Önemli olan Kur’an okumak değil, okunan sûrenin muhtevasını kafada canlı tutmaktır. Sahâbeden birisi tüm varını yoğunu Allah yolunda infak eder. Kendisine derler ki, “Niye böyle yapıyorsun? Bari çoluk çocuğuna bir şeyler bıraksaydın, onlar el âlemin eline bakmasalardı!” Sahabe cevap verir:
“Ben çocuklarıma Vakıa sûresini bıraktım. Vallahi onlar bu sûreye sahip oldukları sürece asla aç ve açıkta kalmazlar.”
Sûre karın doyurmaz. Ama kişi bu sûreyi devamlı okur ve sûrenin muhtevasını kafasında canlı tutarsa, sûrenin muhtevasını kavrar ve hayatını onunla düzenlerse, o zaman onun ihtiyaç felsefesi değişecektir. İhtiyaç anlayışı sûreye göre şekillenecek, dünyaya karşı kanaatle doyacak, şu anda insanların pek çoğunun ihtiyaç zannedip peşinden koştuğu şeylerin arkasına düşmeyecektir. İşte sûreyle doyuma ulaşmak bu anlamdadır.
Peygamber Efendimiz Ebu Dâvûd ve İbni Mâce’nin Muakkıl bin Yesâr’dan rivâyet ettikleri bir hadislerinde: “Ölmek üzere olan hastalarınızın yanında bu sûreyi okuyun” buyurur.
Ölmek üzere olan bir hastanın yanında Kur’an-ı kerim’in özeti olan Yâsîn suresini okumak sünnettir. Fakat şunu hiçbir zaman unutmayalım ki başta Yâsîn olmak üzere Kur’an surelerini hasta henüz hayatta iken okumak, manalarını öğretmek ölürken okumaktan daha önemlidir. Çünkü insanlar Kur’an’da yer alan surelerin mana ve muhtevalarını öğrenecekler ve ona göre yaşantılarını düzenleyeceklerdir. Hayatını Kur’an’a göre düzenlememiş olan insana ne kadar Kur’an okursak okuyalım çok fazla işe yaramayacaktır. Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde “Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve dirilirsiniz” buyurmuştur.
Muharrem Günay
NASIL YAŞARSAN ÖYLE ÖLÜR VE ÖYLE DİRİLİRSİNİZ
YAZARLAR
TÜMÜ