Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

NAMAZI HUŞÛ VE HUDÛ İLE KILMAK(III)

Muharrem Günay 12 Mayıs 2010 Çarşamba 03:00:00
  Yine namazda “İyyâ kena’budü ve iyyâke nestaîn/Biz ancak sana ibadet eder; Ancak senden yardım dileriz” diye söz verip taahhütte bulundukları halde Allah’tan başkasına kulluk edenlerin, ibadetlerine riya, gösteriş katanların ve onların namazlarıda Mâun suresinde geçen “Yazıklar olsun o namaz kılanlara…” hitabı ile kasdedilen kişiler ve namazlar gurubundadır.
Bilmelisin ki, kişinin kıldığı namazın bir kısmı aleyhinde ve bir kısmı da lehinde yazılmaktadır. Nitekim hadîsler de bu keyfiyete delâlet etmektedirler; her ne kadar fakihler ´Bir namaz ya doğru olur veya olmaz; bir kısmı doğru, bir kısmı da eğri olmak suretiyle parçalanmayı kabul etmez´ deseler de… Fakat fakihlerin de biraz önce söylediğimiz gibi hükmü doğrudur. (Çünkü zâhire göre verilen bir hükümdür). Birçok hadîs, bizim söylediğimiz bu mânâya da delâlet etmektedir.´Farzların eksikliği nâfilelerle giderilir´ diye bir hadîs-i şerif vârid olmuştur.) (Sünen sahipleri ve Hâkim, (Ebu Hüreyre´den); Hâkim senedinin sahih olduğunu söylemiştir.)
Bir hadîs-i şerifte Hz. İsâ Allah Teâlâ´dan farz ibadetlerle kulum azabımdan kurtuldu. Nafile ibadetlerle de kulum bana yaklaştı´ sözlerini naklettiği haber verilmektedir.
Hz. Peygamber de Allah Teâlâ´nın ´Kulum, benim azabımdan, ancak kendisine farz kıldığım ibadetleri edâ etmek suretiyle kurtulur´ buyurduğunu nakleder. (İmam Irâkî, böyle bir hadîse rastlamadığını kaydeder. Ebu Tâlib el Mekkî ise Kut´ul-Kulûb adlı eserinde bu hadîsi değişik bir ibare ile rivayet etmektedir.)
Hz. Peygamber, bir namazda okuduğu surenin bir ayetini atlar. Namazı bitirdikten sonra arkasındaki cemaata: ´Ben ne okudum?´ diye sorar Cemaat susar… Bunun üzerine aynı suali Übey b. Ka´b´a sorar. Übey ´Filân sureyi okuyup, falân ayetini terkettin. Bu ayetin neshedilip edilmediğini bilmiyoruz´ deyince Hz. Peygamber ´Sen bu işin ehlisin ey Übey?´ buyurduktan sonra diğerlerine dönerek şöyle der: “Namaza gelip de saflarını tamamlayarak duran ve peygamberleri aralarında bulunan sizlere ne oluyor ki, Allah´ın Kitabı´ndaki size hangi sûrenin okunduğunu bilmiyorsunuz? İyi bilin ki, İsrâiloğulları da sizin yaptığınız gibi yapmıştı. Allah Teâlâ peygamberlerine ´Kavmine söyle! Bedenleriyle huzuruma geliyor ve dillerini bana veriyorlar; fakat kalpleriyle benden uzaklaşıyorlar. Yaptıklarının batıl olduğunu bilsinler, diye vahyetmiştir”. (Muhammed b. Nasr, Kitab ´us-Salât, (mürsel olarak); Deylemî, (Übey b. Ka´b´dan); Nesâî, (Abdurrahman b. Ebzî´deıı sahih olarak)
Bu hadîs-i şerîf. Fâtiha´dan sonra imamın okuduğu zammı sûrenin dinlenip anlaşılmasının, cemaat için bu zammı sûrenin bedeli olduğuna delâlet eder.
Seleften biri şöyle der:”Kişi kendisini Allah´a yaklaştırdığı inancıyla secdeye varır. Oysa secdede yaptığı günâhlar, bulunduğu şehrin sâkinlerine taksim edilmiş olsaydı hepsi helâk olurdu´. Bu sözü dinleyenlerden biri ´Bu iş nasıl oluyor?´ diye sorunca, o zât şöyle karşılığını verir:
“Kendisi Allah huzurunda secdeye varmaktadır. Kalbi ise, nefsin hevasına kulak veriyor ve kendisini kaplamış olan bâtılı görüyor.”
“Bu namaz da, oruç da, hac da, Allâh yolunda savaş da hep insanın ezeldeki sözleşme inancının şahitleridir.” (Mesnevî, beyt: 183) “Ben namazda Rabbim’e yönelirim; O’nun iltifatına alışmışımdır. ‘Namaz gözümün nûrudur.’ sırrı zuhur eder; gözlerim nûrlanır, içim açılır. Namazda, içimde duyduğum rahatlıktan, mânevî zevkten ötürü rûhumun penceresi açılır da, oradan vasıtasız olarak Allâh’tan haberler gelir, ilham gelir. Allâh’ın ilhamı, feyz yağmuru, rahmeti, nûru, ezeldeki kaynağımdan ve hakîkatimden gelir, penceremden evime girer. Penceresi olmayan bir ev, cehennem gibidir. Ey Allâh’ın kulu! Dinin aslı, temeli mânevî pencere açmak ve oradan tevhîd ve hidayet nûru alarak gönlü, gözü aydınlatmaktır. Yol açmak için ormana az kazma vur! Sen gel, himmet kazmasını nefis duvarına vur da gönle mânevî bir pencere aç!” (Mesnevî, beyt: 2401–2405) Hürriyet Allah’a kulluktur. Hür insan, Allah’a kul olandır. Nefsin ve şeytanın arzuları istikametinde hareket, yaradılış gayesine ters düşmektir. Nefsin perdelerini aralayıp veya ortadan kaldırıp Hakk’a vuslattır kulluk, O’nun huzurunda olmaktır. O’nsuz olan anlar köleliktir. Mevlana, “Mihrabı dost cemali olan kimse için, yüz çeşit namaz, yüz çeşit rüku ve secde vardır” der. Bu konuda Cenab-ı Hak: “Ne yana dönerseniz Allah oradadır” buyurmuştur. Resulullah da (sav): “Namaz mü’minin miracıdır.” buyurmuştur.Kulluk sadece cesetle değil, gönülle ibadet etmektir. Ezan sesleri kalbimin mescidine öyle muhrik gelir ki, onun tesiri ile gönül mabedimin kapısı aşk ateşiyle yanıyor. (Mesnevî, beyt: 3171 ve devamı) Namaza tekbirle “Allah en büyüktür“ diyerek başlıyoruz. Dilin Allahü ekber, Allah en büyüktür derken, kalbinde Allah’tan daha büyük olarak kabul ettiğin ve Allah’tan daha çok değer verip sevdiğin bir şey varsa, o zaman Allahü teala bize “Sen yalan söylemektesin“ buyuruyor. Yani görünüşte Allah’ın bir ve en büyük olduğunu söylüyoruz, hakikatte bizim kalbimizde Allah’tan daha çok değer verdiğimiz, sevdiğimiz büyüklerimiz var. (Devamı yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti