Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

KURU EKMEK

Atatürk liderliğinde kuruluşa ve kurtuluşa imza atan kadro yedi düvele karşı verilen savaşı kazanırken tek başına değildi, Türk halkının tamamının desteğini arkasına aldı. Anadolu coğrafyasında yıllarca savaşmış, asırlar boyu padişahın fermanlarıyla yaşayan halkı, padişaha ve şeyhülislam’ın fetvalarına rağmen ikna etmek hiç de kolay değildi. Nasıl başardılar? Halka o güveni vererek.
***
Askerlik hayatı boyunca biriktirdiği 800 lirayı Milli Mücadele için harcayan Başkomutan Mustafa Kemal, “Harp ve muharebe yalnız iki ordunun değil, iki milletin bütün mevcudiyetleri ile karşı karşıya gelmesidir” diyerek, ordunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla Tekalif-i Milliye (Milli Fedakarlık) emirlerini çıkartarak tüm milleti fedakarlığa davet etti. Etti ama, kendisi de, çevresi de her türlü fedakarlığı yaptı.
Bu birlikteliğin sırrını anlamak için, Türkiye Cumhuriyeti’nin ne şartlarda kazanıldığını, yoklukların ve imkansızlıkların içinde kahramanlık destanının nasıl yazıldığını hatırlamamız gerek. Tarihçi Sinan Meydan Milli Mücadele yıllarında Ankara ve Milletvekillerinin yaşamını şöyle anlatıyor. “Milletvekilleri genelde çok yoksuldu. Giyim kuşamları çok kötüydü. Ceplerinde paraları yoktu ve bir çok milletvekili Ankara’da başını sokacak bir ev bile bulamamıştı. Çoğu milletvekili öğretmen okulunda yatıyordu. Karyolaları yetmeyince yer yatakları serilmişti. Orada yer bulamayanlar ise istasyon yolundaki çayırlıkta açıkta yatmış ve çoğu sıtmaya yakalanmıştı. Yemek bulmak ta sorundu. Bazı milletvekilleri bir süre yanlarında getirdikleri bulgur, fasulye, pirinç ve kutular içindeki yağla karınlarını doyurmuştu. Yunus Nadi Bey anılarında, 48 ile 55 kuruş toplayıp tabldot sistemi kurarak yemek sorununu çözdüklerini anlatır. Mehmetçiğin cephede toprak siperlerde uyuduğunu bilen milletvekilleri, tahta sıralarda uyumayı bile lüks bulmuştu. Vatan kurtarma hesaplarını yapan fedakar milletvekilleri önce maaşlarının yüzde yirmi kadarını, sonra da yol paralarının bir miktarını hazine’ye bağışlamışlardı.”
***
Şimdi diyorsunuz ki bu satırlar nereden çıktı. Şimdi yaşadığımız şu günlere dönelim. Zaten zorda olan Türk ekonomisi, pandemi nedeniyle daha da kötüleye gidiyor. Vatandaş işsiz, açlık sınırında, yardımlarla ayakta durmaya çalışıyor. Merkez Bankasında döviz rezervleri tükenmiş, devlet satılan onca fabrikaya, alınan onca borca rağmen iki yakasını bir araya getiremiyor. Özetle, pandemi bir yandan, ekonomideki sıkıntılar bir yandan, ülkede yaşayan herkesi şikayetçi konuma geldi. AKP Afyon milletvekilimiz sayın Ali Özkaya bile twetter mesajında “millet aç” demedi mi!
***
Vatandaşın yaşadığı bunca sıkıntı sonrası iktidardan beklenen nedir? Vatandaşın derdiyle dertlenmek, empati yaparak “sıkıntıları birlikte göğüsleyeceğiz” mesajını vermek değil mi? İşte tam da bu günlerde sosyal medyada bir video ortaya çıktı. Bu videoda 17 Aralık’ta Beştepe’de Irak Başbakanı Mustafa Kazımî onuruna verilen yemeğin görüntüleri var. Irak’la, PKK ile mücadele ve petrol anlaşmalarına varıldığı yönündeki açıklamalara hiç itirazımız olamaz. Yemeğe katılan konuklardan birinin cep telefonuyla çektiği görüntüler yaşadığımız günlerde çektiğimiz sıkıntılarla tamamıyla tezat oluşturuyor. Sazlı-sözlü eğlencede Arapça ve Türkçe şarkılarla coşmuş davetlilerin görüntülerinde ziyafet masalarında yenilen ve içilenlerin yanı sıra, davete katılanların koronavirüs önlemlerine uymadığı, masalardaki sandalyeler arasında boşluk bırakılmadığı ve maske takılmadığı görülüyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dahil birkaç kişi dışında maske takan da yok.
***
Bu görüntüler tam da Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasında CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın “Arkadaşlar millet aç, perişan. Evet herkesin midesine bir şey giriyor; kuru ekmek giriyor” sözüne AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin’in “O zaman aç değil demek” yanıtının hemen ertesinde ortaya çıktı. Sosyal medyadaki tepkilerden anlıyoruz ki, bu görüntüleri kuru ekmeğe muhtaç edilen yurttaşlarımız da, restoranlar kapandığı için işsiz kalan garsonlar da, korona yüzünden hastanelerde yatan yurttaşlarımız da izlemiş. Hepsi tepkili.
“Çürümenin, sıradanlaşmasının” bir başka örneği gibi. Bir tarafta lokmalarını bile paylaşarak yedi düvele karşı verilen mücadeleyi kazanan kahramanlar, diğer tarafta “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” anlayışını temsil eden saray şürekası.
Bu ekonomik savaştan başarıyla çıkacaksak yapılması gereken en önemli şey hep birlikte yapılacak olan fedakârlıktır. O duygu Türk milletinde fazlasıyla var da, yönetenler maalesef başka bir dünyada yaşıyor.
Son Söz; “Lider dediğin önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır.” Mustafa Kemal Atatürk

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti