bilmeyen (manasına göre hareket etmeyen) kimse hakkında söylenmiştir. Fakat böyle olmasa da yine iyidir.
Abdullah bin Mesut hocasına Kur’anı bir gecede hatim ettiğini söylüyor. Hocası, Kur’anı bir de benim huzurumda olduğunu düşünerek oku, diyor. A.b. Mesut bu şekilde ancak Kur’anın yarısını okuyabiliyor. Bu sefer Hz. Peygamberin huzurunda olduğunu düşünerek oku deyince bu defa ancak bir yasin okuyabiliyor. Hocası bu defa Allah’ın huzurunda olduğunu düşünerek oku, diyor. A. B. Mesut, Allah’ın huzurunda olduğunu düşünerek euzü besmeleyi çekiyor, nefesi Fatihayı okurken düğümleniyor, ilerisine geçemiyor. İşte Kur’an böyle okunmalı.
Mukri (okuyucu) Kur’anı bilerek okuyorsa (Tanrının) diğer kitabını niçin kabul etmiyor? Kur’an okuyan birine anlattım ki: Kur’an, de ki; Tanrı’nın sözleri için deniz mürekkep olsa, bir misli de ona ilave edilse sözler bitmeden deniz tükenirdi (Kur’an, Kehf suresi, Âyet.109) buyuruyor. Kur’an elli dirhem mürekkeple yazılabilir. Bu Tanrının ilminden bir işaret bir parçadır ve O’nun bütün bilgisi bundan ibaret değildir. Bir attar bir kağıt parçasına ilaç sarsa, sen: “Bütün dükkan bunun içinde” der misin? Bu aptallık olur. Nihayet Musa, İsa ve daha başkaları zamanında da Kur’an vardı; Hak kelamı mevcuttu. Fakat Arapça değildi.( aynı eser sayfa 128-129) Buradaki Tanrı’nın diğer kitabından kasdın, ‘En büyük Kitap-Kitabı Ekber’ denen kainat olsa gerektir. Ayrıca diğer peygamberlere gönderilen kitaplar da bu mesajın içine girer. Önemli olan Allah’ın varlığının, birliğinin ve gücünün delilleri-âyetleri olan kâinatı okumak ve insanı-kendimizi tanımaktır. (FİHİMAFİH sayfa 129, İst 1985, Milli Eğtim Basım Evi, çeviren Meliha Ülker TARIKÂHYA)
Yusuf suresinde de iman etmek isteyenler için göklerde ve yerde nice ayetler-deliller olduğuna dikkat çekilir:
“Göklerde ve yerde (iman etmek için) nice âyet (delil) vardır ki onlar, (ibretle bakmayıp) ondan yüz çevirerek üstünden geçerler.” (Yusuf 12/105) Yani bakarlar fakat görmezler, kainatı, kitabı ekberi, Allah’ın varlığını birliğini gösteren delilleri okuyup, anlayamazlar..Gördükleri halde kördürler, işittikleri halde sağırdırlar.. Nitekim gerçekleri göremeyip, anlayamayanlara Kur’an sağır ve kör diye hitap eder.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti